BIST 9.720
DOLAR 35,22
EURO 36,73
ALTIN 2.967,46
HABER /  GÜNCEL

Konyalı AKP seçmeni ‘yolsuzluk soruşturmasına’ ne diyor?

17 Aralık’ta hükümet ve cemaat arasında “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” ile başlayan çatışma sürerken Türkiye de yerel seçimler için gün sayıyor. Hükümet-cemaat çekişmesi ise Ankara ve İstanbul dışında nasıl değerlendiriliyor? Sinan Onuş'un izlenimleri.

Abone ol

17 Aralık’ta hükümet ve cemaat arasında “yolsuzluk ve rüşvet operasyonu” ile başlayan çatışma sürerken Türkiye de yerel seçimler için gün sayıyor. Hükümet-cemaat çekişmesi ise Ankara ve İstanbul dışında nasıl değerlendiriliyor?

Konya Büyükşehir Belediyesi 2004 yılından beri AKP’li Tahir Akyürek tarafından yönetiliyor.

AKP, 2009 yerel seçimlerinde merkezde yüzde 68’le birinci olurken, ikinci parti olan Saadet Partisi (SP) ise ancak yüzde 14,9 oy alabilmişti.

Seçimlere iki buçuk ay kala sonuçların çok değişmeyeceği iddia edilen şehirde hiçbir siyasi partinin aday tanıtım faaliyetinin olmaması dikkat çekiyor. Sokaklarda ne partilerin bayrakları ne de duvarlarda adayların afişleri yer alıyor. Son yaşanan olaylara ilişkin sohbetler de kulağa çalınmasa Konya’da seçimlere gidilmeyeceği hissine kapılıyorsunuz.

Konyalıların çekişmede desteğini Hükümet’ten yana koyduğu öne sürülüyor. Konya Sivil Toplum Kuruluşları İcra Heyeti’nin geçen hafta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı destek deklarasyonu da örnek olarak gösteriliyor.

“Çocukları suçlu derim yine oyumu veririm”

Konyalıların “kavgayı” nasıl değerlendirdiğini öğrenmek için şehir merkezinde AKP’li seçmenleri arıyorum. SP’ye ve MHP’ye oy verdiğini söyleyen birkaç vatandaş dışında bulmakta hiç de zorlanmıyorum.

Hüseyin Çeşmeci, Zafer semtinin ara sokaklarında market işletiyor. Çeşmeci, kararlı bir ses tonuyla “Oyumu verdim, yine vereceğim” diyor.

Yolsuzluk iddiaları için “Uluslararası komplocuların oyunu” değerlendirmesinde bulunuyor ve “Mahkeme sürüyor, daha suçlu değiller. Suçlu bulunurlarsa Erdoğan'ın ne suçu var? Çocukları suçlu derim, yine oyumu veririm. Ben oyumu Erdoğan’a veriyorum. Gülen’i doğru bulmuyorum” diye ekliyor.

Aynı sokakta terzilik yapan Halil İbrahim Çakmak da oyunu AKP’ye vereceğini söylüyor. O da Erdoğan’ın yolsuzluk yaptığına inanmıyor ve “Ben, partiye değil ona oy veriyorum. Bizzat kendisinin yolsuzluğu çıkarsa o zaman vermem” diyor.

Terzi İsmet Samancı da oyunu “Alternatifi olmadığı için Erdoğan’a verdiğini” söylüyor. “Önceki dönemleri biliyoruz. Erdoğan çalışıyor. O yolsuzluk yapmaz” diye ekliyor.

Zafer semtinde bir başka sokağa giriyorum. Bir çarşıda esnaflık yapan İbrahim Altınışık, AKP’ye oy verdiğini, “şimdilik” kararsız olduğunu, “alternatif lider olmadığı için yine vereceğini” söylüyor. Kararsızlığının sebeplerini ise “Yolsuzluk operasyonu ve Çözüm süreci” diye özetliyor.

Altınışık, “Ekonomide büyük ilerleme kaydettik, istikrar bozulmasın diye oy vereceğim. Herkeste son model araba var, lükse alıştık” diyor. Kendisinin ise “lüks arabası” olmadığını söylüyor. “Niye” diye soruyorum. “Kredi çekmemek için almıyorum” diye yanıtlıyor.

Aynı çarşının çay ocağında oturan gençlere yaklaşıyorum. Soyadını söylemeyen, fotoğrafının çekilmesini istemeyen Hasan M. “Verilecek parti mi var? Elbette AKP’ye oy vereceğiz” diye söze başlıyor. AKP üyesi olduğunu belirten Hasan, “Yolsuzluğu herkes yapıyor ama son olay yolsuzluk değil, komplo” diyor.

Gençlerden Umut Ünlü, "terörün bitmesi nedeniyle oyunun yine AKP’ye olduğunu" söylüyor.

Hemen yanında oturan arkadaşı Barış İncekabak ise kararsız olduğunu belirtiyor. Ünlü, arkadaşı İncekabak’ın “kararsızlığını” hayretle karşılıyor. İncekabak, Ünlü’ye dönüyor ve “Evet kararsızım. Yolsuzluk iddiası beni etkilemedi çünkü inanmıyorum ama çözüm sürecinde çok taviz verildiğini düşünüyorum” diyor.