Kızıl çamurun Tuna Nehri'ne karıştığına ve yaklaşık bir ay içinde de Karadeniz'e ulaşacağı tahmin ediliyor.
Abone olHumik Madde Derneği Başkanı ve Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Organik Kimya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Tutar, Kızıl çamurun Tuna Nehri'ne karıştığına ve yaklaşık bir ay içinde de Karadeniz'e ulaşacağının tahmin edildiğine işaret eden Tutar, "Kızıl çamur esasında krom, arsenik, kadmiyum, cıva gibi zehirli ağır metalleri içermektedir. Bu metaller kanseR, solunum yetmezliği, tiroit bezi problemleri ve bağışıklık sistemi çökmesi gibi hastalıklara yol açmaktadır. Çamur kuruduğunda toz halinde havaya karışıyor ve solunum yoluyla insanların teneffüs etmeleri halinde çeşitli akciğer hastalıklarına, kanser ve solunum yetmezliği gibi hastalıklara neden oluyor. Asıl ciddi etkileri uzun süre sonra anlaşılacaktır" dedi.
Macaristanlı yetkililerin kızıl çamurla kaplı bölgenin temizliğini ilk anda sirkeyle yaptıklarını, bunun yetersiz olduğunu savunan Tutar, "Sirkeyle temizleme yerine, kızıl çamur humik maddelerle (humik asit ve fulvik asit) temizlenseydi ve yıkansaydı daha etkili bir sonuç alınabilirdi" diye konuştu.
Humik Madde Derneği Başkan Yardımcısı ve humik maddeler üzerine doktora çalışması yapan Mümin Dizman ise Macaristan'ın humik madde çalışmaları konusunda çok ilerlemiş bir ülke olduğunu belirterek, humik asitten üretilen hapların Sağlık Bakanlığının izniyle bağışıklık sistemini güçlendirici ve toksinleri vücuttan atıcı takviye ilaç olarak kullanıldığını ifade etti.
Humik asitin ağır metalleri ve tarım ilacı gibi zehirli maddeleri etkisiz hale getirdiğini kaydeden Dizman, "Kazanın meydana geldiği köyün tarım alanlarının 15 veya 20 yıl süreyle kullanılamayacağı ifade ediliyor. Fakat öyle değil, bu topraklar humik asitle muamele edilirse, kısa sürede kullanılabilir ve tarım yapılabilir hale gelebilir" dedi