Uludağ Üniversitesi (UÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümünde 2011'den bu yana yapılan çalışmada, "barbipalladium" adı verilen bileşiğin kolon kanseri tedavisinde kullanılabileceği konusunda bulgulara ulaşıldı.
Abone olUÜ Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Veysel Turan, Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Ulukaya ve Yrd. Doç. Dr. Ceyda İçsel'in bursiyer olarak görev aldığı TÜBİTAK destekli çalışmada, oluşturulan yeni bileşiğin kolon kanserine karşı yüksek antikanser etki gösterebileceğine yönelik bulgular elde edildi.
Kanserli tümörlerin büyümesini durdurmakla kalmayıp zaman içinde tümörlerin boyutlarını şu an piyasadaki ilaçlara göre çok daha etkili bir biçimde küçülttüğü tespit edilen bileşik için patent alındı.
İnsanlar üzerinde yapılacak deneylerin ardından birtakım aşamalardan geçecek bileşiğin yaklaşık 4 yıl sonra ilaç aşamasına gelebileceği tahmin ediliyor.
"Tümörleri önemli derecede küçülttü"
Turan, UÜ'de gerçekleştirilen basın toplantısında, multidisipliner olarak, anorganik kimya ve biyoanorganik kimya alanında yürütülen çalışmaların semeresini verdiğini söyledi.
Yapılan çalışma sonucunda laboratuvarda tasarlanan ve sentezlenen maddelerden birinin önemli derecede antikanser etki gösterdiğini tespit ettiklerini belirten Turan, şöyle konuştu:
"Özellikle kolon kanseri üzerinde etkisi gözlenen bu bileşik, piyasada tedavi amaçlı kullanılan platin grubu antikanser ilaçların muadili olabilecek hatta onlardan daha etkili olduğunu gördüğümüz bir ilaç. Bunu kendi laboratuvarımızda sentezledik. Biyolojik aktivite çalışmalarını Engin hocanın laboratuvarında yürüttük. Bu yüksek etkiyi gördükten sonra fare deneylerini yapmamız gerekiyordu. Bu deneyler de çalışma ortaklarımızdan Selanik Üniversitesinde yürütüldü ve farelerde yetiştirilen tümörleri önemli derecede küçülttüğü ve mevcut piyasada kullanılan ilaçlardan çok daha etkili olduğu sonucuna ulaştık."
Daha sonra çalışmaya incelemeli uluslararası patent aldıklarını anlatan Turan, tasarladıkları bileşiğe buluş sahipleri olarak "barbipalladium" adını verdiklerini bildirdi.
Turan, birtakım deneyler daha yapacaklarını dile getirerek, "Önce laboratuvar deneylerini kanserli hücreler üzerinde, ondan sonra fareler, daha sonra da insan deneyleri üzerinde olacak." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da desteğini beklediklerini vurgulayan Turan, "Cumhurbaşkanımız desteklerini verirse bu inandığımız bir bilgi ve sonuç. Bunun ilaç olma olasılığı çok yüksek." dedi.
Turan, bileşik üzerinde karşılaşmalı testler de yaptıklarını anlatarak, şöyle devam etti:
"Kanserli hücreler üzerinde diğer ilaçlardan çok daha etkili. Tümörlerin büyümesini durdurması ve küçültmesi bakımından da çok daha etkili. Bu ilacın özelliği, yüksek dozlarda verildiğinde fareler canlı fakat tümör yok oluyor. İnsanlarda da piyasadaki ilaçlara göre zehirleme açısından daha az etkili fakat tümörleri küçültmesi açısından daha yüksek etkili olacağını düşünüyoruz."
"Girişimciler sahip çıkmalı"
İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyokimya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Ulukaya da bileşiğin "insan çalışması" aşamasının arefesinde olduklarını, bugüne kadar "faz 1" olarak adlandırılan bu onkolojik çalışmanın Türkiye'de hiç yapılmadığını aktardı.
Yunanistan ile temasa geçtiğini, faz 1 insan çalışmasını yapacak merkez arandığını söyleyen Ulukaya, "Eğer fon bulabilirsek bu bileşik insanlarda denenecek aşamaya geldi ve denenecektir. Bundan başarılı olarak çıkarsa faz 2 ve faz 3 daha sonra da eczane raflarında bu ülkenin bir kanser ilacını görmeye çok arzu ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Çok stratejik bir ürün"
Ulukaya, "Kanser ilaçlarının ülkeye yıllık getirisi 8-10 milyar dolar arasında değişiyor. Dolayısıyla çok stratejik bir ürün." dedi.
UÜ Rektörü Prof. Dr. Yusuf Ulcay, çalışmada emeği geçenleri tebrik ederek, "Gerçekleştiği taktirde Türkiye'de yapılmış ilk kanser ilacı olacak. Bu açıdan çok önemli. Patenti almak önemli ama bu patent ilaca dönüşmediği müddetçe bunun anlamı yok. Türkiye'deki ilaç firmalarının bunu sahiplenmesini arzu ediyoruz. Türkiye'deki girişimcilerin bu işe sahip çıkması lazım." değerlendirmesinde bulundu.