Partilerin koalisyon ve azınlık hükümeti senaryolarıyla ilgili yaklaşımları neler? Kimin hangi kırmızı çizgisi var? BBC Türkçe, Ankara'da siyasi partilerin kulislerinde konuşulanları aktarıyor.
Abone olHükümet kurma görüşmelerinin arifesinde partiler pazarlık pozisyonlarını en üst noktadan açmış görünüyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi'nin seçim sonrası tabloda en kritik gördüğü noktalardan biri, kurulacak hükümetin parçası olarak kalmak, diğeri de yaralarını sarmadan herhangi bir seçime gitmemek.
Muhalefet kanadında ise, hükümet kurma sürecinin bir parçası olabileceği konusunda en pozitif mesajların geldiği parti CHP. Ama CHP de, 'bir yandan ülkeyi hükümetsiz bırakma lüksünün kimsede olmadığını' söylerken, diğer yandan AKP'nin hükümette Erdoğan'ın etkisinden arınmış bir şekilde yer almasını istiyor.
Ayrıntıları pek bilinmemekle birlikte AKP ve CHP arasında 'öncelikleri tespit etme' gündemli alt düzeyli temasların yaşandığı bildiriliyor.
Ankara'da seçim sonrasında konuşulan da, sermaye çevrelerinin AKP-CHP koalisyonunu istediği, bunu, işlemesi en mümkün olan seçenek olarak gördüğü yönünde.
Sermaye çevreleri koalisyon istiyor
Seçimlerin ardından TÜSİAD (Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği), TOBB (Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği), TİM (Türkiye İhracatçılar Meclisi) ve MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) tarafından yapılan açıklamada, partiler arasında uzlaşı çağrısı öne çıkmıştı.
Bu, erken seçime gidilmemesi ve koalisyon kurulmasının talep edildiği anlamına geliyor.
İstanbul merkezli büyük sermaye gruplarının AKP ve CHP'den Almanya modelindeki gibi bir büyük koalisyon bekledikleri anlaşılıyor.
CHP Sözcüsü Haluk Koç, çözümsüzlüğün adresinin CHP olmayacağını belirtirken, "Demokrasinin uzlaşma kültürü olduğunu unutmayalım, geniş ortak paydalarda buluşma gereğini görmeliyiz" dedi.
Ama her iki kanatta da, 'kırmızı çizgiler' olduğu biliniyor.
AKP ve Erdoğan'ın kırmızı çizgileri
AKP'nin, parti içi kulislerden yansıyan ve açıklamalarda da dillendirilen kırmızı çizgilerinde en fazla öne çıkan başlıklardan biri çözüm sürecinin devamı.
Özellikle Yalçın Akdoğan'ın mesajlarında bu vurgu dikkat çekiyor.
AKP ve Erdoğan'a yakın yayın organlarında kırmızı çizgiler 'çözüm sürecinin devamı, paralel yapıyla mücadeleden geri adım atılmayacağı ve Erdoğan'ın meşruiyeti ya da konumunun tartışma konusu olamayacağı' olarak ifade edildi.
Daha çok Erdoğan'ın kırmızı çizgileri olarak görülen bu koşullardan muğlak olan, Cumhurbaşkanı'nın konumu ve meşruiyeti ifadesinden ne anlaşılacağı.
CHP ve MHP'nin Erdoğan tavrı
Hem CHP hem de MHP, Erdoğan'ın hükümetin işleyişine karışmamasını herhangi bir müzakerenin 'kırmızı çizgisi' olarak görüyor.
Örneğin, Erdoğan'ın 'gerek gördüğünde' Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda bakanlar kuruluna başkanlık etme ya da bakanlara doğrudan müdahale girişimlerini ne MHP'nin ne de CHP'nin sıcak bakması mümkün görülüyor.
AKP içinde Erdoğan'ın en etkili lider olduğu düşünüldüğünde, Davutoğlu ve AKP yönetiminin yine de bu başlıklarda esnemeye gidip gidemeyeceğini tahmin etmek zor.
CHP ise, olası koalisyonda, hükümette olmayı tabanına seçim vaatlerini yerine getirmek için bir fırsat olarak sunmaya girişecek.
CHP'nin ön şart olarak gördüğü konulardan 17/25 Aralık soruşturmalarının yeniden TBMM gündemine getirilmesi planının koalisyon görüşmelerinin bir parçası olması gerekmiyor.
Zira, TBMM'de grubu bulunan partiler, dört eski bakan hakkındaki dosyaları yeniden gündeme alıp görüşebilecek çoğunluğa sahip.
MHP'nin olmazsa olmazları
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli seçim sonrası yaptığı konuşmada diğer partilere koalisyon yapmalarını önermişti.
Bahçeli, hükümetin kurulamaması durumundaysa erken seçime gidilmesini istemişti.
MHP çözüm sürecinden yana partiler olarak gördüğü AKP, CHP ve HDP'li bir koalisyona karşı ana muhalefet görevi üstlenmekten memnun olacak gibi görünüyor. Ancak bu senaryo pek gerçekçi değil.
MHP de, olası koalisyon senaryolarına karşı tutumunu belirlemek üzere partili yetkili kurullarında değerlendirmelere başladı.
Partinin kırmızı çizgileri arasında Erdoğan'ın konumu, yolsuzluk iddialarının soruşturulması ve çözüm süreci bulunuyor.
Erdoğan'ın konumu ve yolsuzluk soruşturmalarının ara formüllerle çözüme bağlanma ihtimali olduğu düşünülüyor.
AKP ile MHP arasındaki en karmaşık görünen başlık ise çözüm süreci.
AKP de çözüm sürecinin devamında, MHP ise süreçten vazgeçilmesinde ısrarcı.
HDP ana muhalefet görevi peşinde
HDP ise seçimlerin hemen ardından koalisyon senaryolarının içinde yer almayacağını belirtti.
HDP'nin, AKP ve MHP'nin içinde yer alacağı bir koalisyon hükümetinde yer alması mümkün görünmüyor.
CHP ve HDP arasındaki bir koalisyona ise MHP'den dışarıdan destek gelmesi zor.
HDP'nin en önemli kırmızı çizgisi ise çözüm sürecinin devamı olduğu anlaşılıyor.
HDP, AKP'nin kuracağı bir azınlık hükümetine ise destek vermeyeceğini açıkladı.
CHP ve MHP'nin kuracağı ve ülkeyi seçime götürecek bir koalisyona dışarıdan destek içinse bazı zorlu konularda yoğun pazarlıkların yapılması gerekecek.