BDP Milletvekili Gülten Kışanak, "Güzel elbise giyen çocuklar da bizim hücrede yatanlar da bizim" diye konuştu.
Abone olBarış ve Demokrasi Partisi'nden Gülden Kışanak TBMM'den milletvekillere hitap etti.
Kışanak'ın konuşmasından satır başlıkları şöyle:
1. Meclis'in kabul ettiği 1921 Anayasası'nda çoğulculuk temel olarak yer almıştır. O anayasa ile sonraki anayasanın getirdiği anayasalar arasında derin uçurumlar vardır. Bu uçurum darbelerle biraz daha derinleşmiştir.
YENİ BİR ANAYASA YAPMAK ŞART
1. Meclis'ten devraldığımız parlamenter rejimimizin iç burkan tablosunu görmemek mümkün değildir. Cumhuriyetimiz 1961 ve 1982 darbe anayasalarıyla profesyonelce tahkim edilerek daha tahakkümcü bir sistem halini almıştır. 12 Eylül darbesinin ürünü olan 1982 anayasasının ülke genelinde meşruiyetini kaybettiğini ve mutlaka bir an önce sivil ve demokratik anayasa yapılmasının gerçek olduğu ortaya çıkmıştır. Yeni bir anayasa yapmanın koşulları alabildiğine olgunlaşmasına rağmen Meclis'in bugünkü duruşunu derinlikli olarak anlamak ve sorgulamak durumdayız.
TÜRKİYE SANCILI SÜREÇTEN GEÇİYOR
Türkiye toplumumun uzun yıllar mücadele ederek olgunlaştırdığı talepleri son anayasa düzenlemesiyle etkisizleştirilmektedir. 1981 anayasasının ömrü uzatılmak istenmektedir. TBMM şu anda toplumsal sorunlara çare bulamamanın derin sancılarını yaşamaktadır. Bir bütün olarak siyaset kurumu görevini yerine getirememektedir. Demokratik düzenlemeler gündeme alınmazken bu yönde yapılan tavsiyelere kulak tıkanmıştır.
ÇELİŞKİLERLE GELİŞME OLMAZ!
Hiçbir ülke, hiçbir halk, hiçbir demokratik toplum sürekli olarak ironiler ve çelişkiler içinde varlığını sürdüremez. Geçmişiyle hesaplaşmadan toplumsal barışını tesis edemez. Buna rağmen hala görmezden gelme veya tam tersi varmış gibi yapma siyaseti sürerse toplumsal yapıya sirayet eden hastalıkları tedavi etmek imkanımız olamayacaktır. Bu yaklaşıma dur demenin zamanı gelmiştir. Siyasetçiler halka karşı erdemli olmanın gereği budur. Türkiye Cumhuriyeti altında yaşadığı bayrağı ortak değeridir. Sanki buna aykırı bir şey varmış gibi ırkçı politikalar üretmenin herkese zararı vardır.
YOKMUŞ GİBİ DAVRANAMAYIZ!
Bu ülkede ana dili,etnik kimliği yokmuş gibi davranmak, böyle bir dayatma içinde bulunmanın bir yarar sağlamayacağı gibi barışı da gölgeyecektir. Ana dilinden ya da inancından dolayı öteki ve ikinci sınıf muamelesi insanların yaşadığı bu ülkenin meclisi birlikte yaşam hem mümkün hem daha güzel olacaktır. Tüm farklılıklarımızla demokratik bir cumhuriyette müreffeh olarak yaşamanın zamanı gelmiştir.
TÜM ÇOCUKLARA KUTLU OLSUN
Dünyada çocuklara bayram hediye etmiş tek ülkenin bayramı olmanın tadını çıkaramıyorsak çocuk sorunlarıdır. Evrensel sözleşmelerde doğuştan gelen çocuk haklarına bile çekince koymanın ağır sorunluluğunu hissetmek bu önemli günde politik ve ahlaki duruşumuzu sorgulamak durumundayız. Renkli elbiseleriyle bayram kutlayan çocuklar da bizimdir cezaevinin soğuk hücrelerinden bize seslenen çocuklar da bizimdir. Sömürünün ağırlığı altında çocuklar da bizimdir. Her birimin bayramı buruk karşıladığını elbette farkediyoruz. Onlara bir ortam yaratamadığımız için onlardan özür diliyor minicik ellerinden öpüyorum.