KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, Kobani'deki son duruma ilişkin yaptığı açıklamada Güneydoğdu'da direniş çağrısı yaptı!
Abone olKobani'den gelen son dakika bilgilerine göre, kentin doğusundaki bölge ve Mürşitpınar Sınır Kapısı yakınlarında, IŞİD ile PYD arasındaki çatışmalar şiddetlendi.
Sınır kapısının bulunduğu bölgenin kontrolünü ele geçirmeye çalışan IŞİD, bölgeye ağır silahlarla saldırırken, PYD kapıyı kaybetmemek için direniyor. Bölgede zaman zaman sokak çatışmaları yaşanıyor. 3 bir tarafı tarafı kuşatılan Kobani için Mürşitpınar kapısı nefes borusu görevi görüyor.
IŞİD ve PYD arasında Kobani’den gelen son dakika bilgilere göre 40’ıncı gününde devam ediyor. Kobani'de son duruma ilişkin ise, YPG, ÖSO, Burkan El Fırat güçleri, IŞİD'in saldırılarını püskürterek, ağır darbeler vurduğu bilgileri geliyor...
IŞİD'in sivillerin bombaladığını belirten YPG Basın Merkezi, IŞİD saldırılarının en fazla yoğunlaştığı doğu cephesinde dün de şiddetli çatışmalar yaşandığını kaydetti.
Bugün sabah saatlerine kadar yaşanan çatışmalarda YPG, YPJ ve Burkan El Fırat güçlerinin karşı saldırılarla çetelere ağır darbe vurduğunu da belirten YPG Basın Merkezi “Bu alanda tespit edilebilen 24 IŞİD'li öldürülmüştür” dedi.
Öte yandan, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı, AK Parti hükümetinin Kobani direnişine karşı olumsuz politikalardan vazgeçmediğini belirterek IŞİD’e verilen desteğin de sürdüğü iddia edildi.
KCK, AK Parti'nin’nin Ortadoğu ve Rojava politikasının çöktüğünü de ifade ederek Güneydoğu'da direnişin geliştireceğini duyurdu.
BARZANİ'NİN PEŞMERGE KARARI ÖNEMLİ
Irak Kürdistanı'nın Kobani’ye peşmerge gönderme kararının önemli olduğuna vurgu yapılan açıklamada “Bu temelde yürütülecek birlikte mücadele Kürt Ulusal Birliğinin ve Ulusal Kongrenin gerçekleşmesine de hizmet edecektir” dendi.
Açıklamada devamla şunlar denildi:
AK PARTİ ROJAVA'YA DÜŞMANCA YAKLAŞIYOR İDDİASI
“AKP iktidarının bu gelişmeler karşısındaki karşıt politikaları ve tepkisi Kürtlere yaklaşımının dışa vurumu olmaktadır. Çünkü AKP iktidarı Rojava Devrimi ve Kobani direnişine karşı yürüttüğü olumsuz politikalardan vazgeçmiş değildir. AKP’nin bütün çabası Rojava’da halkımızın diğer halklar ve kültürlerle birlikte ortaya çıkardığı demokratik irade ve statüsünü tasfiye etmektir. Rojava Devriminin özgürlükçü ve demokratik karakterinin kendisinin çözümsüzlükte ısrar eden politikalarını teşhir etmekte ve Kürt karşıtı anlayışını gözler önüne sermektedir.
Kobani direnişinin yaratacağı sonuçların önüne geçmek için tüm imkanlarını seferber ederek PKK ve PYD karşıtı bir sonucun ortaya çıkması için çalışmaktadır. Kendisinin PKK ve PYD karşıtlığına başkalarını da ortak etmek istemektedir. AKP bu politikalarıyla sadece Kürt halkının demokratik iradesine karşı değil, aynı zamanda Rojava Devrimi içinde yer alan ve Rojava Devrimini demokratik Suriye’nin umudu olarak gören Arap, Süryani, Êzıdî, Ermeni, Türkmen halklarına karşı da düşman bir politika izlemektedir.
AK PARTİ'NİN ORTADOĞU POLİTİKASI ÇÖKMÜŞTÜR
AKP’nin Ortadoğu ve Rojava politikası çökmüştür. Kürt halkının direnişi ve uluslararası siyaset karşısında ciddi biçimde zorlanmaktadır. Fakat buna rağmen politikalarını değiştirip başta Kürt halkı olmak üzere tüm halklar ve inançlarla kardeşliği getirecek bir politikaya yönelmemiştir. IŞİD’e verdiği destek, Kobani politikası, Erdoğan’ın “Kobani düştü düşecek” söylemleri, PKK’yı IŞİD’le özdeşleştiren değerlendirmeleri ve PYD’yi terörist ilan etmesi halkımızda ve tüm devrimci demokratik güçlerde büyük bir öfke patlamasına neden olmuştur.
