BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,69
ALTIN 2.968,18
HABER /  GÜNCEL

Kök hücre ile kanseri yendiler

Türkiye'de birçok hastaya kök hücre nakli yapılarak hastaların çoğunun yaşamını sürdürmesi sağlandı.

Abone ol

Türkiye'de 1978 yılından bu yana 2 bin 860 kanser hastasına kök hücre nakli yapıldığı ve hastaların büyük çoğunluğunun yaşamını sürdürdüğü bildirildi. Ankara Üniversitesi (A.Ü) Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Günhan Gürman, A.A muhabirine, hastane bünyesinde 1988 yılında kurulan Kök Hücre Nakli Ünitesi'nde yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi verdi. ''Hematopoietik Kök Hücreler''in, kandaki hücreleri oluşturabildiğini ve daha çok kemik iliğinde bulunduklarını belirten Prof. Dr. Gürman, kan hücrelerinin bir kısmının, vücudun organlarına oksijenin aktarılması, bir kısmının vücudun mikroorganizmalara ve diğer yabancılara karşı mücadele edilmesi görevini üstlendiklerini, bir kısmının da kanın pıhtılaşmasını sağladığını anlattı. Gürman, kök hücrelerin ve onlardan oluşan bağışıklık sisteminin organların içinde de bulunduğunu ve eskiden ''kemik iliği nakli'', günümüzde ise ''kök hücre nakli'' olarak adlandırılan nakilde, normal bir organ naklinden daha farklı işlem yürütüldüğünü vurguladı. -''DÜNYADA İLK KEZ 1957 YILINDA YAPILDI''- Kök hücre nakli yapılırken, mutlaka hastaya uygun doku tipinin bulunması ve bağışıklık sistemini baskılayan ilaçların kullanılması gerektiğine işaret eden Gürman, ''Aksi halde, verilen ilik anında vücuttan atılıyor. 1957 yılında insanda kök hücre nakli denendiğinde, bu iki kritere dikkat edilmediği için başarı sağlanamadı'' diye konuştu. -KANSERE KÖK HÜCRE İLE ÇÖZÜM- Bilimin gelişmesiyle zaman içinde başkasından alınarak verilen kök hücrelerin yalnız eksik, hastalıklı olan iliğin yerini almadığının, aynı zamanda vücutta habis bir hastalık varsa onu da etkilediğinin saptandığını kaydeden Gürman, şunları söyledi: ''Örneğin, bir kişide kan kanseri veya diğer bir organın habis hastalığı varsa, kök hücreler bağışıklık özellikleriyle hastalığı ortadan kaldırabiliyorlar. Bu etki dolayısıyla, kanserli hastalarda immünoterapi (bağışıklığı öne çıkararak hastalığı iyileştirme) öne çıkmaya başladı.'' Kök hücre naklinin, vücutta olmayan hücrelerin vücuda verilmesi gibi bir amaçla da kullanıldığını ifade eden Prof. Dr. Gürman, vücuda verilen hücrelerin her yere yerleşebildiklerini ve vücuttaki hücrelerin eksik fonksiyonlarının ortadan kalkmasını sağlayabildiğini bildirdi. Prof. Dr. Gürman, ağır bir hastalık olan talasemi (Akdeniz anemisi) ve orak hücre hastalığında da bu yöntemin kullanılabildiğini belirterek, ''Örneğin orak hücre hastalığında, hastaya başkasının sağlam hücreleri yüzde 2-3 oranında bile verilirse hasta iyileşebiliyor'' diye konuştu. Prof. Dr. Gürman, kök hücre naklinin, kanser hastalarında bağışıklığı kuvvetlendirerek hastalığı ortadan kaldırmak, kemik iliğinin ağır hastalıklarında kemik iliğini sağlamıyla değiştirmek, olmayan kemik iliğini yerine koymak, kemik iliği ile alakası olmasa bile vücutta tüm hücreleri ilgilendiren bazı anormalliklerde vücutta yeni sağlam hücrelerin konuşlanmasını sağlamak için en uygun yol olduğunu ifade