CHP Parti Sözcüsü Haluk Koç, Suriye’ye yönelik olası operasyon ve tezkereye ilişkin, “Anayasa’nın 92. maddesi çok açık. Eğer Türkiye böyle b...
Abone olCHP Parti Sözcüsü Haluk Koç, Suriye’ye yönelik olası operasyon ve tezkereye ilişkin, “Anayasa’nın 92. maddesi çok açık. Eğer Türkiye böyle bir belanın içine sürüklenecek ve bu iktidar bu işin sorumluluğunu üstlenecek ise; 4 Ekim’de geçerliliği bitecek olan tezkerenin çıkartılış amacı bugün atacakları adımın karşılığı değildir”.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Haluk Koç, MYK toplantısında açıklamalarda bulundu. Koç, toplantıya son ekonomik gelişmeleri değerlendirerek başladı. Bu konuda Genel Başkan Yardımsıcı Faruk Özdurak’ın hem günlük hem haftalık değerlendirmeler yaptığını söyleyen Koç, “Dünyü konjonktürünün ateşlediği ama Türkiye’deki yönetim yanlışlarının ve Türkiye’nin yalnızlaştırılmasından kaynaklanan sorunların üzerine eklenmesiyle birlikte çok ciddi bir süreçle karşı karşıyayız. Hemen hemen her gün yüzde 1 ile 2 arasında Türk parasının devalüye edildiği bir dönemden geçiyoruz. Günlük devalüasyon oranı bazen yüzde 2’yi geçebiliyor. Bunu Dolar artışı Euro artışı dolaylı olarak faizlerin yükselmesinde görebiliyoruz. İki haneli boyuta ulaşan faizler Türkiye’nin kısa vadede ödemesi gereken kısa vadeli borçların yüksek faize çevrilebilir olması, önümüzdeki dönem Türkiye’nin ekonomik büyümesini hesaplanan verilerden çok daha aşağı çekecek. Buna bağlı olarak da istihdamda ciddi bir daralma meydana gelecek. Herkesin bu süreci ağır bir şekilde hissedeceği bir döneme giriyoruz. Bunun arkasında faiz lobisi var. Dış mihraplar var. Gezi olayları var. Önümüzdeki dönemde Suriye olayı daha boyutlanırsa, Suriye bizim ekonomimizi bozdu. Bunların hepsi Başbakan’ın komplo teorilerinden kendi yanlışlarını örtme gayretidir” açıklamasında bulundu.
Irak’ta yaşananların hatırlanılması gerektiğini ifade eden Koç, ayrıca kimyasal, biyolojik ve nükleer silahları üretenlerin ve kullandıranların cezalandırılmasını istedi.
Türkiye’de can çekişen sektörlerinden birinin tarım olduğunu söyleyen Koç, ayçiçeği üreticilerine yardım yapılmazken, Suriye’ye ve diğer ülkelere harcanan 2-3 milyar dolarlık yardımları kaydetti. Türkiye’de kendi insanının sorunlarına duyarsız bir anlayış olduğunu belirten Koç, sabit bir dolar kurunun belirlenmesinin yanlış olduğunu söyledi. Suriye’ye müdahale sonucunda Türkiye’nin yeni bir Afganistan olacağını ve tüm dünyada yeni bir terör olgularının çıkacağını kaydeden Koç, bu sürecin Türkiye’yi ’Ortadoğu’laştıracağını ve Türkiye’de de böyle senaryolara tanıklık edileceğini sözlerine ekledi.
İslam dünyasında yaşananların sorumlularından birinin Başbakan olduğunu söyleyen Koç, “Hz. Yusuf’u kuyuya atanlardan biri sizsiniz. CHP olarak AK Parti’nin Türkiye’yi savaşa sürüklemesine izin vermeyeceğiz" dedi.
Toplantı sonrasında Koç, gazetecilerin sorularını da cevapladı. Bir gazetecinin “Suriye’ye yönelik olası bir askeri operasyonun hukuki boyutu da var. Hükümet mevcut tezkereyle böyle bir operasyonun gerçekleştirilebileceği görüşünde. Geçen yıl çıkarılmış bir tezkere vardı. Siz ana muhalefet olarak tezkerenin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer yetersizse hükümetin meclisi toplaması mı gerekir?" sorusuna Koç, şu cevabı verdi:
"Türkiye’nin böyle bir süreç içerisinde olmaması temel dileğimiz. Geçen sene 4 Ekim’de çıkartılan tezkere ne zaman çıkmıştı? Biliyorsunuz daha hala kim vurduya gittiği belli olan meçhulde kalan bir uçak düşürme olayı olmuştu ve bir pilotumuz şehit olmuştu. Uçak düşürme olayından sonra sınırda bir takım tacizler olmuştu. Suriye tarafından gelen bazı eylemlere tanıklık etmiştik. Bu çerçevede çıkartılan ve gerekçesi de buna oturtulan bir tezkeredir. O dönem çıkartılan ve 1 buçuk ay sonra geçerliliğini yitirecek olan tezkere o dönemin koşullarında Suriye’den gelebilecek olan bazı saldırılara karşı Türkiye’nin meşru savunmasına dönük Türk askerinin gerektiğinde yurt dışında kullanılabilmesine dönük bir tezkere idi. Amacı kapsamı bu idi. Bugün eğer Türkiye bu işe bulaştırılacak ise bir defa uluslararası meşruiyet yani Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin kararı olmaksızın uluslararası meşruiyet ayağı boştadır. Kosova benzeri, NATO çerçevesinde bu işi yapalım. ABD, çok hevesli olan Fransa, İngiltere, Türkiye... 3-4 ülke yetmiyor sayıyı 35’lere çıkaralım... Sayının artmasıyla meşruiyet olacak diye bir kavram yok. Onun için anayasanın 92.maddesi çok açık, eğer Türkiye böyle bir belanın içine sürüklenecek ve bu iktidar bu işin sorumluluğunu üstlenecek ise 4 Ekim’de geçerliliği bitecek olan tezkerenin çıkartılış amacı bugün atacakları adımın karşılığı değildir. Kararı Dışişleri Bakanı, Başbakan ve AK Parti‘nin biat eden kadrosu vermez. Kararı Türk milletinin yetkilendirdiği TBMM verir.”
(İHA)