Halkımızın Kobani direnişine destek vermek için ayağa kalkmasından dersler çıkarmadığı görülmektedir. Özellikle IŞİD’e sunduğu destekten vazgeçmemesi, hala Kobani Direnişinin yenilmesini isteyen politikalarda ısrar etmesi AKP’nin gerek Kürt sorununun çözümünde, gerekse Kobani politikasında bir zihniyet değişikliğine gitmediğini ortaya koymaktadır. Önder APO’nun sağduyulu tüm çağrı ve yaklaşımlarına rağmen yaygın tutuklamalara gitmekte ve geliştirdiği baskı ve operasyonlarla halkımızın iradesini kırmaya çalışmaktadır. Polise daha çok tutukla, gözaltına al ve öldür anlamına gelen yeni güvenlik yasaları AKP’nin Kürt sorununda bir çözüm iradesi olmamasının ortaya çıkardığı bir çıkmazı ifade etmektedir. Kürt sorununun çözümünde adım atma yerine bu tür yasalara yönelmesi, halklarımız açısından büyük sorunlar yaratacak durumlar ortaya çıkarmakla kalmayacak, AKP hükümetini de çözümsüzlükte bitirecek bir rol oynayacaktır.
KCK OPERASYONLARI HATIRLATMASI
2011 ve 2012 yıllarında Kürdistan ve Türkiye’de yaşanan gerilimli sürecin önemli bir nedeni tamamen politik amaçlı geliştirilen KCK tutuklamaları olmuştur. Şimdi aynı zihniyetle asayiş ve güvenlik adı altında benzer operasyonlar yapılmaktadır. AKP’nin KCK operasyonları ve sonraki süreçte yaşananlardan ders çıkarmadığı anlaşılmaktadır. Kürdistan’ın dört parçasında, Türkiye’de ve Avrupa’da Kobani’deki Direnişi desteklemek amaçlı geliştirilen serhıldanlardan sonra yaygın bir şekilde yapılan operasyon ve tutuklamalar KCK operasyonları zihniyetiyle yapılmaktadır. Bu tutuklamalarla Halkımızın iradesini kırmak ve Kürt sorununun çözümünü getirmeyen palyatif adımlarla kültürel soykırımcı sömürgeciliği sürdürmeyi hedeflemektedir.
Halkımızın iradesini kırmaya ve bu temelde Kürt sorununda çözümsüzlüğü sürdürmeye yönelik bu siyasi soykırım operasyonları ve tutuklamalara karşı halkımızın meşru savunma hakkını kullanması doğaldır. KCK olarak daha önce yaptığımız açıklamada her tutuklamanın bir direniş ve serhıldan nedeni olduğu ortaya konulmuştur. İmralı’da görüşmelerin yürütüldüğü bu süreçte bu tutuklamaların yapılması, Önder APO ile yapılan görüşmelere karşı da gayriciddi bir yaklaşım olmaktadır. Halkımız AKP’nin bu zihniyeti ve uygulamalarına karşı elbette sessiz kalmayacaktır. Her tutuklamayı bir direniş nedeni olarak görüp mücadelesini yükseltecektir. Bu mücadele, Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşmekten kaçınan AKP hükümetine karşı Kürt sorununun çözümü ve demokratikleşme mücadelesinin parçası olarak gelişecektir.
AKP hükümeti KCK operasyonlarını farklı bir örtü altında sürdürerek gerilim ve çatışma ortamını canlı tutmaktadır. Anlaşılıyor ki geçmişte KCK operasyonları yaparken ileri sürdükleri gerekçelerle bu tutuklamalar yapılmaktadır. Bu yaklaşım geçmişteki KCK operasyonlarının da AKP lideri ve hükümetinin kararı ve iradesiyle gerçekleştiğini ortaya koymaktadır. Bu tutum karşısında sadece Kürt halkı değil, tüm demokrasi güçleri mücadele vermeli, AKP'nin antidemokratik politikalarını etkisizleştirerek Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun demokratik siyasal çözümünün önünü açmalıdır.”
SALİH MÜSLİM: SAVAŞMAK İSTEYENE KAPIMIZ AÇIK
Al Jazeera Arapça kanalına konuşan PYD lideri Salih Müslim, Kobani'ye IŞİD ile savaşmaya gitmesi beklenen ÖSO üyeleriyle ilgili olarak, "Erdoğan'ın ÖSO ile alakalı söylediğiyle ilgili, evet onlarla iletişim halindeyiz şu an. Fakat sayı söylendiği gibi bin 300 değil. Bununla ilgili görüşmelerimiz sürüyor" dedi. Müslim, "IŞİD ile savaşmaya hazır olan herkese kapımız açıktır" dedi.
"Bizim daha önce ÖSO ile yaptığımız anlaşmalar var" diyen Müslim, şu an Kobani'de ÖSO'ya bağlı bazı grupların IŞİD'e karşı savaştığını ve bu gruplarla sürekli koordinasyon halinde olduklarını belirtti.
YPG liderleriyle, ÖSO komutanı Abdülcabber Akidi arasında görüşmeler olduğunu söyleyen Müslim, "Onlar da birlikte şu an Kobani'de veya çevresindeki bölgelerde ihtiyaçları ve desteğin nasıl olacağını inceliyorlar" dedi.
