BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Kubad Abad kazılarına ara verildi

Beyşehir Gölü'nün Gölyaka beldesi kıyısındaki Kubad Abad Saray Külliyesi'nde 30. yılının dolduran kazı çalışmalarının bu yılki bölümü sona erdi

Abone ol

Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad'ın emriyle 1220-1236 tarihleri arasında yaptırılan Beyşehir Gölü'nün Gölyaka beldesi kıyısındaki Kubad Abad Saray Külliyesi'nde 30. yılının dolduran kazı çalışmalarının bu yılki bölümü sona erdi.

Kazı çalışmaları neticesinde bölgede yine tarihe ışık tutacak yeni kalıntı ve buluntuların ortaya çıkarıldığı bildirildi.

Günümüze ulaşabilmiş tek Selçuklu saray yapısı olarak bilinen Kubad Abad Sarayları'nda 30 yıldan bu yana sistemli bir şekilde yürütülen kazı çalışmalarına başkanlık eden Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüçhan Arık, bölgede yaklaşık 1,5 aydır devam eden kazı çalışmalarının bu yılki bölümünün tamamlandığını söyledi.

Prof. Dr. Arık, Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubad'ın emriyle yaptırılan saray külliyesinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarının bu yıl yine oldukça verimli geçtiğini belirtti. Kubad Abad'ın tarih öncesi dönemini ortaya çıkarmak açısından yapılan çalışmalardan çok mutlu olduklarını ifade eden Arık, hem kalkolitik, hem de erken tunç çağı özelliklerini gösteren pek çok kalıntının bu çalışmalar sonunda ortaya çıkarıldığını kaydetti.

Çalışmalar sonunda saray mimarisi yönünden daha ne olduğunu tam olarak anlayamadıkları anonim bir yapının bulunduğunu vurgulayan Prof. Dr. Arık, "Tabii, açıldıkça, ortaya çıktıkça, mimari yapılar daha da anlaşılır hale gelecek. Bu çıkardığımız son büyük yapı herhalde bir hizmet binası idi. Yine hamamı var, yanında kuyusu ortaya çıktı. Mekanların tam olarak ne olduğunu anlayamadık ama inşallah gelecek yıl diğer bulunan yapılarla bağlantısı araştırılıp ortaya çıkacak" dedi.

Kazı çalışmaları sonunda güzel malzemelerin ortaya çıkarıldığını, bunların arasında çinilerin yine bulunduğunu dile getiren Arık, "Çinimiz bu sene çok fazla değil ama aynı çinilerin devam ettiğini görüyoruz. Çıkan ufak tefek parçalar arasında çok fazla madeni eşyalar da çıktı. Bizim için bunlar da çok önemli. Çünkü Selçuklu dönemine ait madeni kullanma eşyası. Bunlar pek bilinmiyor. Bunların içerisinde ok uçları da var. Onların da çalışması yapılıyor. Yine sırsız seramikler ortaya çıktı. Bunlar sırlı
değil, yani parlak ve bol desenli olmayanlarından sade, topraktan yapılmış kaplar da çıktı. Bunlar da bizim için oldukça önemli bulgular. Bu bakımdan bu yıl kazı çalışmaları sonunda verimli bir sezonu geride bıraktığımızı söyleyebiliriz" diye konuştu.

Tarihi mekanın milli saraylar kapsamına dahil edilmesi konusunda yürütülen çalışmalara da değinen Prof. Dr. Arık, milli saraylar içerisinde Kubad Abad'ı da görmek için son dönemde çok büyük bir çabanın içerisine girdiklerini anlattı. TBMM Başkanı ile konu hakkında görüştüklerini ve olumlu bir görüşü olduğu düşüncesine vardıklarını dile getiren Arık, bunun daha gelişmesi için hem bakanlık, hem de diğer üst düzey yetkililerin de bu konuda kendilerine destek verdiklerini anımsattı.
Bölgede yürütülen kazı çalışmaları sonunda ortaya çıkarılan buluntuların Konya'daki müzelere gittiğini, arzu ettikleri şeyin gelecekte saray külliyesinin bir açık hava müzesi haline dönüşmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Arık, "Bunun adına şimdi arkeopark diyorlar. Genelde o şekilde ele almak ve burayı gelecekte açık hava müzesi haline dönüştürmenin arzusundayız. Tabii kapalı yerler de olacak ve sarayın kendi malının kendisinde kalmasını sağlamak, yani yerinde sergilenmesi ve yerinde korunması en doğru olanıdır. Şu anda onu koruyacak bir imkanımız yok ama esas nihai hedefimiz bu sarayımızı bu şekilde, oradaki eserleri, çinileri ve diğer buluntularıyla, altyapısıyla yerinde sergileyebilmektir. Altyapı da biliyorsunuz çok önemli, asıl arkeolojinin amacı da budur. Selçuklu döneminde bu insanların uygarlık düzeyini ortaya koymak açısından çok önemli, bunlar bize tabi yaşadığımız kültürlerin, en önemlisi de bu ülkeyi bize armağan eden Selçukluların nasıl bir yaşantısı olduğunu ortaya koymak açısından önem taşıyor" şeklinde konuştu.