Koltuğu bırakın artık sayın Kadir Topbaş!
Son yazımda AK Parti'nin içinde yer alan, ancak zor zamanlarda Erdoğan'ın yanında yer almayan birilerinden bahsetmiş ama isim vermemiştim.
Son yazımda AK Parti'nin içinde yer alan, ancak zor zamanlarda
Erdoğan'ın yanında yer almayan birilerinden bahsetmiş ama isim
vermemiştim.
O birilerinin kim olduğunu anlayan anladı. Anlamayanlar ise isim
vermemi istedi.
Yazılarımı okuma nezaketi gösteren kardeşlerim bilirler ki ben
sözlerimin sivriliğini törpülemeyi sevmeyen birisiyim. Lafları eğip
büken, isim vermeden imalarda bulunmayı seven yazarlar gibi
davranmayı beceremiyorum.
Bu nedenle "Bahsettiğin kişilerin isimlerini de
yaz" diyenlerin haklı talebini geri çevirmeyeceğim.
Bahsini ettiğim kişilerden biri, İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkanı Kadir Topbaş'tır. Gezi olaylarından bu yana sergilediği
tavrı samimi ve dürüst bulmuyorum.
Kahır çektiğimiz zamanlarda bir sihirbaz gibi ortadan kaybolmasına,
olaylar yatıştıktan sonra meydanlara çıkıp nutuk atmasına tahammül
edemiyorum.
Bu durumdan rahatsız olan sadece ben değilim.
Darbe gecesi tank paletlerinin altına giren, namlulara göğsünü
siper eden herkes aynı rahatsızlığı duyuyor ve isyan ediyor. Sosyal
medyada Kadir Topbaş isminin geçtiği her yerde bu isyana rastlamak
mümkün.
Sadece sosyal medyada değil.
Beylikdüzü'ndeki demokrasi meydanında konuşma yapmak üzere kürsüye
çıktığında toplanan kalabalağın kendisini protesto ettiğini, hatta
bazı partililerin yumurtalı protesto girişimine, Beylikdüzü AK
Parti İlçe Başkanı İsmail Damat'ın engel olduğunu biliyorum.
Beykoz'da toplananlardan büyük kesiminin kendisini ıslıklarla
protesto edip konuşturmadığını da biliyorum.
Ve daha niceleri...
Türkiye geride bıraktığımız 3 yıl içinde 3 büyük darbe girişimini
yaşadı. Gezi ayaklanması, 17/25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz
askeri darbe girişimi...
Bir belediye başkanı düşünün ki yaşanan bu 3 darbe girişiminde
gözler onu arıyor ama kendisi ortalıkta yok!
Geçenlerde medyaya yaptığı açıklamada, "Ben Gezi ve 17/25
Aralık'ta yurtdışında değildim, bana iftira atılıyor"
demiş.
Sayın Kadir Topbaş...
Yönettiğiniz şehrin insanları ile savunduğunuz partinin seçmenleri
darbe girişimlerinde hangi ülkede olduğunuzu sormuyor. Nerede
olduğunuzu ve neden ortalıklarda görünmediğinizi soruyor.
Son darbe girişiminden iki gün önce, yani 13 Temmuz'da Birleşmiş
Milletler Genel Sekreteri Ban Ki Moon'un davetlisi olarak New
York'ta gittiğinizi, Türkiye hava sahasının kapalı olması ve özel
uçak bulunamaması nedeniyle İstanbul'a gelemediğinizi
söylemişsiniz.
Patronu olduğunuz şehirde yüzlerce insan şehit, binlerce insan gazi
olmuş.
Ülkeniz çöküyor siz oradayken farkında mısınız?
Ülkenin Cumhurbaşkanı Marmaris'te kendisini katletmeye gelen
teröristlerin arasından çıkıyor, şehirleri bombalayan F16'ların,
helikopterlerin arasından geçerek sizin iki gün boyunca
gelemediğiniz İstanbul'a ölümü göze alarak iniyor.
Türkiye hava sahası kapalıysa, Kuzey Kıbrıs ne güne duruyor?
Darbede Erdoğan'ın yanında duran Rusya ne güne duruyor?
Mesele sadece gelişiniz değil ki?
Damadınızın paralel yapıya yakınlığını bilmeyen, duymayan yok.
17/25 Aralık sonrası Fetullah Gülen ile Akın İpek isimli kişilere
destek amacıyla sahibi olduğu kamuya açık mekandaki tüm masalara
Zaman ve Bugün gazetelerini dağıtıp videosunu yayınlarken siz
neredeydiniz?
"Bana ilişkisini kestiğini söylemişti. Kesmemişse cezasını
çeksin" diyerek bu işten sıyrılamazsınız!
"İlişkisini kesti" dediğiniz damadınızın ve
kızınızın evinde daha üç gün önce yapılan aramada Fetö'ye ait
yüzlerce kitap ve dökümana ulaşıldı. Fetö'nün damadınıza verdiği
çok özel plaket iş yerinin en nadide köşesinde sergilenirken
bulundu.
Damadınız, sizin belediye başkanı olduğunuz dönemde İBB
Meclisi'nden kaç proje geçirdi? Solarkent, Koru Florya ve Vadi
İstanbul projeleri nasıl alındı?
Damadınız Erdoğan'ı tehdit eden Tuskon'un toplantılarına katılırken
siz neredeydiniz?
Eğer 17/25 Aralık sonrası paralel yapıya destek verenler suçlu
bulunup gözaltına alınıyor ya da bulundukları görevlerden
uzaklaştırılıyorsa ve bu tarihlerden sonra İBB eliyle damadınızın
bazı projeleri kabul edilmişse, suçlusunuz?
Damadınız paralel yapıya himmet adı altında bağış yapmışsa, onun
suçuna ortaksınız. Çünkü o paraların büyük bölümü itirazlara rağmen
İBB'den geçen büyük projeler sayesinde kazanıldı.
Kısacası...
Sayın Cumhurbaşkanı size dönüp, "Gözler seni aradı ama
ortalıkta yoktun" derken ona verecek cevap bulamadıysanız,
bize verecek cevabınız da yok demektir.
Bu davada, damadınızın yanında olduğunuz kadar bizim yanımızda
olamadınız. Bu nedenle gülünç gerekçelerle kendinizi savunacağınıza
lütfen bulunduğunuz makamı bırakın sayın Kadir Topbaş!
Size atfedilen "Kadir Abi" sıfatını
haketmediniz!
Zaten başımıza ne geldiyse Fetöcülerin "Abi"
dediklerinden ve partililerin "Bülent Arınç abi"
dediği kişi yüzünden geldi.
Bir abiye daha tahammülümüz kalmadı!
Henüz saygınlığınızı kaybetmeden çıkacağınız bir kapı varken, görev
onuru gereği o kapıdan çıkın ve gidin lütfen!
Dipnot: Bir sonraki yazıda AK Parti'nin içinde
olup, zor zamanlarda Erdoğan'ın ve milletin yanında yer almayan
diğer isimleri yazacağım.