BIST 9.911
DOLAR 35,42
EURO 36,31
ALTIN 3.059,39
HABER /  GÜNCEL

Kız arkadaşına evlenme teklifi edince...

Kız arkadaşı C.K. ile birlikte olup evlenme teklif ettiği gerekçesiyle erkek arkadaşı B.U'dan (22) intikam almak amacıyla plan onu 27 yıla mahkum etti

Abone ol

Adana'da, kız arkadaşına evlenme teklif ettiği gerekçesiyle erkek arkadaşına 'etek' giydirip yolda yürüttüğü ve cep telefonuyla fotoğrafını çektiği iddia edilen sanık ve olaya karışan bir kişi hakkında 27'şer yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

Yaklaşık 2 ay önce tutuklu bulunduğu cezaevinden çıkan A.K. (19), kız arkadaşı C.K. ile birlikte olup evlenme teklif ettiği gerekçesiyle erkek arkadaşı B.U'dan (22) intikam almak amacıyla plan yaptı.

Sanık A.K. ve arkadaşı C.G. (23), B.U'yu dövüp, bir otomobilin içerisinde etek giydirdikten sonra Baraj Yolu'nda kaldırımda bir süre yürütüp, cep telefonuyla fotoğrafını çektikten sonra, şikayet üzerine yakalanarak gözaltına alındı.

Sevk edildikleri adliyede tutuklanan sanıklar hakkında, "hakaret, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek, birden fazla kişi tarafından gece vakti yağma, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçlarından 27'şer yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Sanık A.K. çıkarıldığı 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadede, müşteki B.U'nun, samimi arkadaşı olduğunu ve kız arkadaşına evlenme teklif etmesine sinirlenmesi sonucu olayı gerçekleştirdiğini söyledi.

Müşteki B.U'nun kafasına bardakla vurduğunu belirten sanık A.K. "Kendisini rezil etmek için yaptım. Etek giymeyi kabul edince kız arkadaşımın evinden etek aldım. Otomobilin içinde eteği giydi. Sonra yolda yürüttük" dedi.

Sanık C.G. de olayın sanık arkadaşı A.K'nin anlattığı gibi gerçekleştiğini söyledi. Müşteki B.U. da kendisine etek giydiren 2 sanıktan şikayetçi olmadığını söyledi.

A.K'nin kız arkadaşı C.K'ya evlenme teklif ettiğini söyleyen B.U, "A.K, bana, 'banyoda ya tecavüz edeceğim, ya da etek giyeceksin' dedi. Korktuğum için etek giymeyi kabul ettim. C.K.'dan aldıkları eteği bana giydirdiler. Fotoğrafımı çekip yolda yürüttüler" dedi.

Sanıklar B.U.'nun şikayetçi olmaması üzerine mahkeme heyetinin kararı ile tahliye edildi.

HAYAT ONA SON GOLÜNÜ MAÇ YOLUNDA ATTI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

Maç yolunda ölüm Muğla'daki maça gitmek için yola çıkan Elazığ Fırat Üniversitesi Kız Futbol Takımı'nı taşıyan Mehmet Yavuz Erbaş yönetimindeki midibüs, Konya-İstanbul karayolunun 33. kilometresinde yağış nedeniyle kayganlaşan yolda kontrolden çıktı.Önce refüje çarpan midibüs ardından devrildi. Kazada üniversite öğrencisi Zeynep Durmaz (22) olay yerinde hayatını kaybetti, 14 kişi de yaralandı.

Yaralılar Konya'daki hastanelerde tedavi altına alındı. Hayatını kaybeden Zeynep Durmaz'ın yol boyunca Facebook'taki sayfasına mesaj attığı ortaya çıktı.

Durmaz'ın ilk olarak 'Muğla yolculuğu başladı' dediği, saat 01.30'da 'Kayseri', 03.40'ta da son mesajını 'Aksaray' diye yazdığı görüldü.

 

KÜBRA BEBEĞİN ÖLÜMÜNDEKİ KORKUÇ GERÇEK

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

SAMSUN'un Tekkeköy İlçesi'nde geçen 17 Ocak tarihinde yaşamını yitiren ve 'açlıktan öldüğü' haberleriyle kamuoyunun gündemine oturan 2.5 aylık Kübra Nazar Bakırcı'ya, ölümünden 25 gün önce götürüldüğü hastanede 'beslenme yetersizliği' tanısı konulduğu ortaya çıktı.

Kübra bebeğin ölüm nedeni önce polis bültenine 'beslenme yetersizliği' olarak yazıldı. Olayın basın tarafından ülke gündemine taşınması üzerine, aynı günün akşamı Emniyet Müdürlüğü bültene 'sehven' 'beslenme yetersizliği' diye yazıldığını, ilgili polis memurunun da görev yerinin değiştirildiğini açıkladı. Valilik'ten konuyla ilgili yapılan açıklamada da 'Açlıktan ölümün' sadece ailenin iddiası olduğu ileri sürüldü. Hastane ve otopsi raporu basından gizlendi.