etti. -KEMOTERAPİ ÖNCESİ KÖK HÜCRE SAKLAMA- Doku grubu uyan birisinden (kardeş veya aile dışı) yapılan nakle ''allojeneik'', hastanın kendisinden alınan kök hücrenin bir süre saklanarak nakledilmesine ise ''otolog'' nakil denildiğini anlatan Gürman, otolog nakilde amacın, yüksek doz kemoterapi alması gereken bir hastanın kök hücrelerinin zarar görmesini engellemek olduğunu bildirdi. Prof. Dr. Gürman, yöntemi şöyle anlattı: ''Yüksek doz kemoterapi verdiğinizde iyi olacağını bildiğiniz lenf kanseri veya diğer vücut organlarının habis hastalıklarında, yüksek doz ilaç, kemik iliğine yan etki yapıyor ve kemik iliğini ortadan kaldırıyor. Bu da hastanın hayatını tehdit ediyor. Bu yöntemle siz önceden hastanın kendi kemik iliğini sağlama alıyorsunuz, yüksek doz ilacı hastaya veriyorsunuz, sonradan kemik iliğini tekrar veriyorsunuz. Burada asıl amaç, yüksek doz ilaç tedavisinin kemik iliği üzerine yan etkisini ortadan kaldırmak.'' -TÜRKİYE'DE 25 YILDA 2 BİN 860 NAKİL- Kök hücre naklinin, Türkiye'de ilk kez 1978 yılında Hacettepe Üniversitesi, 1986'da Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) ve 1988'de de Ankara Üniversitesi'nde yapıldığını kaydeden Gürman, 1978'den bu yana toplam 2 bin 860 hastaya otolog veya allojeneik nakil yapıldığını bildirdi. Bunların yaklaşık 600'ünün kendi ünitelerinde yapıldığını söyleyen Gürman, nakillerin başarı oranının hastalıklara göre değiştiğini, Türkiye'deki başarı ortalamasının dünya istatistikleriyle aynı olduğunu vurguladı. Hastaların büyük çoğunluğunun yaşamına devam ettiğini belirten Gürman, ''1970'lerde akut lösemi çaresiz bir hastalıkken, şimdi yüzde 60'a varan kurtulma şansı veriliyor'' diye konuştu. -''NAKİL İÇİN YURTDIŞINA GİTMEK ANLAMSIZ''- Türkiye'de 29 merkezde yapılan kök hücre naklinin maliyetinin 25-45 bin ABD Doları arasında değiştiğini, yurtdışında ise maliyetin 200-400 bin ABD Doları'nı bulduğunu bildiren Prof. Dr. Gürman, çok nadir belli bazı durumlar dışında nakil için yurtdışına gidilmesinin anlamsız olduğunu dile getirdi. -KÖK HÜCRE NAKLİ YAPILANLAR BULUŞACAK- Bu arada, A.Ü Tıp Fakültesi Hematoloji Bilim Dalı Kök Hücre Nakli Ünitesi'nde kök hücre nakliyle hayat bulan hastalar, yarın biraraya gelecek. İbni Sina Hastanesi konferans salonunda düzenlenecek etkinlikte, hastalar, yakınları ve kendilerini sağlıklarına kavuşturan doktor, hemşire ve diğer personelle yeni yaşamlarını kutlayacaklar. Hematoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Akan, kök hücre naklinin, hasta, hasta yakını ve nakil ünitesi çalışanlarının işbirliğini gerektiren bir uygulama olduğunu, bu nedenle yılda bir kere de olsa farklı ortamlarda birlikte olma ve bu karşılıklı dayanışmayı güçlendirme düşüncesiyle hastalarla biraraya geleceklerini bildirdi. -YILDA 60-70 NAKİL- Kök hücrelerin, sıvı azot tankları içinde, çok uzun süre olmamak kaydıyla saklandığı ünitede, halen 6 yatakla yılda 60-70 kök hücre nakli yapılan 200'den fazla hastaya poliklinik hizmeti veriliyor. Uluslararası Doku Bilgi Bankası üyesi olan, buradaki veri tabanına internet aracılığıyla ulaşılan ünitede, hastalara uygun ilik Türkiye'de bulunamadığında yurtdışından doku aranıyor ve uygun kök hücre bulunarak Türkiye'ye getiriliyor.