BDP Eş Başkanı Gültan Kışanak partisinin grup toplantısında konuştu.
Abone olBarış ve Demokrasi Partisi Eş Başkanı Gültan Kışanak, Jandarma Genel Komutanlığı'nın Mutki'deki kazılarda bulunan kemiklerin 'teröristlere' ait olduğu yönündeki açıklaması sert dille eleştirdi. Açıklamayı 'suçun itirafı' olarak nitelendiren Kışanak, "Gerçekleri ortaya çıkarmayan hükümet Ergenekon'un JİTEM'in ortağıdır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hafta sonu Cumartesi Anneleri'yle yaptığı görüşmeye de değinen Kışanak, Başbakan'ın 'kimse anaların üzerinden siyaset yapmasın sözüne' "Asıl senin yaptığın siyasetin daniskasıdır" sözleriyle yanıt verdi.
AK Parti ve CHP'nin askeri vesayetle kol kola gezdiğini de ileri süren Kışanak önce CHP'li Batum'a 'O sözler talihsizliktir' dedi ardından iktidar ve muhalefete çağrıda bulundu:
"Eğer askeri vesayete karşıysanız. TSK'ya darbe yetkisi veren iç hizmet yasasının 35'inci maddesini hemen şimdi kaldıralım"
BDP Eş Başkanı Kışanak partisinin grup toplantısında konuştu.
Konuşmasına Hrant Dink cinayetine ilişkin açılan ve aralarında Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah ve Eski İstanbul Valisi Muammer Güler'in de aralarında bulunduğu 30 kamu görevlisine açılan soruşturmayla başladı. Kışanak, şuan Kamu Güvenliği Müsteşarı görevindeki Muammer Güler'in ve diğer kamu görevlilerinin görevden alınmasını istedi.
OSTİM'deki patlamalara da değinen Kışanak, "Ölümü pahasına evine ekmek götürmek için çabalayan bu işçilerin durumu utançtır. Bu başbakanın utancıdır. 20 kişinin öldüğü bir ülkenin meclisinde görüşülen Torba Yasa bu meclisin utancıdır" dedi.
BAŞBAKANLIK KOLEKSİYON MERKEZİ DEĞİL
Başbakan Erdoğan'ın Cumartesi Anneleri'nin birileri tarafından kullanıldığı yönündeki sözlerini de eleştiren Kışanak, "8 yıldır bir mezar taşı için bağıran annelerin çığlığını duymayan Başbakan şimdi neden annelerle görüştü" diye sordu?
HAKİKATİ ARAŞTIRMA KOMİSYONU KURULSUN
"Annelerin Hakikatleri ARaştırma Komisyonu kurulsun, toplu mezarlar açılsın, zaman aşımı kaldırılsın, BM sözleşmelerine uygun hareket edilsin taleplerine Başbakan yanıt veremedi. Birşey söyleyemez çünkü çözüm istemiyor. Kürtlere, Alevilere, Romanlara şimdi de kayıp analarına 'sorun benim sorunumdur' dedi. Başbakanlık bir koleksiyon makamı mı? Başbakanlık bir icra makamıdır. Sorunları alıp koleksiyon yapıp, kıymetli olduğu günlerde piyasaya sürme makamı değildir. 8 yıl boyunca beklettiği kayıp sorununu seçim arifesinde anaları kabul ettin. Yine bu başbakan kimse anaların acıları üzerinden siyaset yapmasın diyor. Bu anaların üzerinden siyaset yapmanın daniskasıdır."
TOLGA'NIN ANNESİ MECLİSE GELMİŞTİ
Başbakan Erdoğan'ın 2004'te faili meçhuller arasına giren Tolga'dan haberi olmamasını da eleştiren Kışanak,"Tolga'nın annesi meclise kadar geldi. Her partiyle görüştü. Kendisi değil vekilleri görüşmeye katıldı dosyaları alıp tozlu raflara kaldırdı. Sizin döneminizde işlenen kayıplar ortada. AKP eliyle bu cinayetlerin üstü örtüldü. Eğer samimiyseniz bugün Hakikatleri Araştırma Komisyonu için önerge verin" dedi.