Ancak, DHA'nın ele geçirdiği hastane ve otopsi raporunda Kübra bebeğin ölmeden 25 gün önce hastaneye götürüldüğü ve 'malnutrisyon-kistik fibrozis' (Beslenme yetersizliği) tanısı konulduğu ortaya çıktı. Küçük kıza yapılan ilk otopsi raporunda da midesinin boş olduğu açık bir ifade ile yazıldı. Bunun üzerine ailenin avukatı Yalçın Korkmaz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na ve Maliye Hazinesi'ne 210 bin TL'lik manevi tazminat davası açtı. Avukat Korkmaz, "İş kazası geçirip sakat kalan babaya SGK gelir bağlamamış, devlet de sosyal görevlerini yerine getirmemiştir. Dolayısıyla baba çalışamadığı için Kübra bebek adım adım ölüme gitmiştir" dedi.

HASTANEYE GÖTÜRÜLÜRKEN ÖLDÜ

Samsun'un Tekkeköy İlçesi Cumhuriyet Mahallesi'nde oturan 26 yaşındaki Necla ve geçirdiği iş kazası nedeniyle işsiz olan 30 yaşındaki Murat Bakırcı çiftinin 2.5 aylık bebekleri Kübra Nazar Bakırcı 17 Ocak günü rahatsızlandı. Kübra bebek Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne 112 Acil Servis ambulansıyla götürülürken yolda öldü. Kübra bebeğin hastaneye ölü olarak gelmesi üzerine Cumhuriyet Savcısı, otopsi istedi. Yapılan otopsinin ardından bebeğin kesin ölüm nedeninin tespit edilmesi için alınan parçalar İstanbul Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Kübra Nazar Bakırcı'nın ölüm sebebi, polis kayıtlarına 'beslenme yetersizliği' olarak geçti.

BASINDA YER ALINCA 'SEHVEN YAZILMIŞ' DEDİLER

Olayın basında geniş yer bulup ülke gündemine taşınması üzerine önce Emniyet Müdürlüğü yazılı açıklama yaparak, hazırlanan asayiş vukuat bültenine küçük kızın ölümünün kayıtlara 'sehven' 'Beslenme yetersizliği' diye geçtiği ifade edildi. Kısa süre sonra da görevli 2 polis memurunun yeri değiştirildi. Samsun Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada da, minik kızın beslenme yetersizliğinden öldüğü yönündeki iddiayı ailenin ileri sürdüğü kaydedilip, kesin ölüm sebebinin otopsiden sonra belli olacağını açıklandı. Başbakanlık da konuyu yakından takip edip Samsun valiliğinden bilgi aldı.

AÇLIĞIN BELGESİ

Kübra bebeğin ölüm nedeninin belli olması için İstanbul Adli Tıp Kurumu'ndan gelecek sonuç beklenirken, DHA Kübra Nazar Bakırcı'nın ölmeden 25 gün önce ailesi tarafından Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürüldüğünü ve burada yapılan muayenede 'malnutrisyon-kistik fibrozis' (Beslenme yetersizliği) tanısı konulduğunu gösteren belgeyi ele geçirdi. Basından gizlenen hastane ve ilk otopsi raporunda açık bir dille 'beslenme yetersizliği'nin vurgulandığı ortaya çıktı. 23.12.2010 tarihinde hastane polikliniğinde muayene edilen Kübra bebeğin çok zayıf olduğu ve 'malnutrisyon-kistik fibrozis' tanısı konularak, Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi'ne sevk edildiği belirlendi. Ayrıca Kübra bebeğe Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan otopside küçük kızın, ölmeden bir hafta önce kardeşi tarafından düşürüldüğünün belirtilmesine rağmen, 'tüm kafa kaide kemikleri sağlam bulundu', ifadesine yer verildi. Midesinin boş olduğunun tespit edildiği açık bir dille vurgulandı.

'ÖZELLİKLE FAKİR AİLELERDE GÖRÜLÜR'

Minik kıza Samsun Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'nde konulan tanıyı değerlendiren, OMÜ Sağlık Yüksek Okulu Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Aliye Özenoğlu, Malnutrisyon'un kötü, yetersiz ve dengesiz beslenme olduğunu söyledi. Özenoğlu şöyle dedi:

"Eğer kişi yeterli beslenemiyorsa bu durum oluşabilir, ya da kronik bazı hastalıklar buna neden olabilir. Kistik fibzorist bir kronik metabolizma hastalığıdır. Bu kişilerin aldıkları besinler enzim eksizliği nedeniyle sindirilmeden vücuttan dışarı atılır. Vücut yenilen besinlerdeki vitamin, mineral, proteini alamaz. Malnutrisyon özellikle fakir ailelerde yeterli besin alınamaması nedeniyle görülür."

