Sultan Alaeddin Keykubat'ın yazlık saray olarak kullandığı Beyşehir Gölü kıyısındaki Kubadabad Sarayları'nda tarih öncesine ait yerleşim olduğu ortaya çıktı.
Abone olBölgede 30 yıldır kazı çalışmalarını sürdüren Kazı Başkanı Prof. Dr. Rüçhan Arık, tarihi sarayların bulunduğu alanın sadece Selçuklular'ın değil, tarih öncesi çağlarda insanların yerleşim yeri olduğunun gün yüzüne çıktığını söyledi.
Arık, "Kalkolitik ve Erken Tunç Çağı gibi dönemlerde de bu alanın önemli bir yer tuttuğu görülüyor. Bu bakımdan bu bölgenin değeri giderek artıyor" dedi. Kazı çalışmalarında ödenekle ilgili maddi sıkıntılar yaşandığını da aktaran Prof. Dr. Arık, gelen paranın ancak işçi ücretine yetebildiğini, bu sıkıntıları giderebilmek için gayret gösterdiklerini, sponsor arayışı içerisine girdiklerini söyledi.
18 Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüçhan Arık, bu yıl Haziran ayında aralarında 3 profesörün de olduğu 7 akademisyen ve 15 öğrenci ile birlikte yürüttükleri kazı çalışmalarının büyük bir hızla devam ettiğini söyledi.
Kazılarla birlikte çok değerli bulguların ortaya çıktığını anlatan Arık, bölgede yerleşmenin sadece Selçuklular'ın değil, tarih öncesinde de olduğuna dair buluntuların gün yüzüne çıktığını bildirdi. Tarih öncesine ait Kalkolitik ve Erken Tunç çağlarında bölgede insan yerleşiminin önemli bir yer tuttuğunun dikkat çektiğini kaydeden Arık, "Bu bakımdan da bu bölgenin değeri giderek artıyor.
Biz, yaptığımız çalışmalarla yine Selçuklu dönemine ait yapıları ortaya çıkarmaya devam ediyoruz. Külliyenin batısındaki alanda kazımız devam ediyor. Orada ise henüz ne olduğunu tam anlayamadığımız büyük bir yapı ortaya çıkmakta. Oradaki şantiyede geçen yıllar çok değerli malzemeler çıktı.
Bunlardan çiniler çok önemli. Bu, büyük sarayda rastladığımız
çinilerden çok daha farklı. Bunlar dünyadaki tek örnek. Kubadabad Sarayı'nın çinileri gerçekten tek örnek ve Anadolu'da çiniciliğin doruk noktasına varmış olduğu örnekler" diye konuştu.
Kazı çalışmalarında Selçuklular'ın hiç bilinmeyen yönlerinin ortaya çıkarıldığını da kaydeden Arık, bunlardan birisinin de Selçuklu cam işçiliği olduğunu dile getirdi. Arık, kazı çalışmaları devam ederken, önümüzdeki dönemde ise bölgenin teknik ve bilimsel yönlerini ortaya koyan birinci kazı raporu olacak şekilde bir kitabın hazırlandığını anlattı.
İl Kültür ve Turizm Müdürü Mustafa Çıpan, kazı alanında yaptığı açıklamada, bu bölgenin aynı zamanda bir okul niteliğinde olduğunu belirtti. Sarayların bulunduğu alanın bilindiği kadarıyla dünyadaki tek Selçuklu sivil saray mimari örneği olduğunu vurgulayan Çıpan, bu bölgeyi bir kültür cazibe merkezi haline getirebilmek için gayret gösterdiklerini dile getirdi.