Türk sinemasının "kötü adamı" Nuri Alço, yeni nesil oyuncularının eskilere saygı göstermediğini iddia etti.
Abone olTürk sinemasının "kötü adamı" Nuri Alço, dizilerle gelen şöhretin geçici, sinema starlığının ise kalıcı olduğunu belirterek, popstar ve dans yarışmalarının gençleri bunalıma sürüklediğini söyledi.
14. Altın Koza Film Festivali'nde katıldığı etkinliklerde, özellikle genç izleyiciler tarafından "Nuri Baba" tezahüratlarıyla karşılanan Alço, gördüğü ilgiyle hayli moral buldu. Türk sinemasındaki genç kuşaktan aynı ilgi ve alakayı görememekten yakınan tecrübeli oyuncu, özellikle dizilerdeki rolleriyle ün yapan oyuncuların, tecrübe kazanmak adına yanlarına gelip oturmadıkları gibi, selam bile vermediklerini ifade etti. 1980'li yılların sinema sanatçıları olarak, belirli bir kuşakları olduğunu, aralarında da sevgi, saygı, birlik, beraberlik ve dayanışmanın en üst düzeyde olduğunu anlatan Nuri Alço, "Bugün genç arkadaşları görüyorum, hiçbiri gelip yanımıza oturmuyor. Biz soruyoruz; bu kim, o kim diye. Biz olsak, onların yanına girebilmek, selamımızı alsın diye 10 defa önlerinden geçerdik. Ama bunlarda öyle bir şey yok. Sevgi, saygı, selam yok. Enteresan bir gençlik var. Halbuki dayanışma içerisinde daha güzel şeyler ortaya çıkabilir" dedi.
30 YILDA 200'E YAKIN FİLMDE ROL ALDI
30 yıllık sinema geçmişinde 200'e yakın filmde rol aldığını, birçoğunda başrol oynadığını belirten 51 yaşındaki Alço, "Biz taçsız kraliçe filmleri de çektik yıllar önce. Sanatçının zirveye çıkışını ve çöküşünü de oynadık. Bunlar bir ibrettir. Çünkü, bu genç sanatçılar öyle bir bunalıma giriyor ki, bir günde şöhret oluyorlar. Altyapıları olmadığı için Yeşilçam camiasına kendilerini öyle kolay kabul ettiremiyorlar. Dizi oyuncularını dizideki isimlerinden, sinema sanatçılarını gerçek adlarından tanıyorsunuz. Türkan Şoray, Murat Soydan, Yusuf Sezgin, Hülya Koçyiğit star isimler. Ama şu anda starlık devri yok. Onun için de şöhretin kıymetini bilmeleri lazım" diye konuştu.
Anadolu'dan büyük umutlarla gelerek, televizyonlardaki popstar ve dans yarışmalarında dereceye giren gençlerin, yarışmalardan kısa bir süre sonra kaybolduklarına dikkat çeken Alço, "Bu çocuklar, dereceye giriyorlar ama iş imkanı yok. İş imkanı olsa dahi İstanbul'da gazino yok, hangi gazinoda çalışacak, nerede çıkacak? Ya gidecek Anadolu'da bir pavyonda çalışacak biraz fiyatı artacak ya da barlarda çalışacak. Yoksa mümkün değil. Çünkü, Maksimler, Çakıllar, Lunapark'lar kapandı. Ancak, büyük sanatçılar
televizyon ve radyoda yaptıkları programlarla ayakta kalıyorlar. Fakat bu tür insanlar da bir şeyler bekliyorlar. Dereceye girdiklerinde çalışma sahaları yok. Hiçbir şey elde edemiyorlar. Ondan sonra da isyan ediyorlar, bunalıma giriyorlar. Sonuçta dizi çekimlerinden elde edilen şöhret gelip geçici oluyor. İnsan bir dizide parlıyor, bir yere geldim sanıyor, ama dizi bittikten sonra unutuluyor. Onun için sinema filmleriyle bir yere gelmek lazım. Sinemada bir yere geldiğinde de star oluyorsun. Starlık bambaşka bir duygu. Bugüne kadar hiçbir televizyon dizisinden star olan yok, olmamıştır" dedi.
Televizyonlardaki dizi furyasına da değinen Alço, bugüne kadar çekilen 120 dizi arasında reyting yapanların ayakta kaldığına ve tutulmayanların kaldırıldığına dikkat çekerken, "İnsanın beklentileri boşa gidiyor. Paralarını alamayan bir yığın insan var, bunları duyuyoruz" şeklinde konuştu.
"ANTALYA YABANCI, ADANA YERLİ DOLU"
Geçen yıl yapılan Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde yerliden çok yabancı oyuncu olduğunu, Adana Altın Koza Film Festivali'nde ise yabancıdan çok yerli oyuncu bulunduğunu ifade eden Alço, "Geçen sene Antalya ortalığı iyice yıktı. Türk sineması için festival yapıyorsunuz, bir tane Türk oyuncu ve aktör yok. Böyle bir festival olur mu? Zaten toplasanız 30 kişi ya var ya yokuz. 300 tane yabancı getiriliyor, bunlara bir de para ödeniyor. Bize verilmiyor. Türk sanatçısını sokakta kimse tanımıyor tabii.
Eskiden sokaklara dökülüyorlardı. 14. Altın Koza'da yerli oyuncu çok. Ama sanatçılara ilgi yetersiz. Festival şenlik ve eğlence havasında geçmeli. Beklentiler çok. Festivale katılsın ama katılmasın, onlar Türk sinemasının mihenk taşları. Kadir İnanır'lar, Türkan Şoray'lar, Murat Soydan'lar, Tarık Akan'lar, Fatma Girik'ler, Engin Çağlar'ların hepsinin burada olması gerekiyor" dedi.