BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Kıyametten kaçılır mı ey Ahali!

Günlerdir 21 Aralık 2012 kıyamet senaryolarını büyük bir titizlikle ve merakla takip ediyorum. ’’21 Aralık 2012 Maya Kehanetleri’’ ve ’’Dünyanın sonu’’ fenomeni benim için çok yeni bir konu değil.

Günlerdir 21 Aralık 2012 kıyamet senaryolarını büyük bir titizlikle ve merakla takip ediyorum. ’’21 Aralık 2012 Maya Kehanetleri’’ ve ’’Dünyanın sonu’’ fenomeni benim için çok yeni bir konu değil.
Seneler evvel, okudukları kitapların ışığında bu tarihe ve dünyanın sonuna inanan birçok kişinin kurduğu bir derneğin toplantısına katılmıştım. Bunlar son derece eğitimli ve bilgili bir topluluktu. Mayalara ve 21 Aralık 2012’ye tartışmasız inanıyorlar ve sürekli bahsettiğimiz bu tarihin ’’yok oluş’’ olduğunu kabullenip hayatlarını ona göre yaşıyorlardı.
Açıkcası inançları beni tatmin etmemişti. ’’Safsata’’ bulmuştum ve çok istememe rağmen tavsiye ettikleri kitapları okumayı sürekli erteledim.
Ve bugün, tüm dünya 21 Aralık 2012 tarihine kilitlendi.
Bazılarınız içinizden ’’yok öyle birşey, inanmıyorum ve merak etmiyorum’’ diyebilir.
Öyle veya böyle, inanıyor ve/ya şiddetle karşı çıkıyorsunuz. İnsanız ve ortak korkularımız var. Buna ’’korku’’ dememiz gerekmiyor. ’’Merak’’ diyebiliriz.
Neticede itibariyle o güne ait bir ’’Acaba’’ yok mu zihninizde?
Tüm dünyada o güne dair bir gerginlik olduğu konuşuluyor.
Oysa ki, dünya zaten çok gergin.
Doğum sancısı deniliyor…
Dünya’da son dönem olanlara/yaşanılan felaketlere baktığımızda, artık bir şeylerin kökten değişeceğinin sinyallerini zaten almıyor muyuz?
21 Aralık 2012 ve Mayalar günah keçisi olmuyor mu şu durumda?
Araştırmalarım ışığında kafam biraz karıştı. O kadar çok iddia ve senaryo var ki, üstelik hepsi birbirinden çok bağımsız ve alakasız.
İlk önce şunu belirtmek istiyorum ki ve sanırım en önemli bilgi bu; o gün sanıldığının tam aksine, Mayalar için uyanışın ve insanlığın doğmalardan sıyrılıp tekrar birliğe döneceği bir dönemin başlangıç sembolü. Meksika’da Maya kaviminden gelenler şimdiden kutlamaya başlamışlar bile…
Maya takviminin son bulması ve yeni bir tarihin başlangıcı. Sanılanın aksine Mayalar o günün yokoluş olduğuna inanmıyorlar.
Şimdi biraz bizim cepheden kim ne düşünüyor göz atalım;
Ömer Çelakıl’ın ’’Kur’an’ın şifresi’’ kitabında, ki çıktığında ilk satın alanlardan olup, bir solukta okumuştum…Dersem inanmayın, matematiksel sayısal şifre hesapları beni hayli kasmış, merak ettiğim 21 Aralık 2012 iddialarını okumuştum sadece. Sanırım kitabın son sayfalarıydı ve bu güne dikkat çekiyordu.
Gelelim bu günkü Çelakıl’a; geçenlerde konuk olduğu bir programda, yine beni sayısal hesaplarıyla germiş olup, kitabının aksine bu günün diğer günlerden farklı olmayacağını ve bugün ilkokul çocuğunun dahi artık ortak marşımız gibi tekrarladığı ’’dünyada büyük bir değişim olabilir’’ fenomeninden bahsetti. Teşekkürler Çelakıl, engin bilgilerin için (!)
Çelakıl, seneler önce TV kanallarında, programdan programa hoplayıp, kitabında yazdığı gibi, 21 Aralık 2012 kıyamet senaryolarını anlatmıyor muydu?
Ve halkımız büyük bir dikkatle bu gizemli adamın söylediklerine inanmıyor muydu?
Çelakıl’ın anlattıkları reyting alınca, TV programları onu konuk etmek için yarışmıyor muydu?
Ben cevap vereyim; Aynen öyle…
Bugün 21 Aralığa buçuk kala, ’’yok öyle bir şey, o gün sıradan bir gün’’ diyen Çelakıl ve ‘’ama kitabınızda farklı yorumlamıştınız’’ diyemeyen TV sunucuları.
Ben bir izleyici olarak, Çelakıl’ın sayısal hesaplarınıda asla kabul etmiyorum. Ve bunu Kur’an-ı Kerim’ e yapılan bir saygısızlık olarak addediyorum.
Gelelim Yaşar Nuri Öztürk’e; Bir İlahiyatçı. Zaman zaman kızdığım ama sevdiğim bir İlahiyatçı.
O Mayaların öngörülerine inandığını, bu öngörülerin, Vahiy’in içinde düşünülmesi gerektiğini söylüyor ve bu 21 Aralık 2012 tarihini, iyiye ve güzele kanatlanma ve yükselme olarak ifade ediyor. Bu günün insanlığın idrak devrinin başlangıcı olduğunu söylüyor ve ekliyor;’’malesef ’’Türkiye’de Maya idrak devrimi göremiyorum’’.
