"Kozmik Oda" soruşturmasında, TSK personeline FETÖ/PDY mensuplarınca kumpas kurulduğu gerekçesiyle 121 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin ayrıntıları ortaya çıktı.
Abone olEski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast iddialarıyla başlatılan ve kamuoyunda "Kozmik Oda" olarak bilinen soruşturma sırasında Genelkurmay Başkanlığı Seferberlik Bölge Başkanlığından alınan devlet sırrı niteliğindeki dijital verilerin incelenmek üzere teslim edildiği bilirkişilerin ByLock kullandıkları belirlendi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca, "Kozmik Oda" soruşturmasında, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeline Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyelerince kumpas kurulduğu gerekçesiyle çoğunluğu polis 121 kişi hakkında iddianame hazırladı.
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve darbe girişiminin ardından TSK'dan ihraç edilen eski Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse'nin yanı sıra dönemin terörle mücadele ve istihbarat şubelerinde görevli çok sayıda emniyet personeli şüpheli olarak yer aldı.
İddianamede, 19 Aralık 2009'da eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'a suikast düzenleneceği ihbarı üzerine, meslekten ihraç edilen Cumhuriyet Savcısı Mustafa Bilgili'nin yürüttüğü "Kozmik Oda" soruşturmasında TSK personeline kumpas kurulduğu bilgisine yer verildi.
Eski savcı Bilgili'nin, soruşturmada ele geçirilen dijital materyallerin incelenmesi amacıyla TÜBİTAK'a müzekkereyle başvurarak, 2 bilirkişi görevlendirilmesi talebinde bulunduğu belirtilen iddianamede, dönemin TÜBİTAK BİLGEM Merkez Başkanı olan ve halen Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı dönemindeki çalışma ofislerine dinleme cihazlarının yerleştirilmesine ilişkin davanın firari sanığı Hasan Palaz'ın, müzekkere doğrultusunda Burak Akoğuz ve Ebubekir Yalçınkaya'yı bilirkişi olarak görevlendirildiği ifade edildi.
Dijital materyallere ait hafıza kartlarının, 30 Aralık 2013'te imajlarının çıkartılarak bilirkişiler Akoğuz ve Yalçınkaya'ya teslim edildiği kaydedilen iddianamede, 16 Mart 2013'te savcı Bilgili'ye verilen "1,5 terabaytlık imaj hard disk" ile 18 Eylül 2013'te Bilgili tarafından Ankara Seferberlik Bölge Başkanlığında yapılan aramada alınan "silinebilir CD-RV, flash disk, hafıza kartı, fotoğraf makinesi ve içindeki hafıza kartının" bilirkişilerce incelenmesi sırasında "ikinci kez imajının alındığı" bildirildi.
Bilirkişilerce incelenen dijital materyallerin, 20 Mart, 28 Nisan ve 2 Mayıs 2014'te bilirkişi Akoğuz tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edildiği vurgulanan iddianamede, Genelkurmay Başkanlığında muhafaza altındayken, 16 Mart 2013'te Bilgili tarafından yapılan aramada teslim alınan ve içerisinde devlet sırrı niteliğinde bilgi ve kayıtlar bulunan hard diskin teslim alındığı gün ve devamındaki 17 Mart ile 21 Mart tarihlerinde kopyalama işlemine tabi tutulduğu aktarıldı.
GÖREVLİ OLMAMALARINA RAĞMEN
İddianamede, dijital materyallerle ilgili Cumhuriyet Savcısı Sadık Bayındır tarafından 2014'te tutulan tutanakta, bilirkişilerden Ebubekir Yalçınkaya'nın beyanlarına da yer verildi.
Yalçınkaya, ifadesinde, söz konusu materyallerle ilgili Savcı Bilgili'nin odasına gelmeden önce, "materyallerin orijinali üzerinden imajlarının alınmış olduğunu"nu beyan ettiği belirtildi. Yalçınkaya, konuyla ilgili TÜBİTAK'a verdiği savunmasında, kopya alma işleminin Bilgili'nin odasında TÜBİTAK görevlisi Ünal Tatar tarafından yapıldığı bilgisini paylaştı.
İddianamede, kopyalama işleminin yapıldığı tespit edilen günlerde, TÜBİTAK Bilişim Uzmanı Ünal Tatar ile eski savcı Bilgili arasında irtibat bulunduğu ve Tatar'ın bu tarihlerde Ankara Adliyesi bölgesinde olduğuna dair sinyal bilgisi yer aldığı bildirildi.
Sanıklardan eski TÜBİTAK personeli Süheyl Mustafa Keskin'in "Kozmik Oda" soruşturması kapsamında herhangi bir görevinin bulunmadığı, buna rağmen 7 Ocak 2014'te içinde askeri sırların bulunduğu dijital materyallere erişim sağlayarak, Dijital Adli Analiz Birimi ağı arayüzünün açıklama kısmına not düştüğünün yer aldığı bilgisinin paylaşılığı iddianamede, Keskin için "Devletin güvenliği, siyasal yararları bakımından niteliği itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri askeri casusluk amacıyla temin ettiği belirlenmiştir." ifadesi kullanıldı.
İddianamede, şüpheli olarak yer alan eski TÜBİTAK çalışanlarından Yakup Korkmaz'ın da soruşturma kapsamında herhangi bir görevinin bulunmamasına rağmen devlet sırrı niteliğindeki dijital verileri kopyaladığına işaret edildi.
ŞÜPHELİLERDE BYLOCK TESPİTİ
Hakkında dava açılan 121 sanıktan 54'ünün FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock kullanıcısı olduğu kaydedilen iddianamede, dijital materyalleri inceleyen bilirkişiler Yalçınkaya ve Akoğuz'un da ByLock kullandığı vurgulandı.
İddianamede, Akoğuz'un 12 Ağustos 2014'te, IMEI numaraları paylaşılan 2 ayrı telefondan 0 533 XXX XX 80 numaralı hatla ByLock kullandığı, Yalçınkaya'nın ise ByLock uygulamasını 14 Ağustos 2014'ten itibaren kullanmaya başladığına dikkati çekildi.
Yalçınkaya'nın, IMEI numarası verilen ve 0 506 XXX XX 18 numaralı hat üzerinden ByLock kullandığı bildirilen iddianamede, soruşturma aşamasında görevli olmamasına rağmen dijital materyallere eriştiği ve kopyalama yaptığı belirtilen şüpheliler Ünal Tatar ile Süheyl Mustafa Keskin'in de ByLock kullanıcısı olduğu aktarıldı.
Tatar'ın ByLock uygulamasını, 11 Ağustos 2014'te 507 XXX XX 90 numaralı telefon hattıyla kullanmaya başladığı belirtilen iddianamede, Keskin'in de 23 Ağustos 2014'ten itibaren IMEI numaraları verilen telefonlara ByLock yüklediği ve 532 XXX XX 66 numaralı hat üzerinden kullandığı ifade edildi.
BİLGİLİ DE BYLOCK KULLANICISI
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hakkında ayrı bir dava açılan ve yargılamasına Yargıtay 16. Ceza Dairesinde devam edilen "Kozmik Oda" soruşturmasını yürüten eski savcı Bilgili'nin de ByLock programını kullandığı tespit edilmişti.
SUÇLAMALAR
Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, 121 sanığın "devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etme", "silahlı terör örgütü kurma veya yönetme", "kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları kaydetme", "özel hayatın gizliliğini i̇hlal", "kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği" ve "i̇ftira" suçlarından cezalandırılmaları talep ediliyor.