BIST 9.673
DOLAR 35,17
EURO 36,57
ALTIN 2.959,51
HABER /  GÜNCEL

Komşudaki deprem bizi etkiler mi?

Bulgaristan'da meydana gelen depremin ardından, bu deprem 'Türkiye'deki fay hatlarını etkiler mi' sorusu gündeme geldi

Abone ol

İstanbul Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, ve TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Baş Danışmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Bulgaristan'da meydana gelen depremin Türkiye'deki fay hatlarını etkilemesinin söz konusu olmadığını belirtti.

Yrd. Doç. Dr. Gündoğdu, yaptığı açıklamada, önceki günlerde İtalya'da ve sabaha karşı Bulgaristan'da meydana gelen depremlerin Türkiye'deki fay hatlarını etkilemeyeceğini söyledi.

İki depremin de çok büyük olmadığını ifade eden Gündoğdu, şunları kaydetti:

''Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Bulgaristan'daki depremin büyüklüğünü 6.4 olarak verdi. Trakya'da ve İstanbul'un bazı bölgelerinde hissedildi ama bu deprem Marmara'da beklenen depremin tetikleyici unsuru olmaz. Türkiye'deki depremlerle hem mesafe hem de sistem olarak bir ilişkisi yok. Büyük depremler değil bunlar, Japonya'daki, Van'daki gibi büyüklükte deprem olsa onlar yakınındaki fayları tetikliyor. İtalya'da olan da 6 büyüklüğünde, denizde sıkışma sonucu oluşan bir deprem. Sadece çevresini etkileyecek bir deprem, hiçbir yerden de hissedilmedi zaten.''

DEPREMİN OLUŞ SAATİ ÇOK İLGİNÇ

TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası Baş Danışmanı Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Bulgaristan'da meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki depreme ilişkin, ''Depremin oluş saati ilginç, 03.00'de oldu deprem. Bu, tesadüf müdür, nedir, anlaşılmış değil, bir ilginçlik var. Bizim depremimiz de 03.02'de olmuştu'' dedi.

Ercan, yaptığı açıklamada, Bulgaristan'daki depremin Kuzey Anadolu fayıyla ilgisi bulunmadığını, depremin Meriç Nehri'nin kaynaktan çıktığı bölgeye çok yakın bir yerde meydana geldiğini söyledi.

Depremin meydana geldiği bölgenin geçmişte 7 ve üzerindeki depremlere tanık olduğunu kaydeden Ercan, ''Depremin oluş saati ilginç, 03.00'de oldu deprem. Bu, tesadüf müdür, nedir, anlaşılmış değil, bir ilginçlik var. Bizim depremimiz de 03.02'de olmuştu'' diye konuştu.

Depremin Tekirdağ'da da hissedildiğini, Türkiye'deki depremlerle ilişkili olmamasına karşın Akdeniz Bölgesi'nin çok gergin olduğunu anlatan Ercan, ''1980'den başlayarak yerin çekirdeğinde büyük bir yalpalanma var. Bu yalpalanma doğal olayların artışıyla sonuçlanıyor genellikle. Bu çekirdek yalpalanmasının en fazla hızlı olacağı yıl 2013 yılı. Dolayısıyla 2013 yılına kadar doğal olaylarda artış bekleniyor. Bu doğal olaylar sadece depremler değil, yanardağ patlamaları, hortumlar, süprüntü dalgaları, seller, buzul erimeleri gibi olaylarda artış bekleniyor'' ifadelerini kullandı.

Yerin 6 bin 372 kilometre derinliğinde manyetik yalpalanma olduğunu savunan Ercan, ''Yerin iç çekirdeğiyle dış çekirdeği arasındaki etkileşimden kaynaklanıyor olabilir. Yalpalanma hızı normalde her yıl 4 ile 5 kilometreydi, şu anda 45-50 kilometreye çıkmış durumda. Bu hızın artışıyla doğal olayların artışı arasında jeofizik bakımdan uyumluluk görüyoruz. Bu tür olayları ve daha büyüklerini hem 2012 yılında hem 2013 ve hem de 2014 yılında görmeye devam edeceğiz. 2013 yılından sonra azalacak, 2020'den sonra olağan düzeyine tekrar erişmesini bekliyoruz şeklinde konuştu.

İSTANBUL'DA BEKLENEN DEPREM

Bulgaristan'daki depremin İstanbul'da beklenen depremi tetiklemesinin söz konusu olmadığını ifade eden Ercan, Marmara'nın deprem üretmesi için çok uzun süre bulunduğunu savundu.

''2045 yılından önce İstanbul'un deprem üretecek gerginliğe ulaşmasını beklemiyorum'' diyen Ercan, ''Şu anda bu konuda hiçbir bilimsel veri yoktur ki İstanbul depreminin yaklaştığını söylesin. Yaygaralar çok, bunların da bilimsel bir dayanağı yok. Dışarıdaki depremlere bakarak, 'İstanbul'a deprem geliyor' demek Türkiye'nin hem sosyal yaşamını hem de ekonomik durumunu olumsuz etkiler. Bilimden de ıraktır bu tür sözler'' dedi.

Afet Yasası'nı çok büyük bir başarı olarak gördüğünü anlatan Ercan, herkesten kentsel dönüşüme destek vermelerini istedi.

Ercan, Akdeniz Bölgesi, Anadolu, İran ve Pakistan bölgelerinin gergin olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

''Bu gerginliğin nedeni, anakaralar hareket halindedir, yüzer durumdadır. Özellikle güneyden kuzeye doğru anakara yürüyüşlerinde hızlanma olduğu kanısındayım. Gerginliğin ana nedeni bu. Türkiye'yi etkileyen ana gerginlik ise Afrika Kıtası'nın Anadolu'nun altına batması ve aynı zamanda Kızıldeniz'in açılması ve Arabistan Yarımadası'nın da Türkiye'yi kuzeye doğru itmesinden kaynaklanıyor.''