Başkent Şam'da çatışmaların yoğunlaştığı haber verilirken, Kızılhaç ülkedeki çatışmaların artık 'iç savaş' statüsüne girdiğini açıkladı.
Abone olSuriye'de çatışmalar başkent Şam çevresinde de şiddetlenirken, Kızılhaç ülkede yaşanan şiddetin 'iç savaş' olarak nitelenebileceğini kaydetti.
Bu sıfatın kullanılması, tarafların savaşlarda sivillerin korunmasına yönelik Cenevre Sözleşmesi'ne aykırı davranmaları durumunda, yargılanabileceği anlamına geliyor.
Suriyeli muhalif eylemciler, Şam'da hükümet kuvvetlerinin Özgür Suriye Ordusu üyelerine karşı giriştikleri çatışmalarda tank ve topçu bataryaları kullandığını bildiriyor.
Çatışmalar başkentin güneyindeki Tadhamon ve Midan semtleri ile civarda Filistinli mültecilerin yaşadığı kamplara odaklanıyor.
Bölgede yaşayanların ateş altında kalmamak için kaçmaya çalıştığı haber veriliyor.
Eylemciler geçen yıl Mart'ta hükümet aleyhtarı eylemlerin başlamasından bu yana başkent Şam çevresinde ilk kez bu kadar ciddi çatışmalar olduğunu kaydediyor.
Ancak tüm bu bilgileri bağımsız kaynaklardan doğrulamak mümkün değil.
Savaş suçu statüsü
Bununla birlikte Kızılhaç'ın ülkede iç savaş yaşandığını ilan etmesi, çatışmalarda önemli bir dönüm noktası.
Kızılhaç, Suriye'de 16 aydır devam eden şiddette, şimdiye dek İdlib, Humus ve Hama ile çevresini 'çatışma bölgeleri' olarak kabul ediyordu.
Ancak son yapılan açıklamada, ülkedeki çatışmaların iyice yayılması dolayısıyla, artık durumun bir iç savaş olarak görülebileceği kaydedildi.
Böylece sivillere zarar veren şiddet olaylarında, sorumluların 'savaş suçları' iddiasıyla yargılanmasının önü açılıyor.
Cenevre Sözleşmesi uyarınca sivillere saldırıların yanı sıra, sağlık görevlilerine saldırılar ve su ve elektrik gibi temel hizmetlerin hedef alınması da suç kapsamına giriyor.
Şam: Ağır silah kullanmadık
Suriye hükümeti ise çatışmalarda ağır silah kullanıldığı suçlamalarını reddediyor.
Birleşmiş Milletler Perşembe günü Tremse Köyü’ne gerçekleştirilen saldırıda ağır silahlar kullandığını kaydetmişti.
Şam, BM ve Arap Birliği elçisi Kofi Annan’ı 'acele' yorum yapmakla suçlayarak, operasyonda sadece zırhlı askeri nakil araçları ve hafif silahların kullanıldığını belirtti.
Açıklamada olayın katliam değil, silahlı çatışma olduğunu ve sadece 37 kişinin hayatını kaybettiğinin kaydedildiği ifade edildi.
Suriyeli isyancılar Perşembe günü, Suriye'nin Hama kenti yakınlarında bir köyde bugüne kadarki en büyük katliamın meydana geldiğini; Tremse köyünde 200'ü aşkın sivilin Suriye ordusu ve onlara destek veren milis kuvvetler tarafından katledildiğini iddia etmişti.
BM gözlem ekibi incelemelere devam etmek üzere Tremse Köyü’ne geri döndü.
Suçlamalar doğrulanırsa, bu Şam yönetiminin BM elçisi Kofi Annan ile varılan anlaşmayı çiğnemesi anlamına gelecek.
Suriye Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihat Makdissi Şam’daki basın toplantısında operasyonda saldırı helikopterlerinin, uçakların ya da zırhlı tankların kullanılmadığını, sadece askeri nakil araçlarının ve roket güdümlü el bombaları da dâhil olmak üzere hafif silahların kullanıldığını söyledi.
Suriyeli yetkililer sadece iki sivilin öldüğünü söylüyor.
Makdissi, ağır silahlar kullanıldıysa bile bunun isyancılar safından olduğunu söyledi.
Beşar Esad hükümeti aleyhinde başlayan eylemler ve bunu izleyen çatışmalarda şimdiye dek 16 bin kişinin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor.