Koalisyon!
Koalisyon palavralarına falan inanmayın! Çünkü bu söylentiyi ortaya atanların kendisi de inanmıyor böyle bir ihtimale...
Bir önceki yazımda AK Parti'nin son dönemlerde yaptığı bazı
yanlışları yazmış ve bu yanlışların seçmen kitlesinde bir
küskünlüğe neden olduğunu, bu küskünlüğün AK Parti'nin oylarında
bir düşüşe neden olduğu söylemiştim.
Bu satırları okuyup karamsarlığa kapılan partililer olmuş. Oysa ki
benim 6 ay önceki hedefim AK Parti'nin yüzde 50'nin üzerinde oy
almasıydı. Bu hedeften geri kalındığı için eleştiriler
yöneltmiştim.
Söz konusu yazıyı, "Yukarıda
yazdıklarım size dehşet değil, umut versin. Yedi cihan birleşse, bu
hatalara rağmen AK Parti tek başına iktidarını
sürdürecek." diye bitirmeme rağmen meramımı
anlatamamışım demek ki...
Bugün yine aynı fikirdeyim. Bakmayın siz hayal tacirliği
yapanlara...
Bu ülkenin insanları, "En iyisi koyunu kurda teslim edelim.
Koyunu en iyi o korur!" diyen asalakların tavsiyelerine
uyacak kadar aklını yitermedi henüz...
Koalisyon palavralarına falan inanmayın! Çünkü bu söylentiyi ortaya
atanların kendisi de inanmıyor böyle bir ihtimale...
Bugüne kadar HDP'yi destekleyen Kürtler, CHP'yi destekleyen
işadamları dahil olmak üzere kiminle konuştuysam aynı sözü
duyuyorum.
"AK Parti'nin gitmesini istemiyoruz. Eli biraz zayıflasın
da Yeni Anayasa'yı çıkarıp başkanlık sistemini getirmesin diye
uğraşıyoruz!" diyor tamamı..
Çünkü onlar da AK Parti'nin iktidardan düşmesi durumunda ülkenin
birkaç ay içinde felakete sürükleneceğini çok iyi biliyor.
Bakın buradan açık açık yazıyorum ve iddialıyım...
Eğer 7 Haziran seçimlerinde AK Parti tek başına iktidar olmazsa,
hükümet kuracak parti bulunamaz. Hadi alın kağıdı kalemi elinize,
beraber hesap yapalım..
Olmaz ama, hadi diyelim ki AK Parti seçimlerde 276 milletvekilini
çıkaramadı. 270 milletvekilinde takılıp kaldı ve bir koalisyon
ihtimali belirdi.
Böyle bir durumda ortaya üç seçenek çıkıyor.
Birinci seçenek; AK Parti'nin çekildiği, CHP-MHP
ve HDP'nin ortağı olduğu bir koalisyon! HDP'den başka çare yok
çünkü, MHP ile CHP'nin oyları bir koalisyon hükümeti kurmaya
yetmiyor.
Peki böyle bir durumda Devlet Bahçeli, Selahattin Demirtaş'la hangi
konularda anlaşacak dersiniz?
Diyanet'in kaldırılması, din ve Kur-an'ı Kerim derslerinin
kaldırılması hususunda mı? Yoksa "Anadilde Eğitim"
konusunda mı?
Bu ikili "Çözüm süreci"ni nasıl yönetecek
dersiniz?
Oldu ki anlaştılar diyelim!
Milliyetçi MHP tabanı, HDP ile kucak kucağa oturan partisine bir
sonraki seçimde yaşam hakkı verecek mi sanıyorsunuz?
Ya HDP?
"Çözüm Süreci falan istemiyoruz" diyerek MHP'nin
bugüne kadar savunduğu silahlı mücadeleye "Evet"
mi diyecek? Ortağı olduğu iktidarın PKK'ya karşı silahlı mücalesine
"Olur" verecek yani öyle mi? Böyle bir
durdumda HDP'nin bir sonraki seçimde akıbeti ne olacak
dersiniz?
İkinci seçenek; AK Parti ile MHP veya AK Parti ile
CHP bir koalisyon kuracak! MHP ile CHP aylardır AK Parti'yi asrın
yolsuzluğunu, hırsızlığını ve hukuksuzluğunu yaptığı gerekçesiyle
eleştiriyor, hatta bunun hesabını mahkemeler huzurunda vereceğini
söylüyor. Böyle bir söylemin ardından koalisyon hükümeti kurmaya
çalışmaları kendi intiharları olur.
Kaldı ki yüzde 40'ın üzerinde oy alan bir parti, kendisinden başka
çare yokken bir koalisyonun içinde yer almaz. Edindiğim bilgilere
göre AK Parti kıyamet kopsa dahi böyle bir koalisyonda yer almamaya
kararlı.
Üçüncü seçenek; uzun sürece çabalara rağmen bir hükümet
kurulamayacak ve Türkiye 6 ay gibi kısa bir süre içinde
"Erken Genel Seçim"e gidecek. Böyle bir atmosferde
seçime gidilmesi durumunda AK Parti Türkiye tarihinde görülmemiş
yüksek bir oy oranıyla tekrar iktidara gelir!
Yani anlayacağınız tüm kapılar AK Parti'ye çıkıyor!
Kafalarınızdaki soru işaretlerini silin! 7 Haziran sonrası
Türkiye'de istikrar devam edecek. Seçime şunun şurasında bir hafta
kaldı.Kararsız seçmenlerin fikrinin netleştiği en kritik döneme
girildi. Mührü eline alan kararsız seçmenler, AK Parti iktidarının
olmadığı bir Türkiye'de yaşanacak ateşin kendisini yakacağının
farkına varacak.
Her zamanki iddiamı bir kez daha yineliyorum. AK Parti'nin
yüzde 45'i garanti! Üstüne ne gelecek ona bakalım.
HDP'nin durumuna gelince...
Şahsi kanaatim odur ki AK Parti HDP konusunda çok yanlış bir
strateji yürüttü. Parti içinden birileri, "HDP barajı
aşmamalı" diye açıklama yaptıkça, ulusalcı, Kemalist ve
CHP'li kesim HDP'nin barajı aşması için saf değiştirdi.
Ama ben bu yanlış stratejiye rağmen HDP'nin barajın altında
kalacağına inanıyorum. Seçime katılım oranının yüzde 85'in üzerinde
olduğu bir ortamda HDP yüzde 9 bandını bile yakalayamaz!
Yurtdışında katılım oranı yüzde 40'ların üzerine çıktı.
Yanılmıyorsam yaklaşık 1 milyona yakın seçmen oy kullandı. Buradan
AK Parti'ye gelecek oylar, HDP'yi beklediğinden fazla hayal
kırıklığına uğratacak.
Bir küçük notla bitirelim...
Yerel seçimlerden önce Dışişleri Bakanlığı'ndaki Suriye
görüşmesinin ses kaydını yayınlayanlar AK Parti'nin oylarında büyük
patlama yaşanmasına neden olmuşlardı. "Nerede kaldılar,
şimdiye gelmeleri gerikirdi" demeye kalmadan yine ortaya
çıktılar.
MİT tırlarının görüntüsünü yayanlar ve bu görüntülerin
yayınlanmasını destekleyen siyasi partiler, devletin hala büyük
tehdit altında olduğunu teyyit etmiş oldu.
Sandık başına giden seçmen, bu kahpeliğin, bu vatan hainliğinin
hesabını soracaktır!