Samsun'da eski erkek arkadaşı 31 yaşındaki Atakan A.'nın evine giden 28 yaşındaki S.K., evde 2 gün zorla alıkonulduğunu ve tecavüze uğradığını ileri sürüp şikayetçi oldu.
Abone olSamsun'da eski erkek arkadaşı 31 yaşındaki Atakan A.'nın evine giden 28 yaşındaki S.K., evde 2 gün zorla alıkonulduğunu ve tecavüze uğradığını ileri sürüp şikayetçi oldu.
Olayın ardından sanık Atakan A. kaçtı. S.K., 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada verdiği ifadesinde, "Konuşmak için beni evine götürdü. Ancak kapıyı kilitleyip, telefonumu zorla aldı. Daha sonra 2 gün boyunca bana tecavüz etti" dedi. Mahkeme sanığın yakalanması için duruşmayı erteledi.
Samsun'da 1 çocuk annesi S.K, Atakan A. ile 2 ay arkadaşlık ettikten sonra 1 yıl önce ayrıldı. Ancak, Atakan A., kadının peşini bırakmadı. Geçen şubat ayında 7 yaşındaki kızını ablasına bırakarak alışverişe çıkan S.K., kent merkezinde Atakan A. ile karşılaştı. Eski erkek arkadaşının ısrarı üzerin S.K., konuşmak için onun evine gitti. Bir süre sonra kapıyı kilitleyen Atakan A., cep telefonunu elinden alıp, zorla elbiselerini çıkarttığı S.K.'ya iddiaya göre 2 gün boyunca tecavüz etti. 2 gün sonra da S.K.'yı kimseye bir şey anlatmaması karşılığında serbest bıraktı. S.K., polise giderek şikayetçi oldu. Ancak, polis olayın ardından kaçan şüpheliyi yakalayamadı.
Samsun 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dün hakim karşısına çıkan S.K., sanıktan şikayetçi olduğunu belirtti. S.K. ifadesinde, "2 ay birlikteliğimiz oldu. Sonra ayrıldık. Ancak, Atakan benim peşimi bırakmadı. Olay günü de kendisiyle karşılaştık. Konuşmak istediğini söyledi. Kabul etmedim. Ama ısrar edince kendisine güvenerek gittim. İçeri girince kapıyı kilitledi. 'Seni rehin aldım. Şimdi seni kim kurtaracak' diyerek beni ölümle tehdit etti. Cep telefonumu zorla elimden aldı. 2 gün beni zorla evinde tuttu. Bu süre içinde de bana defalarca tecavüz etti" dedi. Diğer taraftan, olayın ardından Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nden alınan raporda, S.K.'nın ruh sağlığının bozulmadığı belirtildi.
Mahkeme, sanığın yakalanması ve S.K.'nın olay nedeniyle ruh sağlığının bozulup bozulmadığının araştırılması için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan rapor alınması için davayı erteledi.
KAYBOLAN ÇOCUK AĞAÇTA ASILI BULUNDU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Tekirdağ'da önceki gece kaybolan Zafer İlköğretim Okulu 4'üncü sınıf öğrencisi Emrullah Öngören (11), evine yakın bir dere yatağındaki ağaca asılı halde bulundu
Tekirdağ'da yaşayan Emrullah Üngören, önceki akşam arkadaşlarıyla gezmek üzere evden çıktı. Gece eve gelmeyen Emrullah'ı bulmak için ablası Leyla Öngören, polise kayıp başvurusunda bulundu. Ancak aramalara rağmen Öngören bulunamadı. Abla Leyla Öngören, arkadaşlarına sorduktan sonra kardeşini evinin yakınlarındaki tarlalarda aramaya başladı.
Öngören kardeşini dere yatağındaki bir ağaçta elektrik kablosuyla asılı olarak buldu. Kardeşini asıldığı yerden indiren abla Öngören, polise haber verdi. Sinir krizi geçiren baba Lezgin Öngören ile ağabeyi Raşit Öngören'i polis memurları sakinleştirmeye çalıştı. Kardeşini bulan Leyla Öngören ise Emrullah'ın tüm arkadaşlarını tanıdıklarını ancak tanımadığı insanlarla görüşmüş olabileceğini söyledi.
10 kardeş olduklarını söyleyen Öngören, kardeşinin neden öldüğünü mutlaka öğreneceklerini belirtti.
