BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Koç, Turkcell hissetelerini satacak

Koç Holding Ceo'su Bülend Özaydınlı bankanın hisse devrinin gerçekleşmesinin ardından "güçlü bankacılık" anlayışıyla Turkcell hisselerini satacaklarını söyledi..

Abone ol

Koç Holding Ceo'su Bülend Özaydınlı, Yapı ve Kredi Bankası'nı satın almalarındaki amacın "finans sektöründe ön sıralara tırmanmak olduğunu" belirterek, bankanın hisse devrinin gerçekleşmesinin ardından "güçlü bankacılık" anlayışıyla Turkcell hisselerini satacaklarını söyledi.. Bülend Özaydınlı, Koç Holding'in 2004 yılı faaliyetlerine ilişkin bilgilendirme toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Özaydınlı, anlaşma öncesi görüşmelerin her aşamasında BDDK, TMSF, Çukurova'ya bilgi verdiklerini kaydederek, bankanın sahipliğini legal ve hukuki olarak üstlenmediklerini, ilgili kişiler tarafından banka yönetimine "nezaket ziyaretlerinin" yapıldığını söyledi. Özaydınlı, anlaşma öncesi görüşmelerin her aşamasında BDDK, TMSF, Çukurova'ya bilgi verdiklerini kaydederek, bankanın sahipliğini legal ve hukuki olarak üstlenmediklerini, ilgili kişiler tarafından banka yönetimine "nezaket ziyaretlerinin" yapıldığını söyledi. TURKCELL'E İLİŞKİN OPSİYON SÜRESİ "Turkcell'e ilişkin opsiyon süresi dolduğunda nasıl bir durum ortaya çakacak. Turkcell'de emanetçi misiniz?" sorusunu ise Özaydınlı, şöyle yanıtladı: "Emanetçi lafını sevmedim. Bizim bu operasyondaki motifimiz `bankacılık sektöründe ön sıralara tırmanmak` onun dışında bir hedefimiz yok. Hisseleri devralacağımız grubun diğer şirketlerine, Turkcell, Digiturk, Superonline, baktığımızda, bu şirketler kendi sektörlerinde ilke imza atmış başarılı şirketlerdir. Bu grup tarafından belli bir noktaya getirilmiştir. Bizim zora düşmüş bir grubun bu zor durumundan yararlanmak suretiyle her hangi bir şekilde bu şirketleri değerlendirmek gibi bir niyetimiz yok. Bu iyi niyetimizi göstermek içinde, finans dışı şirketlerle ilgili belli bir opsiyon tanınmıştır. Bu tanınma prosedürü bizim sahipliğimiz devreye girdiğinde olacaktır. Her hangi bir konuda adım atabilmesi için bankanın sahipliğinin Koç Finansal Hizmetlere geçmesi gerekmektedir." Özaydınlı, ana hedeflerinin bankanın mali gücünün sağlam hale gelmesi için bu hisselerin nakde çevrilmesi şeklinde olacağını söyledi. Özaydınlı, bankanın "elinde hisse senedi tutmakla" mali açıdan güçlü konuma gelemeyeceğini, değerli şirketlerin nakde çevrilmesiyle mali yapıyı güçlendirmeyi en doğru yöntem olarak gördüklerini ifade etti. Bülend Özaydınlı, bankanın Çukurova Grubu'na ait olduğunu kaydederek, son yasal düzenlemelere göre ise BDDK ve TMSF`nin hakim ortak rolünü oynadığını dile getirdi. Özaydınlı, devam eden Digitürk ihalesine ilişkin kararı şu anki hakim ortağın verebileceğini ifade etti. Özaydınlı, başka bir soru üzerine, bir banka devralınırken tüm aktif ve pasiflerinin de birlikte devralındığını belirterek, "Sadece Turkcell hisselerine odaklanarak bir değerlendirme yapmak mümkün değil" dedi. Özaydınlı, bankayı satın alabilmek için şu anda indikatif fiyat olarak 2 milyar 50 milyon euro verileceğini ancak devam eden çalışmalar çerçevesinde düzenlenecek bir rakam olduğunu söyledi. Özaydınlı, bir gazetecinin "Yapı Kredi Bankasını satın alma sürecine TMSF dahil