Erdoğan, imam hatif liselerinin sayısının azaltılması ile ilgili açıklamalar yapan TUSİAT Başkanı Özilhan'a cevap verdi...
Abone olBaşbakan Tayyip Erdoğan, TÜSİAD’ın “İmam hatip liselerinde ülkenin ihtiyacı olan imam sayısı kadar öğrenci bulunsun. Diğer İHL’lerin kapatılsın.” açıklamasına tepki gösterdi. Erdoğan, “Eğer olayı sayısal olarak ele almaya kalkarsanız, bırakın liseleri veya meslek liselerini, bu tartışma üniversitelerimizdeki birçok branşların da fazlalığı veya azlığı tartışmasını getirir. Bu çok yanlış bir tartışmadır.” dedi. Kendilerinin şu anda sadece eğitim ve öğretimde ülkedeki oranı yükseltmenin gayreti ve hesabı içerisinde olduklarının altını çizen Erdoğan, “Hükümetimiz, bu tür kısır çekişmelerin tamamen dışındadır.” dedi. Bu arada Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, meslek lisesi mezunlarına üniversiteye girişte eşitlik getiren yasa tasarısının Anayasa’nın ilgili maddelerine uyumlu olduğu konusunda ‘ciddi endişeleri bulunduğunu’ söyledi. Başbuğ, “Amaçları açık şekilde topluma anlatılmayan konuların neden öne çıkarıldığını anlamakta güçlük çekiyoruz.” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan, hükümetin bir süredir üzerinde çalıştığı Yükseköğretim Yasa Taslağı’nı eleştirenleri ‘niyet okuyucu’ olarak nitelendirdi. Erdoğan, “Bizim kafamızın gerisinde veya gönlümüzün derinliklerinde herhangi bir şey yok. Bunlar, bu ülkenin güzel havasını bulandırma gayretinden başka bir şey değildir.” dedi. Gazi Üniversitesi’nin 2003– 2004 eğitim öğretim yılı açılış töreninde konuşan Başbakan Erdoğan, üniversite kavramına yakışan en önemli kelimenin ‘özgürlük’ olduğunu söyledi. Özgürlük kavramının yeteri kadar anlaşılamaması nedeniyle üniversitelerin geri kaldığını dile getiren Erdoğan, hükümetin YÖK Yasa Taslağı üzerindeki çalışmasını sürdürdüğünü hatırlattı. Bu konuda her kesimin görüşüne başvurulduğunu aktaran Erdoğan, çalışmalarda ‘Benim de söyleyecek sözüm var’ diyen herkesi dinlediklerini kaydetti. “Bizim üzerinde durduğumuz husus katılımcılıktır.” diyen Erdoğan, taslağa yönelik eleştirilere şöyle cevap verdi: “Bir şeyi bütün samimiyetimle söylüyorum. Bazı niyet okuyucularının ifade ettiği şekliyle, bizim kafamızın gerisinde veya gönlümüzün derinliklerinde herhangi bir şey yok. Bu niyet okuyucular nereden çıktıysa, nasıl tasarrufta bulunuyorlarsa, bu maalesef ülkemizin gelişmekte olan güzel havasını bulandırma gayretinden başka bir şey değil. Şimdiye kadar hiçbir kanunun hazırlanmasında olmadığı kadar katılımcılık sağlanmakta ve ortak akıl işlemektedir.” Başbakan, taslağın yasalaşması durumunda hiçbir ideolojik gücün üniversiteye sokulamayacağını, kişisel özgürlük ve kurumsal özerkliğin sağlanacağını dile getirdi. Üniversitelerin rekabet edebilir duruma geleceğinin altını çizen Erdoğan, “KİT haline gelmiş bazı üniversitelerimiz bulunuyor. Bunları da kurtarmak zorundayız.” değerlendirmesinde bulundu. Başbakan Erdoğan, TÜSİAD’ın imam hatip öğrencilerinin sayısının azaltılması ile ilgili önceki gün yaptığı açıklamaya tepki gösterdi. Açılışın ardından TÜSİAD’ın, ‘imam hatip liselerinde ülkenin ihtiyacı olan imam sayısı kadar öğrenci bulunması ve diğer İHL’lerin kapatılması gerektiği’ yönündeki görüşlerinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, böyle bir sorunun muhatabının kendisi olmadığını söyledi. İHL’lerdeki öğrenci sayılarının tespitini kendi hükümetinin yapmadığını, bunun önceki hükümetlerin yaptığı bir tespit olduğunu kaydeden Erdoğan, “Eğer olayı sayısal olarak ele almaya kalkarsanız, ülkemizde şu anda birçok, bırakın liseleri veya meslek liselerini, bu tartışma üniversitelerimizdeki birçok branşların da fazlalığı veya azlığı tartışmasını getirir. Bu, çok yanlış bir tartışmadır.” dedi. Kendilerinin şu anda sadece eğitim ve öğretimde ülkedeki oranı yükseltmenin gayreti ve hesabı içerisinde olduklarının altını çizen Erdoğan, “Hükümetimiz, bu tür kısır çekişmelerin tamamen dışındadır.” dedi. Açılış töreninde konuşan Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, yükseköğretim alanında gerçek anlamda bir reform yapılabilmesi için yükseköğretimi düzenleyen Anayasa’nın 131 ve 132. maddelerinin mutlaka değiştirilmesi gerektiğini söyledi. Çelik, “Eğer bunlar değiştirilmezse, bizim yapmakta olduğumuz ve bundan sonra yapılacak değişiklikler birer restorasyon olacaktır.” dedi. ABD ve Avrupa’da üniversitelerin gerektiğinde toplumun lokomotifi olarak işlev gördüğünü dile getiren Çelik, kendilerinin de üniversiteleri, araştırma kurumlarını, yargıyı, medyayı ve diğer bütün kurumları birbirlerinin tamamlayıcısı olarak gördüklerini ifade etti. Üniversitelerle ilgili ve ÖSS sisteminde ciddi problemler bulunduğunu anlatan Çelik, üniversitelerin akademik özgürlük ve özerkliklerine bakanlık ve hükümet olarak sonuna kadar saygılı olduklarını söyledi. Çelik, “Üniversiteler hiçbir siyasi duruşun ve hiçbir ideolojik dar kalıbın içine sığmayacak kadar özerk olmalıdır.” diye konuştu. Rektör, metindeki eleştirileri atladı Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rıza Ayhan da, Türkiye’de eğitim sisteminin işleyişi konusunda yaygın bir hoşnutsuzluk olduğuna dikkat çekti. Ciddi ve acil bir eğitim reformuna ihtiyaç bulunduğunu kaydeden Ayhan, Türkiye gibi eğitim sorunlarının kronikleştiği bir ortamda yapılacak eğitim reformunun kapsamlı bir şekilde tüm kademeleri içermesi gerektiğini vurguladı. Rektör Ayhan, eğitim reformu yapılırken, dünyanın yaşamakta olduğu büyük dönüşümün göz önünde bulundurulması gerektiğini kaydetti. Rıza Ayhan, konuşma metnindeki Yükseköğretim Yasa Taslağı’nın eleştirildiği bölümü okumadı. “Eğer mevcut kanunun uygulanmasında karşılaşılan güçlükler varsa, mevcut kanunda yapılacak bazı değişikliklerle bu aksaklıklar giderilebilirdi. Aksi tutumu haklı gösterebilecek bir gerekçe yoktur.” denilen söz konusu bölümde, taslakta yöneticilerin değiştirilmek istendiği iddiası yer alıyor.