Bankaların konut kredisi verisi konut bedelini karşılamaması nedeniyle, ev sahibi olma hayali kuranların, ''kötü günler'' için sakladığı altınlar piyasaya çıkıyor.
Abone olBankaların konut kredisi verirken, konut bedelinin yüzde 100'ünü karşılamaması nedeniyle, ev sahibi olma hayali kuranların, ''kötü günler'' için sakladığı yastık altındaki altınlarını bozdurduğu bildirildi. Adana Kuyumcular Odası Başkanı Salih Talay, 1960 ve 1970'li yıllarda en gözde yatırım aracı olan altının, değişen alternatif yatırım araçları nedeniyle cazibesini yitirdiğini, bankaların uzun vadeli konut kredilerinin de altın satışlarını bir adım daha geriye götürdüğünü belirtti. Talay, artık ne gurbetçilerin Türkiye'ye gelmesinin, ne de çiftçilerin hasadının altın sektörünü canlandırmaya yetmediğini vurgulayarak, şunları söyledi: ''Son aylarda da patlayan konut furyasıyla birlikte yastık altındaki altınların da değerlendirilme amacıyla çıktığına tanık oluyoruz. Çünkü, bankalar kredi verirken konut bedelinin yüzde 100'ünü karşılamıyor. Ev sahibi olmak isteyenlerin konut bedelinin en az yüzde 20 ya da 30'unu ödemesi gerekiyor. Bu durumda ev hayallerini gerçekleştirmek için arayışa girenler kötü günler için sakladığı birikimlerini değerlendirmeye yöneliyor. Bunların başında da yastık altında saklanan altınlar geliyor. Son dönemlerde, kuyumcu dükkanlarına altın almak isteyenlerden çok satanlar geliyor.'' Talay, ihtiyaç önceliğinde konutun ilk sırada yer alması, buna bağlı olarak da altın alandan çok satanın olmasının sektörü olumsuz etkilediğini vurgulayarak, şunları kaydetti: ''Altın bozdurmanın kuyumcuya ekonomik katkısı yok. Esnafımız, müşteriyi geri çevirmemek için altını alıyor. Bu altın yeniden işlenerek satılıyor. Ancak, vitrinde kalma süresi ve işçilik için harcanan maliyet düşünüldüğünde kuyumcu altın alımından dolayı kardan çok zarar edebiliyor.'' OTOMOTİVDEN ÇOK KUYUMCU ETKİLENDİ Konut kredisi furyasının daha çok otomotiv sektörünü etkilediğinden söz edildiğini, oysa altın sektörünün tarihinin en zor günlerini yaşadığını ifade eden Talay, şunları kaydetti: ''Çünkü, günümüzde artık otomobil halkın zorunlu ihtiyacı olarak değerlendiriliyor. Oysa, takının artık altın kadar cazip olan imitasyonları (taklit) var. Kişi, aksesuar sorununu sahteleriyle çözüyor. Zorunlu ihtiyaç olmayan altın takı bir de yatırım amaçlı görülmediği için işimiz daha da zorlaşıyor. Biz kuyumcu esnafı olarak, altın atık yatırım aracı olmadığı için bozdururken para değeri olan 22 ayar altın yerine, aksesuar amaçlı kullanılan beyaz ve yeşil altına yöneliyoruz. 14 ayar olarak tabir edilen bu altınlarda yüzde 60 ile 70 oranında işçilik gideri oluyor. Bu kez de karşımıza tasarım maliyeti çıkıyor. İşçiliği biz yapıyoruz ancak, takı tasarımı oldukça pahalı bir sektör haline geldiği için bunda da karımız azalıyor.'' Talay, altına yatırım aracı olarak görülmemesinde en önemli faktörlerden birinin de fiyatlarının son yıllarda aynı düzeyde kalması olduğunu, şu anda altının geçen yıla yakın fiyatlardan işlem gördüğünü sözlerine ekledi.