BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  GÜNCEL

Kozmik odayla ilgili bilinmeyeni 5 yıl sonra açıkladı

Kozmik oda operasyonu yapıldığı dönemin Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin'den 5 yıl sonra çarpıcı açıklamalar.

Abone ol

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başlatılan ‘Kozmik Oda’ soruşturmasında Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın verdiği takipsizlik kararı tartışılırken, dönemin Genelkurmay İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin, ‘kozmik oda’ ve operasyona ilişkin önemli bilgiler verdi.

Habertürk TV’de Balçiçek İlter’e konuk olan İsmail Hakkı Pekin 5 yıl sonra açıkladı; “Seferberlik Tetkik Kurulu’na girmek istediler, fakat girdikleri yer Ankara Bölge Başkanlığı. Asıl belgeler Gölbaşı’ndaki Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’ndadır”. İşte Pekin'in açıklamaları:

NASIL OLDU BU İŞ?

19 Aralık 2009’da yapılan arama şu; mahkeme karar vermiş, bir hakim geliyor, hakimin yanına İlker Paşa’nın (Başbuğ) emriyle bir askeri savcı verilmiş. O askeri savcı, hakimin yanlış bir şey yapmasını engellemek istedi. Odamda oturuyordum, ‘Arınç’a suikast yapılacak’ diye bir haber duyduk. Ardından haber geldi. Ankara’dan özel kuvvetlerden iki tane subayımızın alıkonduğunu duyduk. Özel Kuvvetler Komutanı Servet Yörük geldi. Tümgeneral Selahattin Kısacık, Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı’ydı. ‘Nasıl oldu bu iş’ diye İlker Paşa beni görevlendirdi.

SUİKAST KURGUSU

Ankara Bölge Başkanlığı’na gittim. Arınç’a suikast yapacağı iddia edilen arkadaşlarımla görüştüm. Onlar 1 yıldır bir albayı takip ettiklerini söylediler. Özel görev verilmiş. Görüşmeleri dinlenmiş. Arınç’a suikast kurgusuyla beraber bu durum ortaya çıkmış. Genelkurmay’a sorabilirlerdi bu konuyu.

YANLIŞ YER ARANDI

Hiç kimse bir şey sormadan hazır yakalamışken bu bahaneyle Seferberlik Tetkik Kurulu’na girmek istediler, fakat girdikleri yer Ankara Bölge Başkanlığı. Daha önce de Atabeyler ve Sauna operasyonlarıyla özel kuvvetlere yine girilmek istendi. Ama beceremediler. Arama yapılan yer Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı değil, Seferberlik Dairesi Ankara Bölge Başkanlığı. Onun başında da bir albay bulunur.

ANKARA EVRAKI

 Buradaki evraklar sadece Ankara ile ilgili evraklardır. Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’nın karargahı Gölbaşı’ndadır. Bütün bölge başkanlıkları Seferberlik Tetkik Kurulu’na bağlıdır. Türkiye’deki bütün o çalışmalar, o listelerin tamamı, asıl belgeler Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’ndadır. İki subayımız Ankara Bölge Başkanlığı’nda çalıştığı için giremediler Seferberlik Tetkik Kurulu’na. Oraya girselerdi Özel Kuvvetler’in ana karargahına da girebilirlerdi.

KASADA SAKLANDI

“Geldiler önce kozmik oda dışında bilgisayarlardan imaj aldılar. Israrla kozmik odaya girmek istediler. Yanlarına askeri savcı verdik. Kozmik odada Nazmi Albay isimli bir albayımız vardı. O devamlı orada bulundu. Hiçbir evrak verilmedi kendilerine. Bazı kritik evraklardan özet çıkarıldı, fotokopi çekildi. İmajlar teslim edilmedi. Genelkurmay Başkanlığı’nda bir kasaya kilitlendi bu imajlar. İçinde 7 evrak daha var. Daha sonra aldığım bilgiye göre 2 yıl sonra mahkeme bu bilgileri istemiş. Bu belgeler, TÜBİTAK’a gönderilmiş çözümlenmek üzere. Çözümlendikten sonra o belgeler nereye gitti? O zamanki Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı’yla görüştüm. Bu imajların bir listesinin kendisinde olduğunu, bir suretini de emekli olduktan Özel Kuvvetler’e bıraktığını söyledi. Bu iki subayımız, şimdi emekli oldular, diğer 8 kişiyle birlikte büyük ihtimalle tazminat davası açacaklar.”

HEDEF ÖZEL KUVVETLER

“Uzun zamandan beri Özel Kuvvetler ile ilgili bilgi isteniyordu. Özel Kuvvetler’in çalışma metotları öğrenilmek isteniyordu. Hedef orasıydı. Genelkurmay Başkanı’mız ile de Özel Kuvvetler Komutanı ile de görüşüldü. Aslında İlker Paşa, Ankara Bölge’ye de sokmayabilirdi. Öyle bir hakkı vardı. Çünkü mahkeme olmamıştı henüz. Silahlı Kuvvetler’e güvensizlik ortadan kalksın diye, oradaki evraklar da çok önemli evraklar değil aslında. Bu nedenle müsaade edildi. Bence hiç sokulmaması daha iyiydi. Birçok komutanın hatta Kara Kuvvetleri Komutanı’nın bile görmediği şeyler vardı orada.”