Sunucunun, "Madem şu an Kobani'de ÖSO'ya bağlı başka grupların sorun olmadan savaştığını söylüyorsunuz, peki neden Akidi'nin başında olacak güç ile ilgili bu sefer bu şekilde oyalama tavırları izliyorsunuz?" sorusuna, Salih Müslim şöyle yanıt verdi:
"Hayır, oyalama tavırları falan yok. Sadece ihtiyaç ve duruma göre bir şey yapmaya çalışıyoruz. Bizim her zaman Kobani'de IŞİD'e karşı yanımızda savaşmak isteyen, demokrasi, özgür yaşam ve demokratik bir Suriye'ye inanan ve bize bu şekilde destek vermek isteyen herkese kapımız açıktır."
ERDOĞAN ÖSO İÇİN NE DEMİŞTİ?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, Estonya ziyareti sırasında Estonya Cumhurbaşkanı Toomas Hendrik Ilves ile düzenlediği ortak basın toplantısında Özgür Suriye Ordusu'nun bin 300 kadar savaşçısını Kobani'de IŞİD ile çatışan PYD'ye destek için göndereceği yönündeki açıklaması hatırlatıldı. Erdoğan bu konudaki soruları yanıtlarken, ÖSO'nun bu teklifinin PYD tarafından kabul edildiği yönünde konuştu ve sayılar verdi. Irak Kürt yönetiminin göndereceği peşmerge sayısının da azaldığını açıkladı. Erdoğan'ın sözleri şöyle:
"Bildiğiniz gibi, daha önce ifade ettiğim gibi biz Sayın Obama'ya burada tercih edilmesi gereken birinci derecede ÖSO olabilir, ikinci derecede de peşmergeler olabilir demiştik. Nitekim 200 kadar peşmergenin gönderileceği açıklandı. Az önce aldığım bilgiye göre, peşmergelerin sayısı 150'ye indirildi. Dün Suriye Ordusu'ndan ise bin 300 kişiyi şu anda PYD kabul ettiğini ifade etmiş ve konuyla ilgili olarak da şu anda ilgili birimlerimiz bu geçiş güzergahının nasıl olması gerekir, bunu müzakere ediyorlar. Bizim bu konuda karşıt bir görüşümüz olmadığını belirtmiştik."
YARIN 150 PEŞMERGE KOBANİ'YE YOL ALACAK
Kürt güçleri ile IŞİD arasında 41 gündür çatışmanın devam ettiği Kobani'ye destek olarak gönderilecek Peşmerge güçlerinin Kobani'ye ne zaman geçeceği belli oldu!
Rudaw’ın edindiği bilgiye göre, Kürdistan Bölgesi Peşmerge Güçleri’nden ilk birlik, yarın ağır silahlarla Kobani’de olacak. Kobani’ye gidecek olan ilk birlikte, 150 peşmerge yer alıyor.
ABD: ÖSO'NUN KOBANİ'YE GİTMESİNİ DESTEKLİYORUZ
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, Özgür Suriye Ordusu'na (ÖSO) bağlı güçlerin Kobani'de IŞİD'e karşı çarpışan güçlere destek olmak için bölgeye gitmelerini desteklediklerini söyledi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Jen Psaki, başkent Washington'da düzenlediği basın toplantısında, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, PYD'nin 1300 ÖSO savaşçısının Kobani'ye geçmesi için fikir birliğine vardığını açıkladı. Buna ilişkin görüşünüz nedir" sorusuna "Açıklamayı gördük, rakamın bu olduğuna ilişkin bir teyidimiz yok. Konuyla ilgili ayrıntıları bekliyoruz" şeklinde cevap verdi.
Psaki, Özgür Suriye Ordusu'ndan savaşçıların Kobani'ye yardım için gitmelerini destekleyip desteklemedikleri sorusunu da ise "Evet, destekliyoruz" diye yanıtladı. Psaki, ancak bu geçişin kolaylaştırılmasında ABD'nin bir rolünün olabileceğini sanmadığını söyledi.
Jen Psaki, ABD'nin İstanbul Başkonsolosluğuna içinde şüpheli tozun bulunduğu bir zarf ulaştığını, zarfın protokollere uygun olarak yetkililere teslim edildiğini belirtti. Psaki, başkonsolosluğun olağan çalışmalarını sürdürmekte olduğunu söyledi.
Kobani nedeniyle yapılan eylemler bir anda Türkiye'nin her yanına dağılmış ve olaylarda 50'e yakın kişi hayatını kaybetmişti.
SALİH MÜSLİM'DEN ERDOĞAN'A TERÖR YANITI
CNN Türk'te canlı yayında konuşan PYD Eş Başkanı Salih Müslim, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın terör örgütü suçlamasına yanıt verdi...
ABD savaş uçakları, Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgüt üyelerinin bulunduğu bir noktaya havadan saldırı düzenledi.
Rudaw'ın yayınladığı videoda hava saldırısının nasıl gerçekleştirildiği ve IŞİD örgüt mensuplarının yerinin nasıl tespit edildiğinin detayları görülüyor.