Kobani eylemcileri için harika bir önerim var
Selahattin Demirtaş teröristlerini sokağa çağırdı, Kılıçdaroğlu'nun CHP'si neler yaşanacağını bile bile isteğe destek verdi.
Selahattin Demirtaş teröristlerini sokağa çağırdı,
Kılıçdaroğlu'nun CHP'si neler yaşanacağını bile bile bu
çağrıya destek verdi.
Sonuç?
Demirtaş ve Kılıçdaroğlu'nun eş başkanlığındaki HDP ve CHP 26
kişiyi öldürdü! Öldürürken, "Biz bu konuda IŞİD'le
yarışırız" dediler adeta.
Diyarbakır'da Hür Dava Partisi'nin binasını bastılar. Binada
bulunan Kürt kökenli 17 yaşındaki genci 17 yerinden bıçakladılar.
Diğerinin kafasını ellerindeki taşlarla ezerek öldürdüler ve ateşe
verip yaktılar.. 3 kişiyi binadan aşağı attılar. Onlar yaralı
kıvranırken üzerinden arabayla geçip onları da alev topuna
döndürdüler.
Ölenlerin tamamı masum insanlar. Suriye'den gelen mazlumları
IŞİD'ci diyerek parçaladılar. Sakallı olan iki kişiyi AK Partili
sanıp linç ettiler. Ambulans taşlayarak içinde bulunan kadının 8
aylık çocuğunu düşürmesine neden oldular.
Bu kadar mı?
Yaralılara kan taşıyan Kızılay'ın araçlarını yakacak kadar
kansızlaştılar. "Müslüman Kobani için sokaktayız"
deyip Van'da Kur-an kurslarını ve Bediyüzzaman külliyesini ateşe
verdiler. Ellerine geçirdikleri Kur-an'ları yakıp fotoğraflarını
sosyal medyada yayacak kadar şeytanlaştılar.
O da yetmedi, içinde müşterisi bulunan marketi ateşe verdiler.
Ateşe vermediklerini yağmalayarak çaldılar, çırptılar.
Bu saydıklarımın tamamı iki günde yaşandı. İki güne bu kadar
katliam ve yağma sığdırabildiler. IŞİD tek kurşunla veya kafa
keserek öldürüyordu. Onlar işkence ederek katlettiler, yakarak
yağmaladılar. Protesto ettikleri IŞİD'in zulmüne iki günde rahmet
okuttu PKK'nın şehir "gorilla"ları!
Aklıma gelmişken...
Öncelikle, molotof atmanın ve kar maskesi takmanın demokratik hak
olduğu görüşünü savunan yüce mahkemenin tüm üyelerini sevgi ve
saygı ile tek tek kınıyorum!
Yine aklıma gelmişken...
Teröristlerin yakıp yıktığı herşeyin vergisini benden alacak
olanlara da şimdiden hakkımı haram ediyorum!
Çünkü hak terazisi bu değil, adalet bu değil!
Bu memlekette azıcık adalet varsa, bu yapılanın hesabı
mahkemeler huzurunda sorulmalı. Bu ülkede adaletin kırıntısı
kalmışsa, Demirtaş ve Kılıçdaroğlu isimli iki provokatör yargının
huzurunda hesap vermeli.
Dün ekran başında bu provokatörlerden birini, yani azmettirici
Selahattin Demirtaş'ı izledim. Cumhurbaşkanlığı adaylığı döneminde
izlediğimiz Demirtaş yeniden fabrika ayarlarına dönmüşcesine
saçmalıyordu.
Baktım, konuştukça morarıyor, morardıkça terliyor.
Neden terliyor?
Neden olacak. Yakılan işyerlerinin alevi, vefat edenlerin kanının
sıcaklığı terletiyordu kendisini... Netenyahu'nun Filistin'i
bombaladıktan sonra yaptığı açıklamaya nasıl da benziyordu
konuşması. "Biz bir şey yapmadık, onlar bize roket atıyor,
biz de evlerini yıkıyor, çocuklarını öldürüyoruz!" diyen
Netenyahu konuşuyor sandım bir an.
"Biz halkı sadece direnişe çağırdık" diyerek kendisini
masumlaştırıyordu o da... Zora düşünce PKK'lı ahbaplarını
tanımıyormuş gibi, onların sadece ve sadece kandan beslenerek
direniş yaptığını bilmiyormuş gibi konuşuyordu beyefendi...
Sokakları ateşe veren, 26 insanı katleden teröristlere
"Bizim halkımız" diyordu. Öldürülen 23 kişi Kürt
kökenli ama onun halkı değil.
Neden?
Çünkü onlar PKK'ya destek vermiyor da ondan!
Türkiye'de Cumhurbaşkanı adayı olan bu insan hem ezildiklerini
söylüyor, hem de PKK'lılara "bizimkiler" diyor!
Acaba dünya ülkeleri içinde böyle bir cumhurbaşkanı adayı var
mıdır? Düşünsenize, Amerika'da El Kaide'yi destekleyen birinin
başkanlığa aday olduğunu?
