BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Köşk, Irak zirvesini bekliyor

1 Mart'ta yaşanan tezkere krizinin tekrarlanmaması için çalışan hükümet, kamuoyuna ne anlatacağını planlıyor.

Abone ol

Türkiye'nin Irak'ta oluşturulacak uluslararası barış gücüne asker göndermesi konusunda yarın Çankaya Köşkü'nde yapılacak zirveye Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün yanı sıra Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'in de katılması bekleniyor. Türkiye'nin Irak'ta oluşturulacak uluslararası barış gücüne asker göndermesi konusunda yarın Çankaya Köşkü'nde yapılacak zirvede, ilgili tüm kurumlar arasında mutabakat aranacak. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer başkanlığında saat 15.00'te gerçekleştirilecek toplantıya, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün yanı sıra Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Uğur Ziyal'in de katılması bekleniyor. Irak'ta yaşanan gelişmelere seyirci kalınamayacağını savunan hükümet, asker gönderme konusunda uluslararası meşruiyet koşuluna bağlı kalınmasını isteyen Cumhurbaşkanı Sezer'i ikna etmeye çalışacak. Bu aşamada, Birleşmiş Milletler ve NATO kararının çıkmasının güç olduğunu Cumhurbaşkanı Sezer'e iletecek olan hükümet, kararın alınmasında, devletin tüm kurumları arasında fikir birliği sağlanması için çaba sarf ediyor. Köşkteki toplantının ardından konunun aynı gün Bakanlar Kurulu'nun da ana gündemini oluşturması bekleniyor. Türkiye'nin Irak'ta bulunması gerekliliği anlatılacak Edinilen bilgilere göre, Çankaya Köşkü'ndeki zirvede hükümet, Türkiye'nin Irak'ta bulunmasının gerekliliğini şöyle anlatacak: - Irak'a gönderilecek asker, barış gücü kapsamında görev yapacak. Dolayısıyla 1 Mart'takinden farklı olarak Türk askeri oraya savaşmak için değil, barışın, güvenliğin ve istikrarın tesisi için gidecek. - Bu şartlarda Türk askerinin Irak'a gönderilme gerekçesini Parlamento'ya ve kamuoyuna anlatmak daha kolay olacak. - Türkiye, tarihi bağları bulunan komşusu Irak'ta istikrarın sağlanmasına, ülkenin yeniden yapılandırılmasına ve Irak halkının demokratik bir şekilde kendi kendini yönetir duruma gelmesine katkı sağlayarak, bu alandaki sorumluluğunu da yerine getirmiş olacak. - Irak'ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devletinin kurulması engellenmiş olacak. - Türkmenlerin haklarının korunması ve Irak'ın yönetiminde söz sahibi olmaları sağlanacak. - PKK/KADEK'in Irak'ta yuvalanması engellenmiş olacak. - Bütün bu koşullar Türkiye'nin Irak'ta varolmasına ve masaya oturabilmesine bağlı. - ABD, Türk askerinin Irak'ta görev yapmasını istiyorsa, güvenlik, askeri, teknik ve mali konularda bir takım güvenceler vermek zorunda. Gönderilecek askeri birliğin büyüklüğü, Türk askerinin görev yapacağı bölgenin seçimi, askerlerin giderlerinin karşılanması gibi teknik konularda henüz müzakereler tamamlanmamasına rağmen, zirvede prensip olarak ''Biz yokuz diyemeyiz ama Irak'a dost bir ülke imajıyla gidelim'' görüşünde mutabakat sağlanması bekleniyor. Bu mutabakatın açıklanmasıyla da devletin tüm kurumlarının Türkiye'nin çıkarları doğrultusunda aldığı ortak kararın kamuoyuna izah edilmesi için girişimlere başlanacak ve Türk askerinin Irak'ta kalkan yapılmayacağı mesajları verilecek. AK Parti Grubunun ikna edilmesi Kurumlar arasında mutabakatın sağlanmasının ardından, hükümet için daha zorlu bir dönem başlayacak. 1 Mart'taki tezkere olayının bir benzerinin yaşanmaması için temkinli davranan hükümet, Parlamento'yu, AK Parti grubunu ve kamuoyunu ikna etmeye çalışacak. Hükümet, ekim sonu ya da eylül ayı başında TBMM gündemine getirilmesi beklenen tezkereyi meşru bir zemine oturtmak için parti grubuna da şu mesajları verecek: - Türk askeri Irak'ta görev yaparsa Irak'ta Türk varlığı sürdürülmüş olacak. - İnsani amaçlarla ve onurlu bir görev için Irak'a gidecek olan Türk askeri, doğrudan savaşa girmeyeceği için büyük bir risk üstlenilmemiş olacak. - Bu gelişmeyle, Türkiye'nin Ortadoğu'daki yeni komşusu olan ABD ile bozulan ilişkilerin de somut biçimde rayına oturtulması sağlanacak. - ABD, Kuzey Irak'taki PKK/KADEK varlığı konusunda daha somut, hızlı ve Türkiye'yi tatmin eden adımlar atacak. - Türk müteahhitlerinin Irak'ın yeniden yapılandırılmasından alacakları pay artacak. - Irak'ın kuzeyinde tam güvenlik sağlanacak. - Süleymaniye krizi aşılmış olacak. - Parçalanmış, siyasi birliği ve bütünlüğü sağlanamamış bir Irak, Türkiye ve bölge ülkeleri için sürekli tehlike arz edeceği için bunun önüne geçilmiş olacak.