YEDİĞİ MUZDAN HAYATINI KAYBETTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Manisa'nın Turgutlu ilçesinde yediği muzun parçası nefes borusuna kaçan kişi yaşamını yitirdi.
Alınan bilgiye göre, Fatih Sanayi Sitesi 106 Sokak'ta Sadullah Kardaş'ın işlettiği mutfak mobilyaları imalathanesinde kalfa olarak çalışan Hüseyin Atalay (32), iş yerinden birlikte çıktıkları ustasının ikram ettiği muzu yerken bir parçası nefes borusuna kaçtı.
Ustası Sadullah Kardaş'ın yardımıyla boğazına kaçan parçanın bir bölümünü çıkarabilen Atalay, olayın ardından fenalaştı.
Olay yerine çağrılan 112 Acil Servis ambulansı ile Turgutlu Devlet Hastanesine kaldırılan Atalay, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
Atalay'ın cesedi, kesin ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla İzmir Adli Tıp Kurumu morguna gönderildi.
Hüseyin Atalay'ın, evli ve iki aylık bir çocuğu olduğu, çalışmak için ailesiyle birlikte 9 ay önce Aydın'ın İncirliova ilçesinden Turgutlu'ya geldiği ve iki aydır bu iş yerinde çalıştığı öğrenildi.
ECEM'İN ÖLÜM SIRRI HALA ÇÖZÜLEMEDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]Başakşehir'de uçurumun dibinde cesedi bulunan 14 yaşındaki Ecem Çokluk'un arkadaşlarının aile baskısı ve dayak iddiasına karşılık yakınları kızlarının birilerince intihara zorlandığını söyledi
Başakşehir'de 50 metrelik uçurumun dibinde cesedi bulunan 14 yaşındaki Ecem Çokluk'un ölümü esrarını koruyor. Arkadaşlarının, "Ailesi baskı yapıyor, dövüyordu" iddiasına karşılık, baba Sadık Çokluk, "12 yıl çocuk özlemi çektim, ona zarar verir miyim hiç. İntihar mektubunun da zorla yazdırıldığını düşünüyoruz" diyor. "Arkadaşları yalan söylüyor. Babamla arasında hiçbir problemi yoktu" diyen abla Arzu Çokluk ise, olayın kesinlikle intihar olmadığını, kardeşinin ölümünden birkaç saat önce bir arkadaşının cep telefonuna tehdit ve hakaret dolu mesajlar attığını, bunları polise teslim ettiklerini anlatıyor.
Ecem Çokluk, Sinoplu işçi emeklisi Sadık-Hatice Çokluk çiftinin küçük kızıydı. 1983'de evlendikten sonra Sinop'tan İstanbul'a göç eden çiftin 12 yıl çocukları olmadı. Altınşehir'deki bir plastik fabrikasında çalışan çift uzun süre tedavi görürken, ilk çocukları Arzu 1993'de, Ecem ise 1998'de dünyaya geldi. Bir komşuları, "Yıllarca çocuk özlemi çektikleri için kızlarına düşkündüler. Ecem'in babasıyla arası kötü değildi. Bugüne kadar kötü davrandığını da görmedim" dedi.
GÜLE OYNAYA GİTTİ
Abla Arzu Çokluk (18), kızkardeşiyle paylaştığı odada Ecem'in çok sevdiği kemanına bakarak duygulanıyor. Ecem'in arkadaşlarının verdiği ifadelere tepki gösteren Çokluk, "Babam bize hiçbir zaman ne kötü davrandı ne de baskı uyguladı. Hatta annem bize 'Eğer erkek arkadaşınız varsa getirin tanıştırın, kiminle arkadaşlık ettiğinizi bilelim' der. Olayın yaşandığı sabah Ecem evden güle oynaya çıktı. Çıkmadan annem ve babam uyurken gidip onları öptü. Ben sevgimi çok belli edemem ama O hiç esirgemezdi. Hayat doluydu, neşeliydi" diye konuştu.
YALAN SÖYLÜYORLAR
Olayın intihar olamayacağını iddia eden Arzu Çokluk, "Arkadaşları yalan söylüyor. Belli ki birşeylerden korkuyorlar. Kardeşim 15 gün önce okulda intihar edeceğini söylediyse neden gelip bize söylemediler? Arkadaşları kardeşimi hep kıskanırlardı. Erkek arkadaşı olduğu söylenen B.A. kardeşimle ısrarla çıkmak istemiş. Ama Ecem onu arkadaşı olarak görüyordu. Bence B.A. kilit noktası. Kardeşimin yanında cep telefonu sapasağlam bulunmuş. Telefonun şarjı bittiği için polisler açamamışlar. Evde açtığımızda kız arkadaşı D.O.'dan gelen 5-6 tane mesaj gördük. Mesajlarda tehdit ve hakaret dolu ifadeler vardı. Telefonu polise teslim ettik" dedi.
