Kıyamette mahşer yerinde bedenimiz aynı kalacak mı?
Kıyamet insanlığı bekleyen vakti bilinmeyen ancak kaçınılmaz bir son. Peki hayatı boyunca bize emanet eden bedenimiz, mahşer gününde de aynı kalacak mı?
Kıyamet insanlığı bekleyen vakti bilinmeyen ancak kaçınılmaz bir son. Peki hayatı boyunca bize emanet eden bedenimiz, mahşer gününde de aynı kalacak mı? Uykuyla hislerimiz bu dünya ile ilgilerini keser kesmez rüya aleminde ayrı şeyler gördüğümüz farklı konuşmalar dinlediğimiz gibi, ölümle bedenden ayrılan ruhumuz, kabir alemi dediğimiz bir yeni alemle tanışır. Ölüm anında Azrail aleyhisselamı gören insan bu yeni alemde sorgu melekleriyle karşılaşılır.
Kabir hayatı dünya hayatıyla ahiret arasında bir köprüdür. Bu yüzden bu hayata berzah hayatı da denilir. Bu alem her insan için farklı bir şekilde kendini gösterir. Şehitler bu hayatı öldüklerini bilmez bir halde geçirirken ilim tahsili üzere ölenler bu alemde de ilme devam ederler. Ölüm, ruhun bedenden ayrılmasıdır. Yaşadığımız âlemden kabir âlemine yolculuktur. Ruh Azrail Aleyhisselam vasıtasıyla "berzah alemi"ne götürülür. Bu alemde göreceğimiz ilk melek Azrail'dir. O en kıymetli cevherimiz olan ruhumuzu gönül rahatlığıyla teslim edebileceğimiz güvenilir bir emanetçidir. Ölüm anında ruh beden hapsinden kurtulur; fakat bütün bütün çıplak kalmaz. Çünkü "misali bir cesetle" başka bir tabirle "latif bir gılaf" ile kuşatılmıştır.
Dünyada kaldığı sürece bedene bağlı olan ruh, ölüm sebebiyle bir derece serbest kalır. Bedendeyken görmek için göze, işitmek için kulağa, düşünmek için beyne muhtaçken; artık bu aletlerin varlığına gerek duymadan görür, işitir, düşünür ve bilir. Rüyada olduğu gibi…
Kabir hayatını yeniden diriliş takip edecektir. Ruh zaten ölmediğinden diriliş beden için söz konusudur. Ba's (diriliş) ile ruhlar yeni bedenlerine kavuşurlar ve hesaba çekilmek üzere mahşer meydanına çıkarlar. Orada vakfe denilen bir süre kalındıktan sonra mizan safhasına geçilir. İman ile ölen ve bu mizanda sevapları günahlarından ağır gelenler, ebedi saadet menzili olan cennete sevk edilirler. Küfür üzere ölenler Allah'ın azap diyarı alan cehenneme giderler. Günahları sevaplarından daha ağır gelen müminler de bu günahlarının temizlenmesi için o dehşetli cehennem azabını tadarlar; daha sonra onlar da cennete ulaşırlar.