oldu mu? Hisse devrinin gerçekleşmemesi ihtimali var mı?" sorusunu söyle yanıtladı: "BDDK ve TMSF, hepsi, konunun içerisinde olan yetkili kurumlardır. Hisse devre fiilen gerçekleşmeden her şey olabilir. Yaptığımız anlaşma bağlayıcı bir anlaşmadır. Gerçekleşmeme ihtimali yoktur. Anlaşmanın kısa zamanda gerçekleşmesi için her taraf çaba göstermektedir. Olaya gayet açık ve dürüst şekilde olaya yaklaşıyoruz. Kısa zaman içerisinde bu olayın gerçekleşmesi gerekir. Büyük bir operasyon... `Hemen yarın gerçekleşecek` diye beklenti içine girmemek lazım." Özaydınlı, satın alma için ödenecek bedelin ise Çukurova Grubu'na yapılacağını söyledi. Özaydınlı, Koçbank ve Yapı Kredi'nin birleştirilmesinin ise hisse devri sonrasında ortak ile birlikte değerlendirileceğini kaydetti. AMACIMIZ YENİ BİR HOLDİNG SAHİBİ OLMAK DEĞİL Satın almadaki hedeflerini "bankacılık sektöründe ön sıralara tırmanmak" olarak açıklayan Özaydınlı, şunları söyledi: "Hedefimiz yeni bir holding sahibi olmak, yeni bir holding yönetimine dolaylı da olsa sahiplik kazanmak değildir. Bankacılık sektöründe ön sıralara gelmek istiyoruz. Bu bankanın aktiflerine bakıldığı zaman, aktiflerinde bazı şirketlerin hisse senetleri bulunmaktadır, bazı şirketlerle ortaklık ilişkisi içerisinde bulunmaktadır. Bir şirketin piyasa değerini değerlendirirken, tüm aktifleriyle, pasifleriyle devralırken aktifleri içerisinde yer alan şirketleri de hisseleri olarak değerlendirmeye tabii tutarsınız. Banka değerinin tespitinde, bu hususlar göze alınarak bir değer tespit edildi. Bu değer şirketlerde hisse senedi olarak bulunmaktadır. Bu hisse senetlerinin 'şu veya bu şekilde` satılması durumunda buradaki nakit değerler, yine bankanın içerisinde aynı şekilde girecektir. Biz dolaylı olarak herhangi bir şirketin, banka dışında, alma veya finans sektöründeki şirketleri dışında şirketleri alma motifiyle bir işleme girmedik." Özaydınlı, Telekom konusunda ilgilerinin devam ettiğini ancak bu operasyon çerçevesinde ilgilerinin sadece "güçlü bankaya sahip olmaktan" ibaret olduğunu belirterek, güçlü bankaya sahip olmanın yolunun bankanın aktiflerinin ve pasiflerinin güçlü olmasına bağlı bulunduğunu kaydetti. Özadınlı, operasyonla ilgili "çelişkili açıklamaların" yapıldığı ileri sürülerek yöneltilen bir soru üzerine, "Açıklamalar çelişkili değil. Yapı ve Kredi Bankası'nın hisselerinin devri konusunda anlaşma imzalanmıştır, bunda tereddüt yoktur, bu anlaşmanın henüz hisse devri aşamasına ulaşılmamıştır, hisseler fiilen el değiştirmedi. Bunun yapılabilmesi için önümüzde bulunan bir proses vardır, buna devam edilmektedir. Bu sürecin sonunda hisse devri gerçekleşecektir. Gerçekleşebilmesi için Türkiye'de bu konuda yetkili organların onayının alınması lazım. Sermaye Piyasası ve Rekabet Kurumu gibi" dedi. Bu dönem içerisinde her şirkette olduğu gibi şirketin yönetim kurulunun, hakim ortağının istekleri doğrultusunda hareket etmek zorunda olduğunu vurgulayan Özaydınlı, "Hiçbir şirketin yönetim kurulu `ben burada yasal olarak belli yetkilere sahibim, kendi başıma hareket edebilirim` dememelidir. Hakim ortağın istek ve talimatları konusunda hareket etmek durumundadır. Bankanın hakim ortağı konumunda olan kimse, -bunu hepimiz biliyoruz- bu doğrultuda banka yönetiminin hareket etmesi gerekir" dedi.