BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  GÜNCEL

Körfez'de İslamcılar yargı önünde

Yasadışı Müslüman Kardeşler hareketinin bir kolunu kurmakla suçlanan 30 İslamcı, BAE'deki bir devlet güvenlik mahkemesinde yargılanıyor.

Abone ol

Yasadışı Müslüman Kardeşler hareketinin bir kolunu kurmakla suçlanan 30 İslamcı, Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki (BAE) bir devlet güvenlik mahkemesinde yargılanıyor.

20 Mısırlı ve 10 BAE vatandaşı güvenlik servislerinden sırları çalmak ve izinsiz bağış toplamak ile suçlanıyor.

Sanıklar tüm suçlamaları inkar ediyor ve gözaltında işkence yapıldığını iddia ediyor.

Temmuz ayında, 69 İslamcı ülkenin siyasi sistemini devirmeye teşebbüs etmekten suçlu bulundu.

Bu kişiler 10 yıla kadar hapse mahkum edildi.

İşkence iddiaları

Salı günü Abu Dabi'deki bir devlet güvenlik mahkemesinde yargılanan 10 Emirlik vatandaşı arasında çeşitli insan hakları savunucuları ve avukat Dr Muhammed el Mansuri de var.

20 Mısırlı sanık arasında da Ali Ahmed ve Muhammed Abdul Monem de dahil olmak üzere üç tıp doktoru var.

Mısırlıların altısı gıyaben yargılanıyor.

Sanıkların Emirlik'te kurulan İslamcı bir siyasi topluluk olan el Islah'ın üyesi olduğu söyleniyor.

Savcılar bu grubun Mısır merkezli Müslüman Kardeşler'in bir kolu olduğunu iddia ediyor.

Al Islah barışçıl reformu savunduklarını söylüyor.

Ve Körfez devletlerinde yasadışı olan Müslüman Kardeşler'le bağlantıları olduğunu reddediyor.

İnsan hakları gruplarından tepki

Temmuz ayında mahkum olanların çoğu gibi, bu sanıklar da onlara gözaltında BAE yetkilileri tarafından işkence yapıldığını ve aylarca hukuki yardıma erişimin engellendiğini söylüyorlar.

Emirlikler İnsan Hakları Merkezi yetkililerin işkence iddialarını kabul etmediğini ve iddiaları araştırmada yetersiz olduğunu söyledi.

Pazartesi günü, İnsan Hakları İzleme grubu, Temmuz ayındaki mahkeme kararının yeni dava konusunda kayfgılara neden olduğunu kaydediyor.

Kuruluş BAE yargı sisteminin ifade özgürlüğü ve barışçıl örgütlenme temel haklarını korumak yeteneğini sorguluyor.

ABD merkezli grup, 69 kişilik grubun yönetimi devirme niyetine ilişkin tek kanıtın bir sanığın itirafı olduğunu, bu kişinin de daha sonra mahkemede tüm suçlamaları reddettiğini belirtiyor.