JANDARMA'NIN AÇIKLAMASI SUÇUN İTİRAFI
Kışanak, Jandarma Genel Komutanlığı'nın Bitlis'in Mutki ilçesinde yapılan kazılarda bulunan kazılardan çıkan kemiklerin 'teröristlere ait' kemikler olduğu yönünde sabah saatlerinde yaptığı açıklayı sert dille eleştirdi. Açıklamayı 'suçun itirafı' olarak nitelendiren Kışanak, şunları söyledi:
"O ölülerin nasıl gömüldüğünü herkes biliyor. O dönem otopsiye girmesi gereken hekimlere, önlerine gönderilen evrakları imzalayan belediye yetkillilerine, kazılarda çalışan işçilere, erlere vicdanı olan herkese çağrı yapıyorum. Korkmayın konuşma günü bugündür."
VERİLEN TARİHLERE DİKKAT ÇEKTİ
"Açıklamada verilen tarihlere göre, ölüler çatışmadan bir yada iki gün sonra çukur ve çöplüklere gömülmüşler. Mevcut yasa 15 gün bekletilmesi ve kimliğin tespit edilmesi gerektiğini söylüyor. Bu yapılamamış ama jandarma bunu sanki olağan bir şeymiş gibi geçiştiriyor. Yasalar karşısında suçların bir tanımı var. Katledemezsiniz, hatta alçakca gidip çöplüğe defnedemezsiniz. Hükümet bu gerçekleri ortaya çıkarmadığı sürece Jitem'in Ergenekon'un ortağıdır."
CHP VE AK PARTİ'YE ÇAĞRI
"TSK'nın iç hizmet yasasının değiştirilmesi için daha önce Hasip Kaplan bir önerge verdi. Eğer CHP ve AKP askeri vesayete karşı samimilerse o yasayı bugün meclis genel kuruluna indiriyoruz. Hodri Meydan askeri vesayete kim karşı? Eğer askeri vesayete karşıysa bu yasa teklifinin genel kurula alınması için oy verin. 35'inci madde orduya darbenin önünü açıyor. Bu madde dururken kimse bana darbeye karşıyız demesin."
BESLEME VALİ
"Herkes Mutki'yi merak etti Bitlis'e gitti. Ama Bitlis Valisi merak edip de oraya gitmedi bile. Bitlis Valisi'nin aklında bir tek BDP'yi nasıl engelleyebilirim var. Sen olsan olsan Tayyip Erdoğan'ın beslemesi olursun. Eğer birine besleme denilecekse bu valiye denilebilir. 29 Mart'ta Bitlis Valisi Tatvan'ı BDP'ye yaptırdık diye telefon kayıtları ortaya çıkan bir vali hala Bitlis'te görevde. Amacı AKP'ye yandaş toplamak."
BATUM'UN SÖZLERİ TALİHSİZ
CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum'un 'asker kağıttan kaplanmış' sözlerini talihsizlik olarak nitelendiren Kışanak, "Demokrasi halkın iradesi rejimidir, askeri vesayet rejimi değildir. TSK'nın güvenlik dışında bir görevi varmış gibi konuşmak demokrasiyi katletmektir. Muhalefetin bu sözleri, bu ülkede statükocu, derin devletle yakın ilişki içinde olan bir hükümeti kurtarma operasyonu olarak işlev görüyor. İktidarın karşısında böyle basiretsiz bir muhalefet olunca sürekli fırsat doğuyor."
KIBRIS HALKI MARABA DEĞİL
Başbakan Erdoğan'ın 'besleme' sözünü eleştiren Kışanak, şunları söyledi:
"'Besleme' lafın ancak ağa-maraba ilişkisinde olur. Çünkü ağa bütün mülkün sahibidir, köylülerin de sahibidir, lütfeder onlara sadece karınlarını doyuracak kadar yemek verir, bunun karşılığında da marabalarından, kendisine sonsuz itaat bekler. Pardon Başbakan; Kıbrıs halkı ağa istemiyor, kendileri de maraba değil!"