BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,56
ALTIN 2.962,68
HABER /  GÜNCEL

Köşe yazarları zinaya nasıl bakıyor

Kurulduğu günden bu yana AK Parti hükümetine destek veren çok sayıda liberal köşe yazarının da bu olayda AK Parti’ye karşı açıkça eleştirel bir çizgiye kaydılar.

Abone ol

Hürriyet Gazetesi, gazetelerin köşe yazarlarının "zina" hakkındaki görüşlerini derledi. İşte Hürriyet'in haberi:

AKP hükümetinin zinayı Türk Ceza Kanunu’nda yeniden suç olarak tanımlama girişimi Türk basınında en çok tartışılan konu oldu. Bu tartışmanın en ilginç noktası, kurulduğu günden bu yana AKP hükümetine destek veren çok sayıda liberal köşe yazarının da bu olayda AKP’ye karşı açıkça eleştirel bir çizgiye kaymalarıydı.

Bu haliyle zina tartışması bu kesimde bir ‘kırılma’ yarattı. Öte yandan, AKP hükümetinin zina girişimi İslamcı basından kuvvetli bir destek aldı. Bu kesimde AKP’ye tek eleştiri Necmettin Erbakan’ın çizgisindeki Milli Gazete’den geldi. Milli Gazete, hükümetin girişiminin imam nikáhlı çiftleri hedef haline getireceğini öne sürerek, bu durumda AKP içindeki ‘bir hayli’ insanın da uygulamadan olumsuz yönde etkileneceğini yazdı. İşte Hürriyet dışındaki gazetelerin yazarlarının zina yorumları.

Hükümeti destekleyen liberal yazarlardaki kırılma noktası

Mehmet Y. Yılmaz MİLLİYET

Türkiye’yi Uganda’ya benzetme çabası

Üyesi olmaya çalıştığımız AB ülkelerinin hiçbirinde ‘zina’, ceza kovuşturmasını gerektirecek bir suç sayılmıyor. Zina, bu ülkelerin tümünde bir ‘boşanma’ nedeni ve bir cezai yaptırımla ilişkilendirilmiyor. Zinanın suç kabul edildiği, ceza kanunlarındaki hükümlerle cezanlandırıldığı ülkelere bir bakalım: Afganistan, Pakistan, Suudi Arabistan, İran, Irak, Suriye, Malezya, Bangladeş, Yemen, Lübnan, Cezayir, Birleşik Arap Emirlikleri, Sudan, Nijerya, Çad, Kamerun, Mali, Uganda ve Nijer... Hangisinde Avrupai bir demokrasi anlayışının olduğunu söyleyebiliriz?

Hasan Cemal MİLLİYET

Erdoğan, Türkiye ve dünyayı okuyamıyor

AKP hükümetinin zinayı yeniden hapislik suç yapmak istemesi, Avrupa’da Türkiye’nin imajını olumsuz yönde etkiliyor, Türkiye’yi Avrupa’da görmek istemeyen çevrelerin değirmenine su taşıyor. AKP’nin İslamcılığı, gizli gündemi gibi güncel olmayan konular zina dolayısıyla yeniden orasından burasından tırtıklanmaya başladı. Hem konunun özü, hem de zamanlaması olacak şey değil. Erdoğan ve kurmayları acaba Türkiye ve dünyayı ne kadar okuyabiliyorlar, ne kadar yerli yerine oturtabiliyorlar? Zinayı suç haline getirme çabaları bu bakımdan hakli kuşkulara yol açmış durumda.

Soli Özel SABAH

AKP’nin ahlak anlayışı cinsellik ile sınırlı

Siyasi geleceğini ve kalıcılığını AB sürecini başarıyla tamamlamak üzre kurmuş, AB sürecinde cesur adımlar atmış AKP, AB’ye karşı şer cephesine katılmış gözüküyor. Nedeni, dünya görüşündeki arkaiklik ve çapsızlığı olmalı. Çapsızlığın kökeninde de AKP kurmaylarının ve Türkiye’deki İslamcı düşünürlerin modern dünya tasavvurunun olmazsa olmaz koşulu olan kadın-erkek eşitliğini içlerine sindirememeleri yatıyor. Bireyin hak ve özgürlükleri üzerine kurulu toplumsal yapılanmayı akılları almıyor. Ahlak ya da namus denince cinsellikle ilgili boyutu düşünebiliyorlar. Orada takılmışlar.

