Koç Holding, Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılı anısına “Belki Beni Tanıyamayacaksın – Mustafa Kemal Atatürk’ten Hatıralar” isimli bir kitap yayımladı. Kitabın sunuş yazısını Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç yazdı. Koç yazısında, “Atatürk’ün çağdaş medeniyet için çizdiği yol, Türkiye için hâlâ tek çıkar yoldur!” ifadesini kullandı.
Abone olKoç’un sunuş yazısı şöyle:
“Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. Yılı anısına hazırladığımız kitap için seçilen bu fotoğraflar ve belgeler bir büyük devlet adamının ve askerin dış görünüşünün yanı sıra, ruh dünyasına da ait çarpıcı izler taşımaktadır. Portre fotoğraflarının kalıcı bir hâtıra olarak dostlara hediye edilmeleri, sergileme veya yayımlama yöntemleriyle geniş kitlelere aktarılmaları 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren süregelmektedir. Portreler unutulmaya yüz tutan anıları ve karanlıkta kalan biyografileri aydınlatan birer mum ışığı gibidirler. İmzalar ve itham yazıları da geçmişin bu kayıtlarına canlılık katmakta, onlara âdeta sonsuza dek yaşatacak bir boyut kazandırmaktadırlar. El yazıları hem içerikleri, hem de şekil ve düzenleri ile sahiplerinin düşünce ve ruh yapılarının kâğıt üzerine önemli ölçüde yansıtılmış kayıtlarıdır. Bu gerçekten yola çıkarak, ithaflı ve imzalı portre fotoğraflarının ve el yazısı mektupların akıp giden yaşamlardan kalan en anlamlı hâtıralar olduklarını vurgulamak yerindedir.
Büyük Atatürk’ün stüdyo içinde veya dışında çekilmiş fotoğraflarındaki kararlı ve kendinden emin ifadesi, el yazısı notlarında ve mektuplarında da aynı şekilde göze çarpmaktadır. Tüm bu fotoğraf ve belgeler görüntü ve içerik açısından yan yana getirildiğinde, hedefine doğru emin adımlarla yürüyen, olağanüstü bir şahsiyet ortaya çıkmaktadır.
1912’de Derne’de, Ayn-El Mansur karargâhında çekilen ihtişamlı poz ve Abdülkerim Paşa’ya çarpıcı ithafı Mustafa Kemal’in ilk kumandanlığı döneminden tarihe geçecek bir anıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasından kısa bir süre önce, Yarbay Mustafa Kemal, 11 Mayıs 1914 günü Sofya’da Osmanlı Askerî Ataşesi sıfatı ile katıldığı kıyafet balosunda kendisine askerî müzeden bir Yeniçeri kıyafeti getirterek kuvvetle muhtemeldir ki mensup olduğu devletin tarihindeki gücünü hatırlatarak Avrupalı elçilere bir mesaj vermek istemiştir. Aynı dönemde Sofya’da çekilen ve Hilda Christianus’a hediye edilen portrelerin günümüze aktarılan hikâyesi Mustafa Kemal’in gençlik yıllarından etkileyici detaylar içermektedir. Çanakkale Savaşı sırasında Arıburun Kuvvetleri 19. Tümen Kumandanı Mustafa Kemal’in karaya çıkartma yapan ilk düşman birliklerine karşı çarpışan 27. Alay Kumandanı Şefik Aker’e 6 Mayıs 1915 günü kendi eliyle kaleme aldığı yazılı emri ise görevinden asla vazgeçmeyecek bir askerin kararlılığını ifâde etmektedir. Mustafa Kemal, “siperlerin son nefer şehit düşünceye kadar savunulması”nı emretmektedir. Mirlivâ Mustafa Kemal yakın arkadaşı Fethi Okyar’a 1 Nisan 1918’de ithaf ettiği, İstanbul’da çekilmiş stüdyo portresinde çöküşü hızlanan ve artık savaşı kaybetmekte olan imparatorluğun ayakta kalmakta direnen son kalelerinden birinin cesur duruşunu sergilemektedir.
Çankaya Köşkü girişinde çekilmiş, eşi Latîfe Hanım’a 1923 yılında imzalı ve ithaflı portresi “Batı’ya Dönen Türkiye” tanımlaması ile yabancı kaynaklarda kayda geçmiştir. Mustafa Kemal’in Evrenoszâde Muhsin Bey’e, Tevfik Rüştü Aras’a, Salah Cimcoz’a, Tevfik Bıyıkoğlu’na ve İsmail Hakkı Kavalalı’ya ithaf etmiş olduğu portreler aile dostlarına, çocukluk ve çalışma arkadaşlarına bağlılığının, Fransız General Edmond Buat’a, Bulgar Profesör Hristov Stoyanov’a ithaflı fotoğrafları da uluslararası ilişkilere verdiği önemin birer simgeleridir.
Atatürk’ün çağdaş medeniyet için çizdiği yol, Türkiye için hâlâ tek çıkar yoldur! Hür ve müreffeh bir vatan yaratmak için mücadele verilen dönemin şartlarını idrâk etmekte zorlananlara ve Atatürk’ü bugünün nokta-i nazarından ve şartlarına göre değerlendirerek itibarsızlaştırmaya pervâsızca yeltenenlere Napoloéon Bonaparte’ın şu sözünü hatırlatmakta fayda olduğunu düşünüyorum: “Ülkesini kurtaran hiç kimse, herhangi bir yasayı ihlâl etmiş sayılamaz” (Celui qui sauve sa Patrie ne viole aucune loi!).