Yeterince özgür olmadığımız için oluyor bunlar işte!
Demirtaş Cumhurbaşkanı olsa, şu an başkomutan olarak verdiği emir
doğrultusunda, PKK'nın yanında yer alacak ve ortadoğu cehenneminde
savaşıyor olacaktık herhalde!..
Türkiye Kobani'deki Kürtler'e yardım yapmıyormuş! Bunu savunuyor,
bunun için direnişe geçtiklerini söylüyor. Onurlu adam biraz
adaletli olur be!
Kötülediği Türkiye şu an IŞİD'in elinden kaçan 180 bin Kürt'ü
evinde misafir ediyor. Hele deyin bakalım siz ne yaptınız? Bir tane
Kürt'ü evinize alıp ağırlayıp sıkıntısını sordunuz mu? Oradaki tüm
belediyeler elizde. Bir tanesine yardım götürdünüz mü?
Türkiye Kobani'yi kurtarmak için Suriye'ye girmiyormuş!
Düne kadar Maliki hükümeti sünnileri katlederken,
arapların belli bir kesimini yerinden yurdundan ederken, ezidiler
zulümlere maruz kalırken sesleri çıkmıyordu. Beşar Esad 200
bin masum insanı öldürüp kalanları da köylerinden sürerken
umurlarında değildi. Umurlarında değildi, çünkü boşalan
yerleri hemen Kürtler dolduruyor, şehir sahibi oluyordu. IŞİD denen
teröristler grubu ortaya çıkıp, bıçağın ucu sapıyla birlikte
Kürtlere dönünce birden işin adı vahşet oldu. O güne kadar var
mıydı HDP veya eski adıyla BDP'den bu katliamlara tek laf
söyleyen?
Yanlış anlaşılmasın...
Sırf Kobani'de Kürtleri öldürüyor diye Allah'ın dinini kirleten
IŞİD mensubu pislikleri kim savunuyor ve destekliyorsa Allah onu
kahru perişan eylesin.
Anlatılmak istenen şey çok basit...
Bu ülke, "Mesele Kürtlere yardımsa, ben onları sınırımda
karşılar, evimde ağırlıyormuş gibi ağırlarım. Her türlü yardımı
ederim ve ediyorum. Ama benden bir koridor açıp YPG'li, PKK'lı
teröristleri kabul etmemi beklemesin. Kimse benden PKK'ya silah
yardımı yapmamı beklemesin. Sokakları ateşe vererek beni buna
zorlamaya çalışmayın" diyor.
Çünkü bu ülkenin onurlu ve vatanperver insanları, "Benim
şehidime ihanet etme. 1996 yılında tıpkı IŞİD'in yaptığı gibi
Diyarbakır'da öğretmenleri bir tümseğe yatırıp kurşuna dizenleri
unutmadım. Kürtler için evet ama bir terörist örgüt için başka bir
terörist örgütle savaşa girilmesine karşıyım" diye isyan
ediyor.
Bu anlamak çok mu zor!
Bazı çevreler bu isyana karşılık olarak, "İŞİD azerilere
veya KKTC Ye saldırmış olsaydı Türk halkı azerilerin veya kıbrıs
türklerinin katliamına sessiz mi kalacaktı. Gazze'deki katliama
sessiz kalmadıyıp sokaklara çıkıp eylem yaptıysak, kürtlerin
katliamına da sessiz kalmamalıyız" diyor.
İyi de be kardeşim...
Gazze'ye sessiz kalmadıysak, İsrail'e savaş mı ilan ettik?
Yahudileri katledip evine molotof mu attık? Holdinglerini mi
yaktık? Okullarını mı ateşe verdik?
Bırakın Gazzeyi İsrail'i...
Senelerdir PKK Kürtler adına bu ülkenin insanını katlediyor. Gidip
Hakkari'de, Diyarbakır'da, Şırnak'ta kimin kafasını taşla ezdik,
kimi diri diri yaktık, kime molotof attık?
Şu iki gün içinde 26 kişiyi biz mi katlettik? Emniyet müdürünü ve
polis memurunu biz mi şehit ettik...
Yazı bir hayli uzadı ama polis demişken, izin verirseniz herkesin
kabul edeceğine inandığım bir çözüm önerisi sunacağım.
Madem polis çıkarılan saçmasapan yönetmelik gereği bunca terör
eylemine rağmen silahını kullanamıyor. Madem ateşe ateşle karşılık
veremiyor.
O zaman gelin şunu yapalım.
Bu ve benzeri terörist eylemlerde suçüstü yakalananlar Türkiye
Cumhuriyeti vatandaşlığından çıkarılıp kendisinin talep ettiği
ülkeye veya bölgeye sürgün edilsin!
Sadece Diyarbakır'dakiler sürgün edilse, IŞİD'e karşı Kobani'de
savaşacak gönüllü bir ordu da kendiliğinden kurulmuş olur!
Ne dersiniz, kabul mü?