Bir din adamı, bu tarih(21 Aralık)itibariyle insanlığın yükselişine ve idrak devri olacağına inanıyorsa ve bu öngörüleri Vahiy içinde düşünmek lazım diyorsa ve tüm Dünya bu tarihten sonra bir uyanışa ve değişime inanıyorsa, kanımca bu tarihe odaklanmayıp, yeni sene de bizi nelerin beklediğine kafa yormalıyız.
Düşüncelerimiz enerji ise ve tüm Dünya insanlığı ortak bir inanış besliyorsa, tam burada, ’’her şey yalan/safsata’’ dememiz kendimizi inkar etmemiz anlamına gelmiyor mu?
Bu kadar büyük enerji ve inanış dahi bir şeyleri değiştirmez mi?
Şimdi size 21 Aralık ve tüm kıyamet senaryolarına dair Nasa’nın yapmış olduğu açıklamayı hatırlatmak istiyorum:
Nasa Jet İtki Laboratuarından Don Yeomons der ki;
21 Aralık 2012, yani sıradan günlerden biri daha. Maya takvimi 21 Aralık 2012 günü sona ermiyor, bu sadece bir döngünün sonu ve bir yenisinin başlangıcı. Bu bizim takvimimizin 31 Ocak’ta sonlanıp yeni takvimin sonraki yıla 1 Ocak’ta başlaması gibi.
-Muazzam bir gezegenin dünyaya doğru ilerlediği farz ediliyor. Fakat böyle olsaydı onu çok önceden görürdük. Binlerce gökbilimci bunu görmedi. Ayrıca Nasa gökbilimcilerinin paniğe neden olmamak için bu bilgiyi halktan gizlediklerini düşünenler var. Her gece gökyüzünü inceleyen binlerce gökbilimcinin, aynı sırrı birkaç yıldır halktan gizleyebileceğini düşünebiliyor musunuz?
-Bazıları Güneş fırtınası olacağını söylüyor. Güneş faaliyetleri her 11 bin yılda bir en yüksek noktaya ulaşıyor. Bu en yüksek nokta 2013 Mayıs gibi olacak. Olsa bile böyle felaketlere yol açmayacak, diğer taraftan Güneş fırtınaları sürekli oluyor.
-Bir de gezegen hizalanması meselesi var. Güneş, Dünya ve birkaç Gezegen daha hizaya girecek ve bu olay Dünya’da felaketlere sebep olacak deniliyor. Öncelikle 21 Aralık 2012’de Gezegenler hizaya girmeyecek. Hizaya girseler bile sonuç olarak Dünya üzerinde gel/git etkileri olmayacak.
-Eksen ya da manyetik kutup kayması …21 Aralık’la ilgili mitlerden biri, Dünya ekseninin bir şekilde kayacak olmasıdır. Dönüş ekseni kayamaz çünkü; Ay Dünya’nın etrafında dönerken, Dünya’yı dengede tutar ve bu eksen kaymasına izin vermez. Manyetik alan zaman zaman yer değiştirir ancak, son değişim gerçekleştiğinde bu 780.000 yıl evveldi ve böyle bir olayın Aralık ayında olacağına dair hiçbir kanıt yok. Kayma olsaydı bile, pusulalarımızı yeniden ayarlamamızın gerekmesi dışında Dünya üzerinde bir probleme yol açmazdı.
Sonuç olarak; ‘’sıradışı iddialar, sıradışı kanıtlar gerektirir’’. Tarihin başlangıcından bu yana, ’’Dünya’nın sonunun geleceğine dair abartısız yüzbinlerce tahmin yapıldı ama hala burdayız’’ diyor Don Yeomans.
Ki, Vikipedi’da araştıracak olursanız, geçmişten günümüze, Dünya’nın sonunun geleceği tarihler kronolojik olarak karşınıza çıkacaktır. Ben en son baktığımda 2225 tarihini gördüm sonrasına bakmadım.
Nasa’nın bu bilimsel açıklamasından sonra Şirince’ye bir yolculuk yapmak istiyorum.
Kime niyet kime kısmet
Şirince esnafının yüzü gülüyormuş, gülsün. Allah, bu söylentiyi çıkaranlardan bin kere razı olsun ama;
Kıyametten kaçılır mı ey ahali ?
Efsaneye göre, Marduk Gezegeni, 21 Aralık’da Dünya’ya çarpacak ve kıyamet kopacak. Kıyamet koptuğunda tüm felaketlerden korunacak bölgelerden birinin Türkiye’de olduğuna dair inanç yaygın kabul görmüş ki; Şirince otelleri malum tarihte dolu ve 100. 000 kişinin geleceği öngörülüyormuş.
Dünya’nın birçok yerinden gelecek olanlar, 22 Aralık 2012’ de arınıp Altın Çağ’a geçmek için şimdiden gelmeye başlamışlar. O gün birçok kişi Şirince'de ’’vücut bedenden, ışık bedene’’ geçmeye hazırlanıyor (!)
Ben artık burada durmak istiyorum.
O güne dair tek korkumu paylaşmak istiyorum sizlerle; Tüm Dünyada 21 Aralık 2012 korkusu var. Bundan yararlanmak isteyen suni gündem yaratmak isteyen, hazır böyle bir inanış varken düğmeye basayım diyen birileri olmaz umarım.
Onun dışında, uyanış/değişim/arınma/doğum sancısı/yeni çağ…ne dersiniz, kulağa hoş gelmiyor mu?