Ecem'in çalmasını öğrenmek için büyük çaba harcadığı kemanı sahipsiz kaldı.
Baba Sadık Çokluk, 12 yıl çocuk özlemi çektikten sonra olan iki kızını asla dövmediğini söyledi.
'Zorla yazdırdılar'
Baba Sadık Çokluk ise, Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek raporun beklendiğini belirterek, "Herhangi bir darp ya da tecavüz izine rastlanmamış. Ben çocuğunu döven baskı uygulayan biri değilim. 'Eve geç kalma, arkadaşlık yaptığın insanlara dikkat et' demek baskıysa evet baskı kurdum. 12 yıl çocuk özlemi çektim, onlara zarar verir miyim hiç. Telefonuna gelen mesajlar olayın aydınlatılmasında kilit rol oynayacak. Çocukların ifadeleri çelişkili. İntihar mektubunun da zorla yazdırıldığını düşünüyoruz" diye konuştu.
Ecem'in eğitimini sürdürdüğü Hacı Ali Osmangül İlköğretim Okulu'ndan bir yetkili de ailesinin kızlarıyla yakından ilgilendiğini söyledi. Yetkili Ecem'in daha önce okulda intihar girişiminde bulunduğuna dair kendilerine ulaşan bir bilgi de olmadığını ifade etti.
YANMAKTAN BÖYLE KURTULDU
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]KOCAELİ'NDE Arızlı Konutları'ndaki evlerini boşaltmamak için kendini yakan Recep Uğur'un kız kardeşi Çisem Uğur, 4 gündür çatıda elindeki benzin bidonu ile eylem yapıyordu.
Abisinin kendini yaktığını gören Uğur, bir bidon benzini üzerine döktü. Bu sırada benzin yutan genç kadın bayıldı. Elinde su bidonu, ağzında sigara ile çatıya çıkan bir şahıs, baygınlık geçiren kadına müdahele etmeye çalıştı. Litrelerce benzinin döküldüğü çatıya sigara ile çıkan kişi vatandaşların ikazı ile sigarasını yere attı. Şans eseri yangın çıkmazken, 112 ekipleri çatıya çıkarak Çisem Uğur'a müdahale etti. Genç kadın hastaneye kaldırıldı.
BEYOĞLU'NDA DEHŞET!
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Beyoğlu'nda iki grup arasında çıkan kavgada 21 yaşındaki bir genç boğazından bıçaklanarak öldürüldü
Edinilen bilgilere göre, kavga saat 03.30 sıralarında İstiklal Caddesi ile Büyükparmakkı sokak kesişiminde yaşandı. İddialara göre, kuzeni ile cadde üzerinde yürüyen Mehmet Çelik (21), Büyükparmakkapı sokaktan gelen bir grup ile omuz atma meselesi yüzünden kavgaya tutuştu.
Kavgada gruptan bir kişi yanında taşıdığı bıçağı Çelik'in boğazına sapladı. Mehmet Çelik boğazına aldığı bıçak darbeleri ile yerde yığılırken, kavgaya karışan grup kaçarak içlerini kaybettirdi. Kanlar içinde yere yığılan genç kuzeni tarafından taksiyle hemen Taksim İlkyardım Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanede hemen ameliyata alınan talihsiz genç kurtarılamadı. Çelik'in yakınları olayı duyunca hastaneye akın ederek sinir krizleri geçirdi.
POLİS MEMURU DONARAK CAN VERDİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Alanya'ya bağlı toros Dağı eteklerindeki Çayarası mevkisine giden iki polisten biri donarak yaşamını kaybetti.
Karaman'ın Sarıveliler ilçesinde mantar toplamaya giden iki polis memurundan biri donarak hayatını kaybetti.
Edinilen bilgiye göre, Sarıveliler İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli polis memurları Abdullah Taşköse (35) ve Murat Türkmen (36), mantar toplamak için sabah saat 11.00 sıralarında Alanya'ya bağlı, Toros Dağı eteklerindeki Çayarası mevkisine gitti.