İKİ KURUMA TOPLAM 210 BİN TL'LİK TAZMİNAT DAVASI

Bakırcı ailesinin avukatlığını yapan Yalçın Korkmaz, Kübra bebeğin ölmeden 25 gün önce rahatsızlanarak hastaneye götürüldüğünü ve burada 'beslenme yetersizliği' tanısını konulduğunu söyledi. Korkmaz, minik kızın babası Murat Bakırcı'nın 15 Nisan 2008 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle sağ ayağının bilekten kesildiğini ve çalışamadığını belirterek şunları kaydetti:

"Müvekkilime gelir bağlanması için Sosyal Güvenlik Kurumu Müdürlüğü'ne ve SGK İl Müdürlüğü'ne 27.08 2008 tarihinde yapmış olduğumuz müracaata rağmen, kendisine herhangi bir maaş bağlanmamıştır. Aile zor şartlar altında yaşamını sürdürmeye çalışırken, 17. 01. 2011 tarihinde 2.5 aylık bebeklerini kaybetmiştir. Murat Bakırcı, daha önce kızını Samsun Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürmüş ve burada Kübra bebeğe 'beslenme yetersizliği' tanısı konulmuştur. Buna göre de tedavi önerilmiştir. Ancak müvekkilim kendisi çalışamadığı için ilkel koşullarda yaşamını sürdürürken, devletin sosyal devlet olmasından kaynaklanan görevlerini yerine getirememesinden dolayı çocuğuna ihtiyaç duyduğu gıda maddelerini alamamış ve kızını kaybetmiştir. Devlet buradaki görevini açıkça ihmal etmiştir. 3 yıla aşkın süredir kendisine gelir bağlamadığı için bu ölüm olayının meydana gelmesinde devletin kusurları bulunmaktadır. Biz de Samsun İdare Mahkemesi'ne Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Hazinesi hakkında toplam 210 bin TL'lik manevi tazminat davası açtık." '

'AÇ İNSANIN MEMESİNDEN SÜT GELİR Mİ?'

Olayın basında geniş yer bulmasının ardından Türkiye'nin her yerinden Bakırcı ailesine yardım yağdı. Samsunlu bir işadamı oturduğu evi tamir ettirdi. Yardımseverlerce eve yeni eşyalar alınıp gıda maddeleri gönderildi. Anne Necla Bakırcı, kızını iyi besleyemediklerini söyleyerek, "İşimiz yok. Zor durumda yaşıyorduk. Bu yüzden kızıma iyi bakamadım. Onu besleyemedim. Aç insanın memesinden süt gelir mi? Bundan sonra dolabım dolmuş neyime. Kızım gitti" diyerek gözyaşı döktü.

Baba Murat Bakırcı da, geçirdiği iş kazası sonrasında işyerine açtığı 501 bin TL'lik tazminat davasının devam ettiğini belirterek, "Bu süre içerisinde SGK bana bir maaş bağlamadı. Bir maaşım olsaydı. Belki kızım ölmeyecekti" diye konuştu.

 

HER HAFTA SEKS KARŞILIĞI EVLİLİK

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

İnsan ticareti iddiasıyla Samsun'da başlayıp aylar süren bir operasyondan 'muazzam organize işler' çıktı.Kimsesizler yurdundan kaçırdıkları çocuklara fuhuş yaptıran örgütle ilgili 7 polis, 2 adliye çalışanı ve gümrük görevlileri de dahil 73 sanık hâkim karşısına çıktı, farklı ülke mensubu 115 kadın 'şikayetçi' olarak yer aldı.

SAMSUN'da insan ticareti yaptıkları iddiasıyla haklarında dava açılan suç örgütünün Ankara Özel Yetkili 12'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmalarına başlandı.

Örgütün, kimsesizler yurdundan kaçırdıkları çocuklara fuhuş yaptırdıkları ortaya çıktı. Haziran'da yapılan operasyonlarla gözaltına alınanlardan 41 kişi tutuklandı. Aralarında 7 polis, 2 adliye çalışanı ve gümrük görevlilerinin de bulunduğu toplam 73 sanık hâkim karşısına çıktı.

Cumhuriyet Savcısı Önder Yamaç tarafından hazırlanan iddianamede, farklı ülke mensubu 115 kadın "şikayetçi" olarak yer aldı.

15 AYLIK SORUŞTURMA

İki gün süreyle devam eden duruşmaların ilk gününde okunan iddianameye göre uzun süredir Samsun ve çevre illerde faaliyet gösteren örgüt hakkında bir çok ihbar alındı.

