BIST 9.980
DOLAR 35,20
EURO 36,70
ALTIN 2.975,61
HABER /  GÜNCEL

KKTC'de geçişler devam ediyor

KKTC Bakanlar Kurulu'nun KKTC ile Güney Kıbrıs arasında geçişlerin serbest kalması konusunda karar aldı.

Abone ol

sonra, 23 Nisan tarihinden beri Güney ile Kuzey Kıbrıs arasında başlayan serbest geçişler devam ediyor. KKTC'ye bugün saat 12.00'ye kadar 6 bin 512 Rum geçerken, Güneye geçen Türkler'in sayısı 2 bin 527'yi buldu. Saat 12.00 itibarıyla KKTC'ye geçen Rum araç sayısı ise bin 374. Bu arada, Bakanlar Kurulu kararına göre, KKTC'de geceleme yapmak isteyen Rumlar da hafta sonu tatillerini otellerde geçiriyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi özellikle KKTC'ye geçen Rumların geceleme yapmasından memnun görünmüyor ve gecelemelerini engellemek amacıyla yöntemler arıyor. Rum yönetimi, konaklamalar konusunda herhangi bir müeyyide uygulayamama durumunda olmasından dolayı, bazı otellerin eski sahiplerini kullanmaya başladığı ve bu kişilerin konaklayanlardan tazminat isteyebileceği görüşünü ortaya attı. Rum basın haberlerine göre, Rum Yönetimi Sözcüsü Hrisostomidis, KKTC'deki otellerde kalan Rumlardan eski sahiplerinin tazminat talebinde bulunmalarının ihtimal dışı olmadığını söyledi. Rum Simerini Gazetesine göre, KİSOS Başkanı Yannakis Omiru, dün düzenlediği basın toplantısında, Kıbrıslı Rumların KKTC'deki otellerde gecelemelerini "yüzkarası" olarak niteledi. Politis Gazetesi ise Rum Yönetimi'ni yaptıklarından dolayı eleştirerek, Rum Yönetimi'nin yaşadığı şaşkınlık ve keşmekeşi bertaraf etmek için gazeteye yüklendiğini ve KKTC'deki bazı tesislerin reklamları yayımladığı reklamlara karşı çıktığını kaydetti. Gazete, "Hükümet yetkilileri, bu reklamlar konusuna karşı görüş belirterek hükümetin Kıbrıslı Türkler'in desteklenmesine yönelik olarak açıklandığı politikayı özlü olarak ortadan kaldırmış oluyorlar. Bu gerçekler karşısında Adalet ve Kamu Düzeni Bakanı'nın otellerde kalacak olanları hırsızlık malı kullanan kişiler olarak nitelendirmesi, öncelikle ve ilk başta devleti ve bu hükümet ile siyasi liderliğinin gerçekten ne istediğini anlamaya çalışan sıradan vatandaşı değil de yetkilileri ilgilendiriyor" ifadesine yer verdi. Öte yandan, Rum basın haberlerine göre Rum Yönetimi, Kıbrıslı Türkler'in kendi arabalarıyla Güney Kıbrıs'ta seyahat etmelerine izin verilmesi için Rum Motorlu Araçlar Dairesi'nden özel izin belgesi alınmasını isteyecek. Bunun için de Rum Meclisi'nden bir yasanın geçmesi gerektiği görüşünü belirten Rum gazeteleri, Rum Ulaştırma Bakanı Kikis Kazamias'ın açıklamasına dayanarak, söz konusu yasa değişikliğinin Rum meclisi Ulaştırma Komitesi tarafından salı gününden itibaren incelenmeye başlanacağını ve 8 Mayıs'ta da onaylanmak üzere meclis genel kuruluna sunulacağını haber verdi. Öte yandan, Rum basını yanında siyasiler de Rum Yönetimi'nin tutumunu eleştiriyor. Rum Dışişleri eski Bakanı ve şu anda DİSİ Parti Başkanı adaylarından olan Yannakis Kasulidis, Rum Yönetimi'nin KKTC hükümetinin siyasi açılımı karşısında gösterdiği pasifliğin, KKTC'yle iyi komşuluk olgusunun yerleşmesi ve AB'a üyelikle kazandıkları siyasi avantajın güçsüzleşmesi tehlikesine gebe olduğu görüşünü ortaya koydu. Rum Yönetimi eski Başkanı Glafkos Klerides de Rum Radyo-TV Kurumu'na (RİK) yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Denktaş'ın açıkladığı önlemlerin, Kıbrıs sorununun çözümü anlamına gelmediğini, Rum tarafının, Kıbrıs sorununa kapsamlı bir çözüm bulunabilmesi için müzakerelerin şart olduğu konusunda ısrar etmesi gerektiğini" söyledi. Klerides, "Derhal harekete geçmesi konusunda Genel Sekreter'i ikna etmezsek, geçişler aleyhimize olacak. Rauf Denktaş'ın, bu yaptığıyla inisiyatifi ele aldığı ve bunun, şimdi tam zamanıyken bizim de yapmamız gereken bir şey olduğu açıktır. Fırsatı kaçırmamak için, ne yapacağımıza bakmalıyız. Genel Sekreter'e yönelmeli ve ona, bunun Kıbrıs sorununun çözümü olmadığını ve kendisinin sunduğu plan temelinde sondajlar yapması için De Soto'yu yeniden adaya göndermesi gerektiğini söylemeliyiz" dedi. Rum basınına göre Rumlar'ın kitlesel olarak KKTC'ye gelmeleri konusunu da yorumlayan Klerides, "korkunç görüntülerden" söz etti ve kitlesel geçişleri "aşırı" olarak niteledi.