BIST 9.636
DOLAR 34,65
EURO 36,37
ALTIN 2.941,52

Kültürel kutuplaşmaya karşı toplumsal gerçeklik

31 Mart yerel seçim sonuçları, siyaset-toplum ilişkisini yeniden düşünmemiz gerektiğine işaret etmiştir. Sonuçlar, her şeyden önce, seçmenlerin pozisyonlarını siyaset kurumuna göre belirledikleri bir dönemin son bulmakta olduğuna dair önemli ipuçları vermiştir.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişten buyana kişilerin, grupların ve nihayetinde kitlelerin toplumsal konumlanmalarında siyaset kurumu neredeyse tek yönlü bir etkiye sahipti.

Son yerel seçimlerde konumlanma seçmenin oy verme davranışını önemli ölçüde şekillendirdi. Bu nedenle; Parti aidiyeti, İdeolojik bağlılık, Kültürel kodlar, Oy verme davranışının arkasında yatan belirleyici etkenler olarak benimsendi. 31 Mart yerel seçim sonuçları, öncelikle, bu yapılanmanın kırılmakta olduğunu göstermesi bakımından önem taşımaktadır.

Kültürel kutuplaşmaya karşı toplumsal gerçeklik öne çıktı 31 Mart yerel seçimlerinde.

Hatta;

Kültürel ve ideolojik aidiyet,

Kimlik siyasetinin oy verme davranışı,

Toplumsal sorunlar,

Siyasi kutuplaşma gibi faktörlerin görmezden gelinmesine yol açtı.

Partiye ve lidere bağlılığın, üyesi olunan kültürel ve ideolojik siyasi uyumun büyük ölçüde yönlendirdiği seçmenler, içinde yaşadıkları toplumsal gerçekliğe kayıtsız kalamadılar.

Gündelik yaşamın merkezinde yer alması beklenen ekonomi, sağlık, hukuk, eğitim gibi kurumsal yapılar siyasal ve ideolojik kamplaşmanın gölgesinde kalmış olmasına rağmen seçmenin oy verme davranışında bu defa etki etmiştir.

Dolayısıyla 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarına da.

Seçmenler, siyaset kurumu tarafından sağlamlaştırılan kültürel ve ideolojik kampların kazanması uğruna yoksulluğu, liyakatsizliği, işsizliği, siyasal gücü ve bu gücün verdiği kibri ancak bir noktaya kadar görmezden gelebileceklerini bu seçimde gösterdi.

Uzun zamandır ilk defa ekonomik sorunlar oy verme davranışının seçimin temel belirleyici faktörü olduğunu açıkça ortaya koydu.

Çalışanların yaşam standardında epey bir zamandır yaşanan gerileme enflasyonist süreçte katlanılmaz bir hal aldı. Bu gerileme, seçmenin siyasal düşüncesi uğruna görmezden gelemeyeceği bir boyuta ulaştığından, oy verme davranışının yönlendirici dinamiğini oluşturdu.

Çalışanların yaşam standardındaki gerilemeye emeklilerin yoksullukla cebelleşmesi eşlik edince; sözünü ettiğimiz ekonomik oy verme davranışı seçim sonuçlarının belirlenmesindeki tek dinamik oldu.

Yaşam standardının düşmesi, yoksulluğun artması belirleyici faktördür. Ancak seçmenin siyaset kurumuna göre pozisyon alma davranışını da göz ardı etmemek gerekir.

İmamoğlu Faktörü

Seçim sonuçlarını etkileyen diğer önemli faktör CHP’de Ekrem İmamoğlu’nun öncülüğünde gerçekleşen değişimdir.

İmamoğlu’nun CHP’yi nihayet “iktidar olmak isteyen partiye” dönüştürmesi ve genel seçimleri kazanabilecek lider olarak seçmenin ilgisini çekmesi, seçmenin İmamoğlu’na yönelmesi görülebilir.

Sadece İstanbul seçimlerinin sonuçlarında değil Türkiye genelindeki seçimlerin sonuçlarında İmamoğlu’nun çok önemli bir rolünün ve etkisinin olduğu açıkça görülüyor.

Elbette partinin genel başkanının kurultayda değiştirilmesi, Özgür Özel’in yeni genel başkan olarak seçilmesi ve belediye başkan adaylarının gençleştirilmesi gibi gelişmeler seçmen ilgisinin CHP’ye yönelmesinde etkili oldu.

Ancak, bu değişimlerin hepsinin İmamoğlu öncülüğünde gerçekleştiği de bilinmektedir. CHP’nin yıllar sonra bir seçimde birinci parti olmasının arkasındaki ana bir nedenin Ekrem İmamoğlu faktörü olduğunu söylememek haksızlık olur.

Seçim sonuçları dikkate alındığında her ne kadar en başarılı belediye başkanının Mansur Yavaş olduğu söyleniyor olsa da önümüzdeki dönemde CHP’nin siyasetini belirlemede ve partinin cumhurbaşkanı adaylığında Ekrem İmamoğlu’nun rakipsiz olacağını öngörmek zor değil.   

Dolayısıyla, 31 Mart seçimlerinin getirdiği en önemli sonuçlardan birisi Ekrem İmamoğlu’nun Türk siyasetine bir dönem yön verecek temel aktör olmasını sağlamış olmasıdır.

AK Parti 31 Mart yerel seçim sonuçlarından sonra il, ilçe ve tüm teşkilatlarda değişime gidileceğini, yorulanların bayrağı yere düşürmeden yanındaki ya da arkasındakine vermesi gerektiği konusunda telkinlerde bulunulmuştu. Fakat o günden güne 8 ay geçti eski tas eski hamam devam ediyor sistem.

Oysaki son seçimde seçmen tercihleri tüm siyasi dengeyi alabora etmişti, seçmenin dikkate alınması için, seçmen tercihlerinin doğru okunması için başka nasıl bir tepki bekliyor AK Parti teşkilatları.