Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın'ın, Yüce Divan'da yargılandığı davanın yarınki duruşmasında tanıkların dinlenilmesine devam edilecek.
Abone olYüce Divan Başkanı Mustafa Bumin, son duruşmanın ardından ara kararı açıklarken, Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin, eski Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Müsteşarı Ali Helvacı hakkındaki davanın, Yüce Divan'daki dava ile birleştirilmesine muvafakat verilmesi yönündeki isteminin yarın yapılacak duruşmada karara bağlanacağını belirtmişti. Yüce Divan, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde halen yargılanmaları devam eden ''Vurgun Operasyonu'' davasının bazı sanıklarının da aralarında bulunduğu 8 kişinin tanık olarak dinlenmesini kararlaştırmıştı. -YÜCE DİVAN'A SEVK KARARI- Aydın'ın Yüce Divan'a sevk kararında, bakanlık yaptığı dönemde, ihalelerin tamamına yakınının istisnai bir usul olan davetiye usulüyle yapıldığı, böylelikle istisnai ihale usulünün uygulanmasının kural haline getirildiği savunuluyor. Kararda, şu iddialara yer veriliyor: ''Önceleri asgari 20 veya daha fazla firma ihaleye çağrıldığı halde bu dönemde 3 ila 10 firmanın davet edildiği, davet edilen firmalar arasında ortaklık ve akrabalık ilişkileri ile adres birlikteliklerinin olduğu, ihalelerde yapılan kırımların (daha önceki ve sonraki dönemlerde ortalama yüzde 20'nin altına düşmediği halde) ortalama yüzde 10'lara düştüğü, niteliği gereği ancak belli nitelikteki firmalardan birine verilmesi gerekli işlerin istenilen nitelikleri taşımayan firmalara verildiği, ayrıca sair nedenlerle 2886sayılı Devlet İhale Kanunu'nun 2. maddesinde öngörülen rekabet ve açıklık ilkesine aykırılık oluşturulduğu, kanunların tanıdığı takdir hak ve yetkisinin kanunun amacına uygun kullanılmadığı, bakanlıkta meydana gelen haksızlık, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önleme noktasındagerekli ve yeterli önlemleri almayıp denetimleri yapmadığı ve bu nedenlerle kamunun zararına sebebiyet verdiği, Belli istekliler arasında davetiye usulüyle yapılan ihalelerin bazılarında 'bu firma ile ilgilenin' diye Müsteşar Yardımcısı Sedat Aban ile danışmanı Sadrettin Dinçer'e talimat verdiği ve ilgili ihalenin bilahare ismi verilen firmalara verildiği, bakanlıktaki uygulamaların ihalelerle ilgili gizli ittifak oluşumuna sebebiyet verdiği ve bu suretle de kamunun zararına neden olduğu, Çeşitli dönemlerde verdiği mal bildirimlerinde özellikle döviz varlıkları yönünden büyük farklılıklar bulunduğu, 1995 yılındaki mal bildirimi ile komisyonumuza verdiği mal bildirimi arasındaki farklılık e artışların -özellikle 29.05.1999 ile 05.09.2001 tarihi arasındakilerin- izah edilemediği...'' Aydın'ın bu gerekçelerle Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) ''görevi kötüye kullanma'' fiilini düzenleyen 240 ve ''rekabet koşullarını engellemek'' fiilini düzenleyen 366. maddeleri ile 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 13. maddesi uyarınca yargılanması talep ediliyor. Yüce Divan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok'un istemi üzerine, Koray Aydın'ın, eşinin ve çocuklarının 2 milyon 320 bin dolar ve 2 milyon 317 bin mark (karşılığı Avro) değerindeki döviz, para, taşınır veya taşınmaz mallarına tedbir koymuştu.