ABD'de 32 binden fazla çocuğunun incelendiği yeni bir araştırma, çocuklarının akıl sağlığının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) pandemisinden oldukça zarar gördüğünü ortaya koydu. Okullarının kapanmasıyla birlikte evlerine kapanan çocukların dörtte birinden fazlası daha endişeli ve öfkeli hale gelirken; depresyon vakalarında keskin bir artış yaşandı.
Abone olABD'de Chicago Çocuk Hastanesi tarafından yapılan yeni bir çalışmada; okul öncesi dönemden 12. sınıfa kadar 32 binden fazla çocuğun uzaktan öğrenme sırasında ne kadar başarılı oldukları değerlendirdi. Sonuçlarda akıl sağlığı endişesi bulunan çocukların oranında endişe verici artışlar görüldü. Yalnız olduklarını söyleyen çocukların oranı, bir yıl içinde kapanmadan önceki oranlara kıyasla yüzde 28'den fazla arttı.
JAMA Network Open'de yayınlanan araştırmaya göre; çocukların yüzde 44'ü pandemiden önce ebeveynleri ile iyi ilişkilere sahipti ve 'çok azı' okulları kapanmadan önce zihinsel sağlık sorunları belirtileri gösterdi. Ancak çalışmanın yazarlarının bildirdiğine göre; öğrenciler, dersleri bilgisayar ekranlarında izlemek için evde kalınca durum büyük ölçüde değişti. Daha önce mutlu olan çocukların yüzde 30'unun okulları kapalıyken daha öfkeli oldukları, depresyona girdikleri ya da yalnız kaldığı belirtildi. Bununla birlikte; çocukların yaklaşık üçte ikisinin salgın öncesi yaşıtlarıyla iyi ilişkiler kurduğu ancak pandeminin ardından bu oranının yüzde 47'ye düştüğü aktarıldı.
Araştırmanın başyazarı Dr, Tali Raviv, "Bu süre zarfında politika yapıcıların ve halkın gençlerin ruh sağlığı sorunlarına daha fazla dikkat etmesi, kaynakların uygun şekilde tahsis edilmesine ve okullar yeniden açılmaya başladığında öğrencilerin refahını desteklemeye yardımcı olabilir" ifadelerini kullandı.
Yoksul ailelere sahip çocuklar daha fazla risk altında
Araştırmacılar, okulların açılmasının bir yıllık aranın zihinsel sağlık sonuçlarını geri almak için yeterli olmayabileceği konusunda uyardı. Bu durum özellikle ABD'de beyaz olmayan ya da daha yoksul çocuklarda özellikle endişe verici olduğu ifade edildi.
Çalışmaya göre; siyah öğrenciler arasında kaygı oranları, pandemi öncesi yüzde 8,7 iken okul kapanmalarından sonra yüzde 15,2'ye yükseldi. Ayrıca bu dönemde üç kat daha fazla sayıda siyahi çocuk, 'tedirgin veya kızgın' olarak tanımlandı ve depresyon oranları da iki kattan fazla artarak yüzde 8,2'ye çıktı. Hispanik öğrenciler arasında da kaygı oranları yüzde 10,6'dan yüzde 17,8'e yükselirken; tedirgin ve öfkeli olanların oranı üç kattan fazla artış gösterdi.
Çalışmanın yazarlarından Dr. Kenneth Fox, "Okullar; yiyecek, sağlık ve akıl sağlığı desteklerine ve hizmetlerine erişimin yanı sıra diğer koruma türlerine erişimi de sağlayan karşılayan önemli toplum merkezleridir. Okulların bu ihtiyaçları karşılamayı durdurması savunmasız durumdaki çocuklar için büyük bir risk yaratıyor. Okulların pandemi döneminde halk sağlığı stratejilerinin uygulandığı ve ailelere yenilikçi yollarla hizmet etmek için uyum sağlayabileceği toplum iyileştirme alanları olarak hizmet edeceklerini düşünüyoruz" açıklamasını yaptı.