Murat Belge RADİKAL

Yasayla ahlak düzeltme tavrının bir ürünü

Bu olay, kısmen, bazılarımızın ‘ahlak bekçiliği’ dediği son derece yaygın alışkanlığın ürünü; kısmen, bireysel vicdana bağlı bir davranışı ‘kanunla terbiye etme’ gibi çok eski ve köklü bir ideolojik koşullanmanın ürünü. Gelenekçi ve son derece görenekçi, cemaatten topluma geçişini tamamlayamamış bir topluluğun değer ve davranışlarına bağlı bunlar. Burada toplumun hatırı sayılır niceliklerini kapsayan bir ‘derin birlik’ var. ‘Ahlakı yasayla düzeltmek’ tavrı yeterince derin. Devrimcilerinin ‘bacı’ ideolojisini icat ettiği bir toplumda ‘muhafazakar demokrat’lar da böyle yasalar çıkarır.

Oral Çalışlar CUMHURİYET

Sorumluluk devlete değil, eşe karşıdır

İki insan arasındaki cinsel ilişki, tamamen insani bir ilişkidir. Bu ilişkinin bir veya iki tarafının evli olması, bu ilişkinin insani olması gerçeğini ortadan kaldırmaz. Böyle bir ilişkide evli olan taraf ya da tarafların devlete karşı değil, eşlerine karşı bir sorumlulukları söz konusudur. Ne olacağına iki taraf olarak eşler karar verirler. Tamer Karadağlı ya da Kaya Çilingiroğlu olayında ne oldu? Kadınlar ne yapacaklarına karar verdiler. Eğer, AKP’lilerindüşündükleri madde yürürlükte olsaydı, Çilingiroğlu veya Karadağlı hapiste olabilirlerdi. Bu durumda bu erkeklerin eşleri korunmuş mu olurdu?

M. Ali Birand POSTA

AKP’ye yakışmayan yasakçı kafa hortladı

AKP’nin zina yasası konusundaki ısrarını bir türlü anlayamıyorum. Benim bildiğim Başbakan Erdoğan pragmatik insandır. Gerektiğinde geri adım atmasını da bilir, uzlaşıya varmasını da... Kimin aklına gelmişse, ortaya bir zina sorunudur çıkarıldı. AKP’ye hiç yakışmayan yasakçı kafa hortladı. Oysa tam aksine, bizler bu eski hastalıklardan kurtulmaya çalışıyorduk. Yanılmışız. AKP, sırf muhafazakar seçmenlerine göz kırpabilmek amacıyla, canım bir reform çalışmasını zinaya bağladı ve bir çuval inciri berbat etti.

Coşkun Kırca AKŞAM

AB artık kimi ve neyi desteklediğini anlamalı

Özel hayatın gizliliğini kabul eden hiçbir ülkede zina kamu hayatını ilgilendiren bir fiil değildir. Eşin zina yapması durumunda bu fiilin nasıl değerlendirileceği eşin takdirine kalmış özel bir konudur. Devlet, özel hayat ile kamu hayatı arasındaki sınırı çizerken bu ilkeye saygı göstermek zorundadır. Nitekim, AB de pek sevdiği AKP’ye bu uyarıyı yapmak zorunda kalmıştır. AKP iktidarı, bu ilkeleri kafasına dank ettirmeli ve dolambaçlı yollardan laik düzeni yok edemeyeceğini, AB ise kimi ve neyi desteklediğini artık anlamalıdır.

Mehmet Barlas SABAH

Gerçekleri algılama yeteneksizliği

Başbakan Erdoğan’a da, onun liderliğindeki başarılı icraata da destek verilmesini, AK Parti’nin beyin takımı yanlış yorumlayıp, ‘Biz ne yaparsak yapalım, bunlar bize mecbur’ veya ‘Bizim alternatifimiz yok ki’ biçiminde değerlendirmek hatasına düşmemeliler. Özellikle de AK Parti’nin sağ kanadı bu kamuoyu desteğini istismar edip, partilerini ‘zina’ konusunda görüldüğü gibi, ‘Milli Görüş’çülerle mukaddesatçılık yarışına sokmaya asla kalkmamalı. Eğer siyasal vizyon eksikliğinizi ve dünya gerçeklerini algılamadaki yeteneksizliğinizi, kendinize taban olarak gördüğünüz bazı kesimlerin duygusal söylemleri ile kapatmaya kalkarsanız, sonunda açmazdan açmaza sürüklenmek durumunda kalırsınız.

