Konuşan kafa arkadaşlar 48-52 dengesini 30-70’e çevirtmeyin
Ertuğrul Özkök, kendisini eleştiren gazetecilere "satılık kalemler" diyen Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek "Kendisini eleştirenleri 'satılık kalemler' olarak nitelemesi bence dil sürçmesini aşan kontrolsüz bir öfkenin ifadesiydi" dedi.
2010’lu yıllarda Ivanka Trump Twitter’daki takipçilerine Einstein’ın şu sözüne kulak vermelerini tavsiye etmişti:
“Eğer gerçekler teoriye uymuyorsa, teoriyi gerçekleri uydurun…”
Çok etkileyici bir sözdü ama şöyle küçük bir yanlışı vardı.
Einstein hiçbir zaman böyle bir söz söylememişti…
Evet. Söylememişti ama Trump’ın güçlü karakteri gerçekleri güçlü yalanlarla ve algılarla değiştirmeyi başarmıştı…
4 Haziran günü bir şu soruyu sordu
İvana Trump’ın bu sözleri üzerinden 7-8 yıl geçti.
4 Haziran 2023 günü, sürpriz bir isim şu soruyu çok ciddi biçimde sordu:
“Acaba Einstein’ın İzafiyet teorisi gerçekler için de geçerli midir?”
“Gerçeğin kendisi de izafi midir?”
Bu soruyu soran kim?
Şimdi sıkı durun… Bu cümlenin altında Albert Einstein imzası var.
Daha doğrusu Kudüs İbrani Üniversitesi Albert Einstein Arşivleri Enstitüsü’nün Einstein adına açılmış sosyal medya hesabını yöneten kişi söylüyor.
Sorunun altındaki imza resmen Einstein
Adı Benjamin Cohen…
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşayan bir Einstein uzmanı.
4 Haziran 2023 günü New York Times gazetesinde yazdığı makalede bu soruyu açıkça sordu…
Benim hınzır muhayyilem de bu soruyu aldı 14 Mayıs 2023 seçimlerine uyguladı.
Bu seçimlerin bir 14 Mayıs gerçeği var…
Bir de 28 Mayıs gerçeği…
Ve bu iki gerçek birbirinin aynı değil.
Bu seçimde 2 gerçek var ve biri 28 Mayıs
28 Mayıs gerçeği şu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan 20 yılda girdiği son savaştan da muzaffer bir komutan olarak çıktı.
Evet 28 Mayıs’ın galibi o, kaybedeni ise Kemal Kılıçdaroğlu…
Rahmetli Demirel’in dediği gibi “Hiçbir şey başarının yerini tutamaz…”
Fenerbahçeli eski yönetici Mahmut Uslu’nun Berlin’deki Final Four’da Fenerbahçe’nin CSKA’ya yönelip ikinci olmasından sonra bana söylediği o meşhur söz:
“Kimse ikincileri hatırlamaz…”
Dolayasıyla 28 Mayıs gerçeğine diyecek bir şey yok…
14 Mayıs ise bize bambaşka bir gerçek anlatıyor
Öyleyse dönelim 14 Mayıs gerçeğine…
Oradaki durdum ne?
AKP 7.5 puan kaybederek yüzde 34 bandına düşmüş.
Yani 28 Mayıs’ın muzaffer komutanı aynı zamanda 14 Mayıs’ın 7 puan kaybetmiş partisinin de genel başkanı…
Eğer Türkiye hâlâ parlamenter sistemle yönetilseydi Erdoğan bugün kendine koalisyon ortağı arayan, seçimde gerilediği için eli zayıflamış bir başbakan adayıydı…
İzafi gerçek 2: 14 Mayıs’ın en başarılısı Bahçeli
Buna karşılık Kılıçdaroğlu son seçime göre partisine 3 puan kazandırmış bir genel başkan.
Ama seçimin en başarılı genel başkanı kim?
Devlet Bahçeli…
Oysa onun oyları da 1 puan azalmış…
Ama araştırmalar onu hep yüzde 5’lerde gösterdiği için oyunu koruması muazzam bir başarı gerçeğine dönüşmüş.
Buna karşılık onun kadar oy alan Meral Akşener başarısız…
Peki gerçek nerede?
Bu seçimde gerçeği sosyolojik realite değil, başkanlık rejiminin realitesi belirledi.
28 Mayıs realitesinin en büyük darbesi konuşan kafalara oldu
Bu “Yeni izafiyet” en büyük darbeyi muhalefetin konuşan kafalarına ve sosyal medya yazarlarına vurdu.
Ve bu şok şimdi Kılıçdaroğlu’na yönelik muazzam bir linç kampanyasına dönüştü.
Hayatım boyunca bir gazetecinin işaret parmağına siyasilere, kulüp başkanlarına uzatıp “İstifa et” demesini yadırgadım.
Yanlış anlamayın yazamaz demiyorum, sadece yadırgadım diyorum.
Ama o konuşan kafa kalabalığının seçim öncesi Ekrem İmamoğlu’na yaptıklarına tanık olduğum için bugün artık şaşırmıyorum.
Ekrem Imamoğlu daha uygundu diye düşünmüştüm
Samimi olarak itiraf edeyim. Ben bu seçimde Ekrem İmamoğlu’nun Altılı Masa espirisine daha uygun bir aday olacağını düşündüm.
Ama bunu da hiçbir zaman açıkça yazmadım.
Ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun özellikle ilk tur öncesi beni çok şaşırtan ve etkileye bir kampanya performansı gösterdiğini de kabul ediyorum.
Tek gerçeği Başkanlık Sistemi’nin realitesi tayin ettiği için şimdi bütün oklar ona çevriliyor.
Kılıçdaroğlu’nun satılık kalem nitelemesi haksız
Ancak konuşan kafa arkadaşlar…
O okların hiç olmazsa bir kaçını da kendinize çevirseniz, gerçekliği daha güzel tarif etmiş olmaz mıyız…
Tabi bu yeni siyasi izafiyet Kemal Kılıçdaroğlu’nu da etkiledi.
Kendisini eleştirenleri “satılık kalemler” olarak nitelemesi bence dil sürçmesini aşan kontrolsüz bir öfkenin ifadesiydi…
Ve çok acımasız ve haksızdı…
Yüzde 48-52 dengesini yüzde 30-70’e çevirtmeyin
Hiçbir şey başarını yerini tutamıyor gerçeği yeni izafiyetin en somut hali olarak karşımızda…
Muhalif kanatta bu yeni gerçeğin yönetiminin daha akıllı daha sakin olması gerekir.
Yeni izafiyet seçilen başkanı devleti tek başına yönetme hakkını sağladı.
Ama Türkiye’nin yüzde 48’i, yani yarısı, 14 Mayıs’ın gerçeğini de unutmamalı, unutturmamalı…
Bu gerçeklik Türkiye’de kimseye tek başına çoğunluk hakkı vermiyor.
Yani kendimi de katarak diyeceğim şu:
14 Mayıs’ta sağlanan bu psikolojik eşitliği lütfen şuursuz konuşmalar ve yazılarla iktidarın yüzde 70’lik psikolojik tahakkümüne çevirtecek şeyler yapmayın.