Havanın kararmasına rağmen dönmeyen ve haber alınamayan 2 kişiyi bulmak için jandarma, polis ve Sarıveliler Belediyesi ekipleri arama çalışması başlattı.
Arama çalışması sırasında havaya açılan ateşe karşılık verilmesi üzerine Taşköse ve Türkmen'in yeri tespit edildi.
Uzun süre sağanak altında kalan Taşköse ve Türkmen, ilçeye yaklaşık 35 kilometre uzaklıktaki ormanlık bir alanda yarı baygın halde bulundu. Polis memuru Taşköse, hastaneye kaldırılırken yolda hayatını kaybetti. Donarak öldüğü tahmin edilen Taşköse'nin cesedi, Sarıveliler Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı.
İlk müdahalesinin ardından Karaman Devlet Hastanesine sevk edilen Türkmen'in bilincinin yerinde olduğu öğrenildi.
ÖĞRETMENE SALDIRANLAR 3 RESİMLER ARANIYOR
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
Erzurum'un Pasinler ilçesinde, okul çıkışı kadın öğretmeni darbeden kişi ya da kişilerin bulunması için mağdur A.K'nin verdiği bilgiler doğrultusunda 3 robot resim daha çizildi. Profesyonel ressamlar tarafından çizilen robot resimler, ilçe ve kent merkezi ile diğer vilayetlerin İl Emniyet Müdürlüklerine gönderilecek.
Resimler, ilçe merkezindeki 3 bin 617 hanede yaşayan vatandaşlara da tek tek gösterilecek.
Asayiş Şube Müdürlüğü bünyesinde aralarında cinayet büro ekiplerinin de bulunduğu özel ekibin 6 Nisan tarihinden bu yana ilçede gerçekleştirdiği çok yönlü araştırma sürüyor.
Öğretmen A.K'nin cep telefonu, banka kredi kartları, internet ve çevresindeki kişilere yönelik yapılan araştırmada, ilçede şüpheli olarak görülen kişilerin genel bilgi taraması yapıldı.
İlçede sağlık ocakları, devlet hastanesi, eczaneler, toplu ulaşım araçları, alışveriş merkezleri, oteller ve konaklama tesisleri tek tek incelendi.
Özel ekip, ilçe merkezi ve köylerdeki muhtarlarla görüştü.
Bu arada, Pasinler ilçesindeki Hasankale'de bulunan ve A.K'ye ait olduğu tespit edilen yanmış çanta da İl Emniyet Müdürlüğü Kriminal Şube Müdürlüğünde incelenmesinin ardından İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarına gönderildi.
Okul çıkışı darbedilen öğretmen A.K'ye yönelik saldırıyla ilgili olarak da ilçede ödül sisteminin uygulanacağı öğrenildi.
Kadın öğretmene gerçekleştirilen saldırıya ilişkin olayı gören tanıklar, ihbarda bulunan kişiler ve ihbarları olumlu sonuçlanan şahıslara, oluşturulacak sistem sayesinde para ödülü verilecek.
CİNSEL FANTAZİYLE SOYGUN
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
ADANA'da, parkta oturan 54 yaşındaki C.E.'yi bacaklarını okşar gibi yaparak, cinsel fantezi ile kandırıp 210 lirasını gasp ettikleri, kaçarken de jiletle kesmekle tehdit ettikleri öne sürülen kız kardeşler 35 yaşındaki A.G. ve 22 yaşındaki Ç.G. hakkında 15'er yıla kadar hapis cezası istendi.
Tepebağ Mahallesi'ndeki Zübeyde Hanım Parkı'nda, 4 Nisan'da meydana gelen olayda, bankta oturan C.E.'nin yanına yaklaşan A.G. ile kız kardeşi Ç.G., su ve sigara istedikten sonra onun yanına oturdu. 'Aşk vaadiyle dolandırıcılık' suçundan sabıkaları bulunduğu öğrenilen kardeşlerden A.G., aldığı suyu yanına bıraktıktan sonra C.E.'nin bacaklarını okşar gibi yaptı, "Senin üzerine otururum" diyerek etkilemeye çalışıp, bu sırada cebindeki 210 lirayı aldı.
Tacizden rahatsız olup, ayağa kalkan C.E., A.G.'nin, kardeşi Ç.G.'ye para verdiğini görünce, cebindeki paranın çalındığını fark etti. A.G., parasını isteyen C.E.'yi, "Seni bıçaklarım. Jilet atarım, yaralarım" diye tehdit ederek kardeşiyle birlikte uzaklaştı. C.E.'nin şikayeti üzerine yakalanan kardeşler, çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.