Cengiz Çandar TERCÜMAN

Büyük birader beni gözetliyor

Niye, bunca zamandır, Türkiye’nin ‘hukuk reformu lokomotifi’ görüntüsü verdikten sonra, ‘1996 öncesine dönüşün bayraktarlığı’ size düşsün? Mesele, ‘suç olsun’ diyenler ile ‘suç olmasın’ diyenler arasında bir ‘orta yol’ bulmak, bir ‘uzlaşma zemini’ yaratmak değil. Mesele, AB normlarına uygun bir ‘liberal devlet’ anlayışı ile ‘Büyük Birader Beni Gözetliyor’ duygusunu her daim geçerli kılacak ‘Orwellian devlet’ anlayışı arasında tercih yapmak. Bu iki, birbirleriyle telif edilemez. Durduk yere ‘hukuk zinası’ yapmanın gereği yok.

Gülay Göktürk TERCÜMAN

AKP, boşanmayı da yasaklayacak mı

Cemil Çiçek, ‘Anadolu kadını böyle istiyor’ diyor. O zaman da insanın sorası geliyor: Anadolu kadını boşanmanın yasaklanmasını istese ne yapacaksınız? Buna da mı olur diyeceksiniz? Ya da Anadolu erkeği kadının çalışmasının yeniden kocanın iznine bağlı hale getirilmesini istese, ‘Emriniz olur!’ deyip Medeni Kanunu da sil baştan mı edeceksiniz?

Milletvekillerinin seçim bölgelerinden gelen isteklere göre hukuk yapılacak olsaydı, Ceza Kanunu’muz da, Medeni Kanun’umuz da çoktan ucubeye dönmüş olurdu.

Mehmet Altan SABAH

AKP’nin liberalliği insan odaklı değil

Türkiye’de hayata ‘insan odaklı’ bakmanın ne kadar zor olduğunu ‘zina’ tartışmaları nedeniyle bir kez daha görüyoruz. Türkiye’yi AB standartlarına taşıma gayreti içinde olan AK Parti hükümeti, Türk hukuk sisteminin de bireyler arası ilişki kapsamında değerlendirdiği bir konuya şimdi devlet eliyle nizam vermeye çalışıyor. AKP, AB için terliyor ama AB’nin ‘insan odaklı’ bakış açısının özünü henüz algılamış ve içine sindirmiş gözükmüyor.

H. Celal Güzel TERCÜMAN

Adaletin terazisi yatak odasına giremez

‘Başörtüsü’ konusunda elleri kolları bağlanarak ‘öcü’ ile korkutulan iktidar, zinayı -eskiden olduğu gibi- suç sayarak halk indinde başörtüsü sebebiyle kaybettiği puanları toplamaya çalışmaktadır. Zinayı suç sayanlar camiasında Türkiye müstehak değildir. Girmeye uğraştığımız AB toplumu, bu gibi ucuz politikayla yaptığımız hatalara aldırmayabilir. Lakin bu iptidailiğe bizi düçar etmeyiniz. İki kişinin arasındaki mahrem münasebet, devleti ve toplumu değil, ancak bu kişileri ve eşlerini ilgilendirir. Zinayı suç halinde düzenlemek, aileyi korumaz; bilakis aile birliğine zarar verir. İnanınız ki, muhafazakar halk kitleleri bunu anlayacak ve ‘adalet terazisi’nin yatak odasına girmesini istemeyecektir.

Ve İslamcı basın

Ahmet Taşgetiren YENİ ŞAFAK

Değerler anaforu erkek evlililiğine gider

Karşı cinslerin birlikteliği, yaratıcı tarafından, özde, neslin devamı gibi bir temel insani kanuniyetin gereği olarak insanoğluna sunulmuştur. Yaratıcı’dan kopup, herkesin kendine göre değer oluşturduğu modern-postmodern bir dünya kurduğunuzda herkes kendine göre bir değer üretir ve sonunda değerler anaforundan değer bunalımına uzanan dediğimiz hadise ortaya çıkar. Batı, aynı cinsin evlenmesinin yasallaştığı bir noktaya geldi. Batı aynı cinsin evlenmesinin yasallaştığı bir noktaya geldi. Batı ülkelerinde o kadar yaygınlaştı ki, ‘erkek’ arkadaşı ile nikahı kıyılan ‘erkek’ belediye başkanları var. Çoğaltın bakalım bu görüntüsü dünya çapında. Nasıl bir insani sonuç bekleniyor bundan? Bundan çıkış var mı? Bunu bilmiyor insanoğlu. Ama yaşanan cinselliğin felsefesi oraya götürüyor insanoğlunu...Ne denir, bir sınavdan geçiyoruz. Bir ‘Fiten-fitneler’ cangılından. Müslümanlar böyle zamanlarda ‘Allah encamımızı hayreylesin’ derler.

