Alman biyoteknoloji firması FORMYCON, tedavide de muazzam bir başarıya imza atmak üzere. Firma yetkilileri ve bu yeni molekül üzerinde çalışan bilim insanları “FYB207” kod adı ile tanımladıkları etkili bir “ACE2 antikor füzyon proteini” geliştirdiklerini açıkladılar.
Abone olAşılardan sonra ilaçlardan da iyi haberler geliyor. Son haber Almanya’dan. Alman biyoteknoloji firması FORMYCON, tedavide de muazzam bir başarıya imza atmak üzere. Firma yetkilileri ve bu yeni molekül üzerinde çalışan bilim insanları “FYB207” kod adı ile tanımladıkları etkili bir “ACE2 antikor füzyon proteini” geliştirdiklerini açıkladılar. Hatta iddialarını bir tık daha ileriye taşıyıp ABD ve Avrupa’daki ilaç yetkililerine “ön izin” için müracaatta bulundular.
Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu, koronavirüsü kökten çözeceğine inandığı yeni ilaçla ilgili detayları anlattı;
Yukarıda da belirttiğim gibi, hücrelerimizdeki ACE2 reseptörleri yeni koronavirüsle mücadelenin anahtar noktası. Bu reseptör virüs için adeta bir kapı kilidi görevi üstleniyor. Virüs ona tutunabilirse hücreye rahatça girebiliyor. Eğer biz virüsün ACE2 reseptörüne bağlanabilmesini önleyebilirsek, virüs hücreyi kolay kolay etkileyemiyor. Neticede de biz hastalanmıyoruz veya virüsler daha az sayıda hücreye bulaşabiliyor. Biz de süreci daha hafif belirtilerle atlatma şansı yakalıyoruz.
''Doğal bir mucize''
FYB207 isimli ilacın da marifeti zaten bu. Yiyeceklerimizde bulunan kuversetinin de ilaca benzer işler yapıyor. Kuversetin bir flavonoid ve doğadaki 4 bin flavonoidden sadece biri. Ama sağlığımız üzerinde muazzam etkileri var. Elmada, kırmızı soğanda, turpta, kapari, lahana, suteresi ve daha pek çok bitkide bulunan doğal bir mucize. Muazzam bir antioksidan. Anlaşılan o ki kuversetin COVID-19’dan korunmada da işe yarayabilecek.
''Ek faydaları da söz konusu''
Onaylanmış pek çok bilimsel çalışmada net ve açık olarak gösterildi ki kuversetin güçlü bir antiviral. Etkili olduğu virüsler arasında inflüenza virüsü, rinovirüs ve SARS virüsü var. Kuversetin antiviral gücünü yeni koronavirüsün ACE2 reseptörüne tutunmasını engelleyerek de kullanabiliyor. Ayrıca araştırmalara bakılırsa, virüsün oluşturabileceği damar zararlarını engellemek, oluşabilecek ölçüsüz bağışıklık yanıtlarını dengeleyebilmek ve pıhtı oluşumunu zorlaştırmak gibi ek faydaları da söz konusu. Araştırmalar kuversetinin destek olarak da kullanılabileceğini düşündürüyor ama gelin siz çözümü burada da doğada ve doğalda arayın, bugünlerde biraz daha elma, lahana, kırmızı soğan, turp tüketmeye çalışın.
ACE2 reseptörünü bloke ediyor
FYB207 adı verilen bu ACE2 antikor füzyon proteini, virüsün hasta ettiği hücrelere bulaşırken kullandığı ACE2 reseptörünü bloke ediyor. Bilindiği gibi, koronavirüs hücrelere girmek için hücrenin duvarında yer alan ACE2 reseptörünü kullanıyor. Virüs hücreye bir kez girdikten sonra da süreç artık durdurulamaz hale geliyor. RNA içeriğini hücre içerisinde tekrarlama imkânı bulan virüs hızla çoğalarak onu ele geçiriyor. Zamanla o kadar yüksek sayılara ulaşıyor ki artık hücreye sığamıyor, onu patlatıp diğer hücrelere yayılarak doku ve organlara yayılma fırsatı buluyor. İşin kötüsü, ACE2 reseptörleri sadece ağız ve burnumuzdaki yüzey hücrelerinde bulunmuyor. Örneğin akciğerler bu reseptörün en yoğun olduğu organlardan biri. Ve zaten bu nedenle de virüse paçasını kaptıranların bir kısmında -Allah korusun- hayatı sonlandırabilecek düzeyde ağır zatürreler gelişebiliyor.
“FYB207” kod adlı “ACE2 antikor füzyon proteini” de işte bu işi başarıyor
Lütfen affedin, üzülerek biraz daha detaya girelim: Virüs ACE2 reseptörü bulunan her doku ve organda hasar yapma potansiyeline sahip. Zaten bu nedenle de virüs beyin iltihabı (ansefalit), böbrek iltihabı (nefrit), karaciğer iltihabı (hepatit) da yapabiliyor. Kısacası eğer COVID-19’dan hastalanmış birini tedavi etmek istiyorsak, hedefimiz virüsün ACE2 reseptörlerine tutunmasını engellemek olmalıdır. “FYB207” kod adlı “ACE2 antikor füzyon proteini” de işte bu işi başarıyor.
30 kat daha düşük
Rusya Bilimler Akademisi üyesi virüs hastalıkları uzmanı Vitaly Zverev, koronavirüsteki mutasyon eğiliminin grip virüsü inflüenzanınkinden 30 kat daha düşük olduğunu iddia ediyor. Dr. Zverev’e göre yeni koronavirüsün protein yapılanmalarında bugüne kadar ciddi bir yapısal değişiklik oluşmadı. Bu ilaç ve aşı geliştirme yönünde önemli bir avantaj olabilir. Bu habere sevinmemek mümkün mü?''