Olayla ilgili hazırlanan iddianameyle 2 kızkardeş hakkında 'Nitelikli yağma' suçundan dava açıldı. 15'er yıla kadar hapis cezaları istenen kızkardeşlerin yargılanmasına Adana 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde önümüzdeki önümüzdeki günlerde başlanacak.
İNTERNETTEN CANLI CANLI İNTİHARINI İZLETTİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]
OSMANİYE’de, internet üzerinden tanışıp görüntülü olarak konuştuğu kız arkadaşı ile tartışan lise öğrencisi 18 yaşındaki Uğur Nuri Akyürek, iple kendini asarak yaşamına son verdi.
Hacıosmanlı Mahallesi’nde oturan Osmaniye Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi son sınıf öğrenci Uğur Nuri Akyürek, 5 gün önce internet üzerinden açık kimliği belirlenemeyen kız arkadaşı ile sohbet etmeye başladı. İki arkadaş arasından görüntülü olarak yapılan konuşma bir süre sonra tartışmaya dönüştü. Öfkelenen Akyürek, bilgisayarın kamerasını tavana çevirip iple kendini astı. Gürültü üzerine odaya giren ailesi tarafından ipten alınan Akyürek, Osmaniye Devlet Hastanesi’ne götürüldü. Yoğun bakıma alınan Akyürek, dün akşam saatlerinde yaşamını yitirdi. İstanbul’da olduğu sanılan kız arkadaşının intiharı izleyip izlemediği ise kendisine ulaşılamadığı için belirlenemedi.
Olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
6 KİŞİYİ YARALAYAN YARALAYAN SALDIRGANA LİNÇ GİRİŞİMİ
HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN
[PAGE]MARDİN'in Nusaybin İlçesi'ne bağlı Bahçebaşı Köyü'nde 3 gün önce çevreye rastgele ateş ederek 6 kişiyi yaradıktan sonra kaçan 40 yaşındaki Süleyman Meşe, bugün de kayınvalidesinin evine el bombası atıp, pompalı tüfekle ateş açtı. Ormanlık alana kaçan Meşe, jandarma tarafından bacağından vurularak yakalandıktan sonra götürüldüğü hastanede linç edilmek istendi.
Bahçebaşı Köyü'nde oturan ve terör örgütü PKK'ya katılan, 1993 yılında yakalanarak tutuklanan, cezaevinde bir süre tutulduktan sonra tahliye edilen Süleyman Meşe, silah kaçakçılığı suçundan tutuklandı. Meşe, geçen yıl cezaevinden çıktı. Süleyman Meşe, 3 gün önce köyde karşılaştığı kişilere pompalı tüfekle rastgele ateş açtı. Saçmaların isabet ettiği 6 kişi yaralanırken, Meşe, kaçtı.
Güvenlik güçlerinin her yerde aradığı Süleyman Meşe, bu sabah kayınvalidesi Peyruze Korkut'un oturduğu Nusaybin'in Çağlar Köyü'ndeki evine el bombası attıktan sonra pompalı tüfekle ateş açtı. Bu saldırıda ölen ya da yaralanan olmazken, Meşe, ormanlık alana doğru kaçtı. Sevk edilen jandarma ekipleri ormanlık alanda geniş çaplı arama başlattı. Jandarma Meşe'nin yerini tespit edernek 'teslim ol' çağrısında bulundu. Meşe'nin kaçmaya çalışınca açılan ateşle bacağından vuruldu. Üzerinde 2 el bombası, 1 tabanca ve 1 pompalı tüfek bulunan yaralı Süleyman Meşe, tedavi ettirmek için Nusaybin Devlet Hastanesi'ne götürdü.
Köylüler Meşe'nin yakalandığı ve hastanede olduğunu öğrenince buraya akın etti. Acil serviste Meşe'nin tedavisinin sürdüğü sırada öfkeli köylüler içeriye girip, onu linç etmek istedi. Bu sırada polis, jandarma ve hastanenin güvenlik görevlileri ile öfkeli köylüler arasında arbede oldu. Meşe, Mardin'e sevkedilmek üzere ambulansa konulurken, teröristbaşı Abdullah Öcalan lehine slogan attı. Meşe, daha sonra sıkı güvenlik önlemleri altında Mardin'e götürüldü.