Kod adı K.O.Z filminde neler anlatılacak?
Bugün size haftalardır dilden dile bir efsane gibi dolaşan paralel yapıyı anlatan Kod adı: K.O.Z filminden bahsedeceğim.
Bugün size haftalardır dilden dile bir efsane gibi dolaşan
paralel yapıyı anlatan Kod adı: K.O.Z filminden bahsedeceğim.
İzleyenler hatırlayacaktır.
Geçtiğimiz hafta filmin yapımcısı Uğur Yalçınkaya'yı Kanal A'daki
Apolitik programına davet etmiştik. O programın reklam arasında
kendisine, "Eğer sizin için sakıncası yok ise bu filmin
senaryosunu görmek isterim" dedim.
Doğrusunu isterseniz "Tabi ki hayır" cevabı
bekliyordum. Ancak Uğur bey, "Siz Gezi ve 17 Aralık
sürecine fazlasıyla hakim birisiniz. Katkı sağlayacağınız bir durum
olur diye umud ediyordum ben de. İsterseniz siz bildiklerinizi, biz
gizli kalmak kaydıyla senaryoyu sizinle paylaşırız"
dedi.
Büyük buluşma dün gerçekleşti!
Ben bugüne dek medyada yazılamayan ama gerçekliği kesin bilgileri
ekiple paylaştım, onlar da senaryoyu okuma şansı tanıdı.
Önce şunu söyleyeyim...
Film öyle televizyonda yayınlanan görüntülerden ibaret değil. dedim
ya, bu konulara fazlasıyla hakim biriyim ama ben bile senaryoyu
okurken dehşete kapıldım.
Zannım odur ki bu film Cumhuriyet tarihi boyunca konuşulacak bir
film olacak. Şimdi içinizden, "Yahu bırak köpürtmeyi de
bize senaryoda neler var anlat" diyorsunuz değil mi?
Yapım ekibine söz verdim, detaylara fazla giremem. Ama birkaç
başlık verme konusunda izin aldım.
Önce şunu söyleyeyim.
Film, Türkiye'de son yıllarda yaşanan ve zelzele etkisi yapan pek
çok olayı konu ediniyor. Ancak "Şu olay şudur, bu kişi de
budur" diye özellikle kimseyi afişe etmiyor.
O olayların hiç bilinmeyenlerini gözler önüne seriyor, olayın
yaşandığı anı kurguluyor ve kimin kim olduğunu bulma işini
izleyiciye bırakıyor.
Birazcık aklı olan herkesin çok rahat çözebileceği cevaplar yani...
Peki bu konular neler, onu da sözü fazla uzatmadan anlatayım...
Bir bölümünü televizyonlarda izlediniz. İçinde bazı paşaların da
olduğu bir yapı, bir kişiye suikast düzenliyor ve o kişi bir
helikopter kazası sonrası öldürülüyor.
Televizyon yayınında Uğur Yalçınkaya'ya, "Bu Muhsin
Yazıcıoğlu'nun öldüğü kazayı mı anlatıyor?" diye sormuş,
"Neden aklınıza o geliyor. Eşref Bitlis Paşa da helikopter
kazası sonucu ölmüştü. Neden o aklınıza gelmiyor?" diyerek
ilginç bir cevap vermişti..
Filmde bir başbakan var, Ama Erdoğan mı? Bir örgüt var, ama cemaat
mi? Bir müsteşar var, ama Hakan Fidan mı? Bazı rüşvet olayları var
ama bahsedilenler Rezza Zarrab ve bakanlar mı?
Dediğim gibi, bunların cevabını izleyici bulacak.
Rüşvet ve yolsuzluk demişken?
Okuduğum kadarıyla bu sahne Türkiye'ye, "Vay be. Meğer
neler oluyormuş meğer" dedirtecek.
Tüylerinizi diken diken edecek bir başka şey de, bizim Gezi
olaylarına benzeyen olayların canlandırıldığı sahne. Orada oyun
kurucuların nasıl şeytani planlar yaptıkları ve en aydın kesimin
nasıl birer maşa gibi kullanıldığı gerçeği çok çarpıcı şekilde
anlatılıyor.
Bitmedi!
Yardım tırlarına yapılan operasyonlar, gizli istihbarat
teşkilatındaki çok çarpık ilişkiler, bir bankanın alt katına
kurulan korkunç dinleme ağı, kasetler, şantajlar ve
tehditler...
Hepsi izleyiciyi derinden etkileyecek sahnelerle ekrana
taşınacak...
"Taşınacak" diyorum ama işin doğrusunu isterseniz
gerçekten bu film sinemalara gelecek mi gelmeyecek mi ben de çok
merak ediyorum.
Dün senaryoyu okuduktan saatler sonra medyada bir haber dolaşmaya
başladı. Muhsin Yazıcıoğlu davasının müdahil avukatlarından Kemal
Yavuz mahkemeye koşturmuş, televizyonlarda ve sosyal medyada
dolaşan görüntülere yayın yasağı getirtmiş.
Fragmanın, yürüyen davayı etkilemeye yönelik olduğu ve Muhsin
Yazıcıoğlu'nun ailesi ve akrabalarının kişilik haklarına saldırı
olduğu gerekçesiyle durdurulması talebinde bulundukları kaydeden
Yavuz, "Yayının durdurulmasına, varsa filmin
sinemalarda gösterilmesinin önlenme, CD ortamında dağıtılmasının
önlenmesine ilişkin taleplerde bulunduk. Mahkeme de bu konudaki tüm
taleplerimizi kabul etti" demiş.
Filmin yapımcısı görüntüde bahsedilen kişinin Muhsin Yazıcıoğlu
olmadığını altını çize çize söylemesine rağmen böyle bir intibaya
kapılması çok ilginç doğrusu.
Hadi diyelim ki bahsedilen kişi Muhsin Yazıcıoğlu olsun...
Bu filmde Yazıcıoğlu ailesinin kişilik haklarına nerede saldırı var
ben göremedim. Avukat bey bir çırpıda nasıl bu kanaate vardı
acaba? Mahkeme bu görüntüleri gerçekten izledi de mi karar verdi,
ondan da emin değilim.
Yapımcı Uğur Yalçınkaya televizyon programında, "Bu filmin
sinemaya gelmemesi veya projenin engellenmesi için önümüze çok
engeller çıkacak ama beni ancak ölüm yolumdan döndürür"
demişti.
Galiba bahsettiği engellemeler bu yayın yasağı kararıyla beraber
başladı. Bundan sonra da pek çok hamlenin geleceğini tahmin
ediyorum.
Ülke olarak Ahmet Şık'ın çıkarmadığı kitabı yüzünden hapse atıldığı
günleri yaşadık. Nedense bu yasak bana o yasağı hatırlattı. Umarım
Uğur Yalçınkaya'nın sonu da Ahmet Şık gibi olmaz!
Bunu neden mi söylüyorum?
21 Mart 2014 tarihli yazdığım BBP ile ilgili yazıyı gözden
geçirirseniz ne demek istediğimi daha iyi
anlayacaksınız.