KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, müzakereler konusunda AB'ye çok net mesajlar verdi.
Abone olKKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, 2010 yılında da müzakerelere destek vermeye devam edeceklerini, ancak kırmızı çizgilerinden de asla ödün verilmeyeceğini ifade ederek, "Kıbrıs'ta kalıcı ve yaşayabilir kapsamlı bir anlaşmaya varma hedefine 2009 yılının başında olduğumuz kadar uzağız" dedi.
Özgürgün, Türk Ajansı-Kıbrıs'a (TAK) yaptığı açıklamada, esas hedefin, "Kıbrıs Türklerinin ilelebet özgür ve güvende yaşamasını sağlamak, Kıbrıs Türkü'nün bağımsızlık mücadelesindeki en değerli unsuru, haklı mücadelesinin en önemli güvencesi olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni yüceltmek olduğunu" kaydetti.
Kıbrıs Türk tarafının tüm iyi niyetli girişimlerine ve müzakere masasına yapıcı önerilerle gelmesine rağmen, müzakerelerde arzu edilen ilerlemenin sağlanamadığı bir yılın geride kaldığını ifade eden Özgürgün, 2010 yılında da müzakerelere destek vermeye devam edeceklerini, ancak kırmızı çizgilerinden de asla ödün verilmeyeceğini vurguladı.
Özgürgün, "Kıbrıs'ta kalıcı ve yaşayabilir kapsamlı bir anlaşmaya varma hedefine 2009 yılının başında olduğumuz kadar uzağız. Kıbrıs Türk tarafının iyi niyetine rağmen, Güney Kıbrıs Rum yönetimi liderliğinin uzlaşmaz tutumu nedeniyle müzakereler çıkmaza doğru sürüklenmektedir" dedi.
Kıbrıs'ta çözüm hedefiyle yıllardır müzakerelerin yapıldığını, ancak Rum tarafının adayı "Helen Adası" olarak görme idealinden hiç vazgeçmemiş olması nedeniyle müzakerelerin yıllardır başarısızlıkla sonlandığını kaydeden Özgürgün, bunun en son kanıtının da Annan Planı'nda yaşananlar olduğunu belirtti.
Verilen tüm sözlere rağmen, Kıbrıs Türkü'ne yönelik izolasyonların sona erdirilmesi yönünde 2009 yılında da beklenen ilerlemenin sağlanmadığına işaret eden Özgürgün, özellikle Avrupa Birliğinin girdiği taahhütleri yerine getirmediğini, Doğrudan Ticaret Tüzüğü'nün unutulduğunu, Mali Yardım Tüzüğü'nün ise Rum tarafının engellemeleri sonucunda "ağır aksak" işletildiğini kaydetti.
Özgürgün, Avrupa Birliğinin müzakerelere destek verdiğini iddia ederken, Rum tarafının "şantaj kokan politikalarına alet olarak Kıbrıs konusunun çözümsüzlüğünden tek sorumlu Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafıymış şeklinde yanlış bir anlayışla kabul edilmez kararlar ürettiğini" söyledi.
Başta AB olmak üzere uluslararası toplumun adada gerçekten kalıcı ve yaşayabilir bir anlaşmaya katkı koymasının tek yolunun Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşit statüsünün kabul edildiği bir anlayış sergilemesi ve Kıbrıs Türkü'ne yönelik ambargolara son vermesi olduğunu ifade eden Özgürgün, Rum tarafına bu mesajın verildiği ve bu çerçevede bir tutum benimsendiği takdirde çözüme yakın olunabileceğini söyledi.
2010'da kapsamlı çözüm
Kıbrıs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas'ın müzakerelerdeki samimiyetini sorgulayan KKTC Dışişleri Bakanı, "Hristofyas liderliğinin, iddia ettiği şekilde Kıbrıs'ta kalıcı bir anlaşmaya varılması hususunda gerçekten iyi niyetli ise müzakere masasında BM parametreleri temelinde, iki kesimliliğin sulandırılmadığı, iki Kurucu Devletin eşit statüsüne, Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafının siyasi eşitliğine dayalı yeni bir ortaklık ile Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinin devam ettiği kapsamlı bir anlaşma için çaba göstermesi gerektiğini" kaydetti.
Kıbrıs Türk halkının kabul edebileceği kapsamlı bir uzlaşı için Türkiye ile tam bir uyum içerisinde çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Özgürgün, hedeflerinin 2010 yılında da böyle bir kapsamlı çözüme ulaşmak olduğunu söyledi.
Özgürgün, Rum tarafını, "saldırgan" tutumlarına son vererek, adada adil ve yaşayabilir kapsamlı bir çözüme ulaşabilmek amacıyla ciddiyetle müzakere masasına oturmaya ve adada Rumlar kadar söz sahibi olan Kıbrıs Türk Halkı gerçeğini kabul ederek, ortak bir gelecek için çaba göstermeye çağırdı.