İSTANBUL-İzmir otoyolunun en önemli parçası olan Körfez Geçiş Köprüsü'nün ücreti, sosyal medyada yeniden tartışma konusu oldu.
Abone olİSTANBUL-İzmir otoyolu üzerinde bulunan Körfez Geçiş Köprüsü geçiş ücretine ilişkin tartışma yeniden alevlendi. 2 bin 682 metrelik köprü için belirlenen 35 dolar+KDV ücretinin yüksek olduğu savunulurken, alternatif olarak kullanılabilecek kimi araçların daha düşük ücrete gelebileceği belirtiliyor.
Türkiye’de yapımı devam eden büyük projeler arasında İstanbul-İzmir otoyol projesi bulunuyor. İstanbul-İzmir arası mesafeyi 3 saat 20 dakikaya indirmesi beklenen projenin maliyeti 9 milyar dolar olarak açıklandı.
Projenin önemli ayaklarından birini ise Körfez Geçiş Köprüsü oluşturuyor. Köprü’nün toplam uzunluğu 2 bin 682 metre. Bir başka ifadeyle, orta açıklığı bin 75 metre olan Boğaziçi Köprüsü’nün 2,5 katı uzunlukta.
Projenin üçte birlik kısmı tamamlandı; kalan kısımlara ilişkin çalışmaları sürerken, Körfez Geçiş Köprüsü için belirlenen ücrete ilişkin tartışmalar yeniden alevlendi. Sosyal medya hesapları üzende yürütülen tartışmanın kaynağını ise ekşi sözlük yazarları oluşturuyor. Sözlük yazarlarının önemli bir bölümü, belirlenen ücretin yüksek olduğu görüşünde.
Bu görüşü desteklemek için, kimi yazar, yurtdışı bir takım örnekler ortaya koyarken, bazıları ise alternatif araçlar kullanılması durumunda daha düşük bir bedelin ortaya çıkacağı görüşünde. Sözlük yazarlarının bir bölümü, ise “En pahalı hizmet olmayan hizmettir” görüşü ekseninde değerlendirmelerde bulundu.
İşte, yap-işlet-devret modeli kapsamında yapılan proje kapsamındaki köprünün geçiş ücretine ilişkin değerlendirmelerden bazıları:
*tuareghan: Gençler o hattan arabanızla geçmek isterseniz İDO 120, İstanbullines 100 liranızı alır. Ve özellikle tatillerde geçiş süreniz 4-5 saati bulur. Şimdi ya 117 TL’yi verir 20 dakikada karşıya geçersiniz; ya da 100- 120 verip feribota binersiniz.
*newplanet: 117 liraya zaten uçak bileti alınamıyor mu İzmir-İstanbul arası?
*orantisizempatik: O paraya gidiş-dönüş uçak bileti alıp benzine vereceğin para ile de araba kiralarsan hem daha az yorucu hem de daha ekonomik olacaktır. Kimse kullanmazsa o fiyatta kalamazlar; indirmeye mecbur olurlar. Toplu tepki vermek adetimiz olsaydı ne bu fahiş fiyatlar, ne de saçma sapan vergilerle başımız ağrırdı ama nerde...
*sangria: İstanbullines'a verilecek 100 lira gidiş-dönüş yolculuk içindir, otoyol ve köprü ücreti ise yalnızca gidiş. bu arada ben İstanbullines'a falan da binmiyorum, körfezi dolanıyorum. Kaybım taş çatlasın yarım saat, cebimde kalan paranın hazzı paha biçilemez.
ÜCRET 30 LİRA OLMALI
*gezgin samuray: Aslında bu ücret bütün otoyol için değil İzmit Körfez Köprüsü içindir ve aynı yolu benzinli bir arabayla (ki yol olarak 100 km'dir bu) yaklaşık 1 saatte 25 liralık yakıt yakarak geçebilirsiniz. Özetle bu köprüyü kullanmak en fazla 30 lira civarı bir şey olmalı. Yoksa parası çok gibi olanlar ve acelesi olanlar dışında kimse kullanmaz.
20 LİRALIK BENZİN KULLANILIR
*Jabpunch: Motosiklete de aynı tarife olacak mı acaba?
*xspace: Körfez Köprüsü, yolu 100 km kadar kısaltıyor. Yakıt tüketimi bazında dizel ya da LPG'li bir araç 20 TL benzin tüketir bu yolda. 100 km'lik kısalma da trafik yokken 1 saat, trafik varken 2 saat kazandırır. Saatlik ortalama net ücret 8 lira 30 kuruş olduğuna göre, trafik yokken 8.3 TL, trafik varken 16.6 TL'ye mal olur köprüden geçmemek. toplamda yakıttan 20 TL, zamandan da 16.6 TL'lik tasarrufa karşı binek otomobilden alınması gereken ücret 40 TL'yi aşmamalıdır. Ekonominin gerekleri bunu işaret ediyor.
AĞAOĞLU: ÜCRET YÜKSEK DÜŞÜRÜLMELİ
Tüketici Sorunları Derneği Başkanı Aydın Ağaoğlu da, belirlenen ücretin yüksek olduğu görüşünde. Ağaoğlu, tüketici dernekleri olarak belirlenen ücretin düşürülmemesi halinde, eylem kararı alabileceklerini de belirterek “Bu ücretin mutlaka azaltılması gerekir. Devlet, güvenli ve konforlu hizmeti sağlamak zorunda. Anayasal bir hak bu. Bugüne kadar, nasıl ki çile çekilerek o yol gidildiyse yine gidilir. Devlet burada teşvik edici olmalı. Ancak bu ücret oldukça yüksek. Fiyat yüksek olduğunda ve bizlerin tüketicilere yönelik çağrılarımız olduğunda devlet daha zor durumda kalır. Bu hizmeti sağlayan firmaların da, fahiş kâr amacı gütmemeleri gerekir. Nihayetinde tekel konumuna geliyor. Çünkü aynı yol için ikinci bir köprü yok” dedi.