Koalisyon yok, erken seçim var!
7 Haziran seçimlerinin üzerinden 15 gün geçti. Seçim öncesi kutsal ittifak içinde olan partilerin birbirlerine yaptıkları saldırılardan başka bir şey gördüğümüz yok!
7 Haziran seçimlerinin üzerinden 15 gün geçti. Seçim öncesi
kutsal ittifak içinde olan partilerin birbirlerine yaptıkları
saldırılardan başka bir şey gördüğümüz yok!
Konuştuğum herkes, "Yahu ne oluyor, bunları da mı
görecektik?" diyerek şaşkınlığını dile getiriyor. Doğrusu
ben onlar kadar şaşırmıyorum çünkü ne olduğu en başından belli olan
numaralardan etkilenmiyorum!
O yüzden gördüklerine şaşıran kardeşlerime, "Yahu daha bu
ne ki? Siz daha neler göreceksiniz neler!" demekle
yetiniyorum.
AK Parti tam ortada olanları insafsız bir sükünetle ve yapılı
tavırla izliyor. Ama diğer partiler açısından vaziyet iyi
değil. Hem de hiç iyi değil! Aldıkları sözde galibiyetin tadı
onlara yenilgi gibi gelmeye başladı nihayet!
Aşçı bahçıvana, uşak şöföre, sonra hepsi şöföre repliğinde olduğu
gibi... MHP HDP'ye, HDP MHP'ye, CHP ikisine, ikisi birine, biri
hepsine saydırıp duruyor.
"Sonuç ne olursa olsun tüm yollar AK Parti'ye
çıkar" sözümü haklı çıkarırcasına seçimden önce, iktidara
demediğini bırakmayanlar ufak ufak, "Ya aslında AKP ile gül
gibi geçinebiliriz" diye mırıldanmaya başladı.
Bu durum neye benzedi biliyor musunuz?
Bizim memlekette tarlada çalışan adamın biri, susuzluğunu gidermek
için karpuz yemeye karar veriyor. "Nasılsa bol bol
var" diyerek kabuklarında epey karpuz bırakacak şekilde
kesiyor ve susuzluğunu gideriyor. Bir iki yedikten sonra kabukların
üzerine çişini yapıp işine devam ediyor.
Karpuz bitiyor ama vakit henüz öğlen, güneş tepesini kavurmaya
başlıyor.
Bir süre susuzluğu tahammül edilemez hale gelince çaresiz bir
şekilde karpuz kabuklarının üzerine eğiliyor. "Buna
sıçradı, buna sıçramadı" diyerek karpuz kabuklarına
dadanıyor!
Bizim 3 partimizin hali de böyle...
MHP ve Bahçeli'yi ilkeli duruşundan ötürü tenzih ederek söylüyorum.
Daha önce "Onlar asrın yolsuzluğunu yaptı. Hepsini hapse
tıkacağız" diyen, "17/25 Aralık'ın hesabı
sorulacak" diyen, "Kim? Biz onlarla koalisyon
kuracağız ha? Mümkünatı yok!" diyen, "Kaçak
Saray'a gitmeyiz. Erdoğan yasal sınırlarına çekilmeden
görüşmeyiz" diyen CHP ve HDP karpuz kabuklarına dadanan
adamın pozisyonuna düştü.
"17/25 Aralık'ı bir kenara bırakalım ya. Ya
"hırsız" dedik ama seçim öncesi herşey
denilebilir" gibi ilkeden uzak açıklamalar yapmaları beni
bitiriyor.
Sanki dünya ters yüz olmuş ve Kılıçdaroğlu bulutların üzerinde
gibiydi ilk zamanlar. Seçimden sonraki günlerde uçtuğuna yemin
edebilirim!
Başbakanlık için tüm vücudu ürpertilerle sarsılıyordu. Ama kısa
süre sonra AK Parti olmadan bırakın koalisyon kurmayı, diğer
partilerle bir araya gelmeyi bile beceremeyeceğini anladı.
"Bari sen başbakan ol" diye yalvardığı Bahçeli'den
aldığı okkalı cevap, siyasette ilkenin ne olduğu adına verilmiş
tarihi bir ders olarak tarihteki yerini aldı.
HDP zaten barajı geçtikten hemen sonra ipleri elinden kaçırdı.
Artık Demirtaş'ın veya HDP'li yetkililerin ne dediği önemli değil.
Kandil'den gelen talimata göre hareket etmekten başka şansları yok!
"Ülkeye demokrasi geldi" dedikleri şey, PKK'nın
getirdiği demokrasiymiş meğer!
Gelinen noktada ortaya çıkan gerçek şu:
Yüzde 41 oranında oy alan AK Parti kimi tercih ederse, onunla
koalisyon kurulur. Öyle ya da böyle CHP veyahut MHP, AK Parti'nin
kurallarına göre oynamak zorunda...Eğer bunu yapmazlarsa erken
genel seçime gidilecek, görev yeniden seçmene verilecek.
Yani bir kez daha, belki de son kez zorlu bir görevle yüzleşeceğiz.
Bu görev, bir ulusun kaderini karara bağlayacak bir görev
olacak.
Özetle; bir koalisyon kurulsa da kurulmasa da erken seçime gitmemiz
kaçınılmaz. Bunu sokaktaki herkes görüyor ama ortada çarpıcı bir
gerçek var.
AK Parti'nin bazı teşkilatları henüz bu gerçekle yüzleşmiş
değil.
Merkez medya ile paralel medya erken seçim için algı
operasyonlarına başladı ama AK Partili bazı belediye ve teşkilatlar
Ramazan çadırları, Havicat Karagöz oyunları, mehteran müzikleri,
Fetih marşları, Fettah Can konserleri ile erken seçime harika bir
hazırlık yapıyor maşallah!..
Seçime 1 ay kala çarşı pazarda, cadde sokakta el sıkmakla seçim
kazanılmadığı tecrübesini daha 15 gün önce yaşamalarına rağmen
geniş geniş takılmaya devam etmeleri yüzde 41'den ders
almadıklarını gösteriyor.
Davutoğlu'nun, "Hemen şimdi, yeniden Bismillah
diyoruz" mesajı henüz kendilerine ulaşmamış demek
ki...
Dipnot: Meclis'te kaydını yaptıran CHP İstanbul
Milletvekili Erdoğan Toprak, olası koalisyon seçenekleri konusunda
ümitsiz olmadığını ifade etmiş.
Geçmişteki koalisyonları anımsatan Toprak, "1995 yılında
bu parlamentoya geldiğimde gene böyle çok partili bir tablo vardı.
O süreçte de bazı çevreler, parlamenterler gelir gelmez 'Buradan
hükümet çıkmaz, erken seçim olur' demişlerdi. 95'te de 99'da da bu
tabloları yaşadık ve orada çok başarılı iktidarlar çıktı"
demiş.
Ülkeyi dibe vurduran koalisyonlara "Başarılı"
diyen CHP'nin ülkeyi nasıl yaşanabilir hale getireceğini
görüyorsunuz değil mi?