Tülin Şahin, büyük şirketlerin çalışanlarına 'stil danışmanlığı' yapmaya başladı.
Abone olSivaslı Cindy olarak ünlenen Tülin Şahin, büyük şirketlerin çalışanlarına 'stil danışmanlığı' yapmaya başladı. Bu konuda konferanslar veren Şahin, moda kurbanlarına nasıl makyaj yapmaları ve neler giymeleri gerektiği gibi birçok konuda tavsiyelerde bulunuyor
Modellik, moda editörlüğü derken şimdi de stil danışmanlığı yapmaya başlayan Tülin Şahin, sessiz sedasız çalışmalarını yürüttüğü bu sektörde ünlü firmaların tercih ettiği bir marka oldu. Unilever ve Marks&Spencer gibi dev şirketlerin çalışanlarına ve müşterilerine stil danışmalığı yapan Şahin, Türkiye çapında konferanslar veriyor. Katılımcılara 'nerede nasıl giyinmeli', 'nasıl makyaj yapılmalı' ve 'duruşlar neyi anlatır' gibi konular hakkında bilgiler veren Şahin, yeni işinin podyuma çıkmaktan çok daha keyifli olduğunu söylüyor. İki yıldır stil danışmanlığı yapan Şahin "Türkiye'de herkesten önce trendleri ben biliyorum" diyor.
* Şirketlere stil danışmanlığı yapmak yeni bir meslek mi? Stil danışmanlığı, şirketlerin çalışanlarına verdikleri eğitimi tamamlayıcı bir unsur. Artık iş hayatında giyim, duruş, makyaj ve bakım çok önemli. Tüm dünyadaki şirketlerin kadrolu stil danışmanları var. Beş yıl sonra Türkiye'de bu çok önemli hale gelecek.
PODYUMDAN KEYİFLİ
* Stil danışmanlığı yapma fikri nereden çıktı? Yazdığım diyet ve makyaj kitaplarından çıktı. Danimarka'da moda ve tasarım üzerine okudum. Mesleğim gereği çok seyahat ediyor ve çok fazla markayla çalışıyorum. Bunlar bana hep bir şeyler katıyor. Hep gözlemliyorum. İnsanlar bana sokakta; 'ne yiyelim', 'ne giyelim' diye soruyor.
* Şirket çalışanlarına tam olarak ne anlatıyorsunuz? Görünüşleriyle ilgili her şeyi anlatıyorum. Duruşlar neyi anlatır, nasıl makyaj yapılır gibi... Unilever, Procter& Gamble, Marks&Spencer gibi şirketlerle bu şekilde çalıştık. Hem konferanslar verdim hem de birebir çalışmalar yaptım. Marks&Spencer'ın müşterileriyle birebir çalıştım. Aslında bu, müşterinin nasıl bir çalışma istediğiyle ilgili... Kimi firma çalışanları için kimi de müşterileri için istiyor. Sonuçta insanların hayatına bir şekilde duruş veriyoruz. Çünkü moda geçici, stil kalıcı; güzellik geçici, akıl kalıcıdır.
* Türkiye'de çalışanlar kötü mü giyiniyor? Genellikle modayı iyi takip ediyorlar. Ama moda kurbanı olmamalılar. Herkesin bir stilinin olması önemli. Paket programlar yapıyorum. Mesela Mersin ve Adana'daki bir marketler zincirinin çalışanları ve müşterileri için konferansım olacak. Yaptıkları bir anket sonucu beni tercih etmeye karar vermişler. O yüzden de heyecanlıyım. 2 yıldır bu işi yapıyorum. Bu iş podyuma çıkmaktan çok daha keyifli.
* Stil hakkında bu kadar bilgili olduğunuzu bilmiyor muydunuz? Farkındaydım ama bu sadece benim elimde olan bir şey değil! Sektörün istemesi lazım. Bana kalsa 5 yıl önce yapardım. Ama talep yoktu. Şimdi de çok yeni ama 5 yıl sonra herkesin ilgisini çekecek. Biraz iddialı olacak ama Türkiye'de trendleri herkesten önce ben biliyorum. Birçok tanıtımda benim imzam var. Tanıtım işleri öyle geriledi ki, 'logolu tişört giydiririz, tamam!' diye düşünülüyor. O yüzden tanıtımlara gitmek istemiyorum. Kendi hazırladığım tanıtımlara gidiyorum.
DEFİLE YAPMAK İSTİYORUM
* En çok hangi hatalar yapılıyor? En yaygın hata; yanlış makyaj! Yanlış mesaj verebilir. Hiç makyaj yapmamak, yanlış makyaj yapmaktan iyidir. Güzel bir yüz makyajla farklı hale bürünülebilir. Mesela Bağdat Caddesi'nde kızlara bakıyorsunuz, hepsi birbirinin aynı! Aynı marka ve model jean giyiyorlar, saçlarının uzunluğu attırdıkları gölgenin miktarı bile aynı! Yanlış! Hepsi moda kurbanı! Başka bir şey giymeye cesaretleri yok. Kendilerini ifade edemiyorlar.
* İleride ne yapmak istiyorsunuz? Bu işin eğitimini aldığım için, bunu daha geniş kapsamlı yapmak istiyorum. Çocuk stiliyle de uğraşıyorum. Modelliğin dışında 9 ayrı işim var. Bir kumaş firmasıyla anlaşabilirsem kendi haute couture defilemi yapmak istiyorum. Para Dergisi'nde moda dünyasını yazıyorum. Siren Ertan'ın dergisinde çalışmaya başladım bir yandan.
Haber: BÜLENT İPEK
Kaynak:Sabah