Ancak her defasında örgütün ihbarları önceden haber alıp önlem aldı. Örgüte yardımcı olan bazı istihbarat polisleri ve adliye çalışanlarını belirleyen savcılık, şüphelilerin ve avukatlarının belgelere ulaşmalarını önlemek amacıyla öncelikle dosya için gizlilik kararı aldı.

15 ay süren soruşturmada özel seçilen polisler, aylarca delil toplamak için bahse konu otellerde ve restoranlarda gizli kamera çekimleri yaptı.

Bazı polisler müşteri gibi davranarak, kadınlarla ve otel görevlileri ile fuhuş pazarlığı yaptı. Eş zamanlı düzenlenen operasyonlarda 50'ye yakın işyeri basıldı belge ve doküman toplandı. Yaklaşık 1.5 yıl süren çalışmanın ardından hazırlanan iddianamede örgüt faaliyetleri şöyle sıralandı:

Kimsesiz kızlar kaçırıldı: Örgüt lideri Hilmi C.'nın sevgilisi Zarima L. Dağıstan'da yetiştirme yurtlarında kalan kızları, sahte pasaportla örgüt üyesi olan Sarp Kara Hudut Kapısı'ndaki örgüt üyeleri aracılığıyla yasal olmayan yollarla ülkeye soktu. Bu şüpheliler hakkında ayrıca Bartın Savcılığı'na fezleke düzenlendi. Örgüt, kadınları, 10-20 bin dolar borçlandırıp çalıştırdı. İçki masalarına oturarak ve fuhuş yaparak para kazanan kadınlar, kazandıkları paralarla borçlarını ödemeye çalıştılar.

Polisten haber alıyorlardı: İşletme sahipleri polis baskınlarını önceden öğrenip, çalıştırdıkları kadınları bulundukları mekanlardan kaçırıp, polis kontrol yaptıktan sonra geri getirdiler. Aynı şekilde otel çalışanları hem içerden hem otel etrafına koydukları, kameralı izleme ve çevrede nöbet tutan örgüt elamanları sayesinde baskınları önceden haber aldılar.

HER HAFTA SEKS KARŞILIĞI EVLİLİK

İDDİANAMEDE, örgüt mensuplarından Marine J.'nin, kadınların içkilerine cinsel gücü artırıcı ilaçlar attığı, bir kadının içkiler sebebiyle hastanede tedavi gördüğü, bir kadında AIDS, 11 kadında da cinsel yolla bulaşıcı hastalıklar bulunduğu da yer aldı. Şüpheli Tarık Y.'nin, yabancı uyruklu bir kadının Türk vatandaşlığını alabilmesi için 50 yaşındaki N.L. ile formalite evlilik yapması için girişimde bulunduğu da belirlendi.

Buna göre Tarık Y., 1000 dolar ve her hafta kadınla birlikte olma karşılığında N.L.'yi evlenmeye ikna etti. Üç yıl sürecek evlilik, N.L.'nin ikamet ettiği köydeki muhtarlıkta yapıldı.

SİLAHLA OYNARKEN KENDİNİ VURDU

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]

VAN’IN Muradiye ilçesinde 17 yaşındaki bir kız çocuğu, oynadığı silahla kendini vurdu. Olay, ilçenin Şehit Mehmetbey Mahallesi’nde meydana geldi.

17 yaşındaki P.Ç., evlerinde bulunan tabancayla oynarken silahın ateş almasıyla karnından yaralandı. Bir anda neye uğradığını şaşırarak, acılar içinde kıvranan genç kız, ambulansla Muradiye Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. P.Ç., yapılan ilk müdahalenin ardından Van’a sevk edildi. Polis ekipleri, olayla ilgili soruşturma başlattı.

YANGIN BİRİNİN HAYATINI ALDI DİĞERİNİN YÜREĞİNİ YAKTI

HABERİ DİĞER SAYFADA TIKLAYIN

[PAGE]MUĞLA’NIN Fethiye ilçesinde bir evde çıkan yangında dumandan zehirlenen kadın öldü. Foça Mahallesi Yerguzlar Caddesi’ndeki bir binanın ikinci katında henüz belirlenmeyen nedenle yangın çıktı.

Vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine gelen itfaiye ekipleri, kapıyı kırarak içeri girdi. Yangın sırasında evde uyuduğu öğrenilen Fehmi Erol (46) evden güçlükle çıktı. Ekiplerin yaklaşık bir saatlik çalışma sonucu söndürdüğü yangında dumandan zehirlenen, Fehmi Erol’un eşi Tülin Erol (42) ise hayatını kaybetti. Ceset, savcının incelemesinin ardından otopsi için İzmir Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Fehmi Erol ile kızı Vildan Çavdar sinir krizi geçirdi. Yangının nedeninin araştırıldığı bildirildi