Ali Bulaç ZAMAN

Zinadan Avrupa’da nüfus artışı durdu

Zinanın felsefesi ve insanın varlık yapısı açısından ne kadar tahripkar bir fiil olduğu önemli bir konudur. Toplumsal için ‘sivil fuhşa’ zemin hazırlayan temel faktördür; resmi genelevler veya ‘randevu evleri’nden taşar sivilleşip toplumsallaşır. Zina, ister maddi zorunluluklar, ister salt şehvet içinh olsun, aile ve toplumsal birliği derin bir sarsıntıya uğratır. Nüfus dengesinin bozulması, sosyal güvenlik sisteminin aksaması ve giderek bir ülke veya halkın bekasının tehdit altına girmesi zinadan ayrı düşünülemez. Avrupa’nın belli başlı ülkelerinde toplumların kendilerini yeniden üretmede gösterdiği isteksizlik, önümüzdeki 50 yıl için öngörülen nüfus hareketleri ve belki de bu ülkelerin başka etnik ve dini grupların kontrolüne geçeceği yolundaki tehlike sinyalleri doğrudan bu ülkelerde zina ile fuhşun sivilleşip toplumsallaşma eğilimine girmesiyle ilgilidir.

Fehmi Koru YENİ ŞAFAK

Kabul edilebilir ilişki yasada tanımlanmalı

Modern bir toplumun etkin birer bireyi olmak istesek de belli konularda geleneksel yaklaşımlara sırtımızı dönemiyoruz. ‘Zina’ dini açıdan en büyük günahlardan biri; buna karşılık modern toplum ilişkileri farklı bir zeminde değerlendirmeyi gerektiriyor. Bu yönüyle zina ile faiz arasında bir yakınlık var, acaba işe zina kavramının dini ağırlığını zedelemeden kabul edilebilir ilişki biçimini yasada tanımlamakla başlayamaz mıyız? Evlilik dışı ilişkiyi ihbar ve takibe yol açmayacak bir kusur kabul edip, eşler için boşanma sebebi saymak kolay bir çözüm getirebilir. Söz gelimi...

Zeki Ceyhan MİLLİ GAZETE

Sonunda olan imam nikáhlılara olacak

AKP’nin zina tanımında ise sadece evliler hedef alınmıştır. Bekarların nikahsız beraberliklerine AKP’nin bir şey dediği yok. Beş yıldızlı otellerde yenilen herzelere de AKP’nin bir şey dediği yok, sadece evli olanlar, evli iken bir başkası ile nikahsız beraberlik yaşarsa cezalandırılacak. Aslında AKP’liler kendi bindikleri dalı kesiyorlar. Zira, böyle bir düzenlemenin temel hedefi imam nikahıyla birlikte yaşayanlar olacak ve AKP’liler arasında bir hayli böyle kişi var. Hal böyle olunca eğer TCK’ya bu zina maddesi konulursa kapsama alanına hep imam nikahlılar girecek. Gerçekten zina yapanlar ellerini kollarını sallaya sallaya gezerken imam nikahıyla hayatını birleştirenler mahkeme mahkeme sürünecek. Durduk yerde başlarına iş açma konusunda pek mahirdirler. İyi bir şey yapıyoruz diye gelip, halının ortasına pisliyorlar.

A. Karakoç VAKİT

Dedeleri maymunlar da nikáh yapıyor muydu?

Her şeyin aslına rücu edceğine dair kanaatimiz tamdır. Evrim teorisine yürekten inanmış devrimci bilimselciler bence çok haklıdırlar. Maymundan türediğine inancaksın, bir de zinayı suç sayacaksın. Saygın dedeleri olan maymunlar nikah mı yaptırıyorlardı. Herkes istediğiyle yatıp-kalkacak ki özgürlüklerin tadı çıkmalı.