Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde yaşayan 120 santimetre boyundaki Gevri Atmaca (32), doğum yapmasının tehlikeli olmasına karşın çocuk sevgisin...
Abone olDiyarbakır’ın Ergani ilçesinde yaşayan 120 santimetre boyundaki Gevri Atmaca (32), doğum yapmasının tehlikeli olmasına karşın çocuk sevgisinden vazgeçmedi. Doktorların ‘Çocuk getirmen riskli olabilir’ söylemine aldırış etmeyen küçük boylu dev yürekli anne, ölümü riske alarak ikinci bebeğini 3 gün önce kucağına aldı.
Ergani ilçesinde yaşayan akondroplazi (cücelik hastalığı) rahatsızlığı bulunan 32 yaşındaki Gevri Atmaca’nın, hastalığı nedeniyle boyu, 120 santimetre civarında kaldı. Ortaokul ve lise yıllarında, hastalığının psikolojik sorunlarını üzerinden atmayı başaran Gevri Atmaca, 2005 yılında Ergani Belediyesi’nde işçi statüsünde çalışmaya başladı. 3 yıl önce evlenen Gevri Atmaca, daha sonra çok istediği annelik duygusunu tatmak istedi. Doktorların ‘çocuk getirmen riskli olabilir’ söylemiyle umudu kırılan Atmaca, tüm riskleri göz önüne alarak ilk çocuğunu 2011 yılının Şubat ayında kucağına aldı. Gevri Atmaca, çocuğunun anne genetiğini aldığı ve onun da cücelik hastalığıyla baş etmek zorunda kalacağını öğrendiğinde ise buruk bir sevinç yaşadı. Eşiyle mutlu bir birliktelik sürdüren Gevri Atmaca, 3 gün önce ikinci çocuğunu Özel Bağlar Hastanesi’nde dünyaya getirdi. Özel Bağlar Hastanesi’nde görevli kadın hastalıkları uzmanı Yücel Kutun’un ameliyatı ile 6,5 aylık doğan ikinci çocuğunun baba genetiği aldığı için cücelik hastalığı ile dünyaya gelmediğini öğrenen Gevri Atmaca, bu sefer de çocuğunu, erken doğduğu için kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
Kuvöze konulan 3 günlük bebek yaşam savaşına devam ederken, Gevri Atmaca, “Her şeye rağmen Allah’a şükrediyorum. En azından elim kolum tutuyor, konuşabiliyorum, yürüyebiliyorum. En güzel duyguyu yaşadım. İki çocuk annesi oldum” diyerek mutluluğunu dile getirdi.
“KÜÇÜKKEN HASTALIĞIMI KABULLENEMİYORDUM”
Hastalığı nedeniyle çocukluk döneminde çok zorluk atlattığını belirten Atmaca, “Çocuklar çok fazla dalga geçiyorlardı. Kendimi kabullenemiyordum. Hastalığımı bir türlü kabullenemiyordum. Ortaokul ve lise çağlarında bu durumu atlattım. Tedavime Almanya’da da devam ettim bir süre. Bir sonuç alamadım, yine de her şeye rağmen şükür ediyorum Allah’ıma. En azından elim ayağım tutuyor. Konuşabiliyorum, yürüyebiliyorum. En güzel duyguyu yaşadım, iki çocuk annesi oldum” dedi. Eşinin kendisine her konuda destek olduğunu ifade eden Atmaca, şöyle devam etti:
“Bana mutfakta genellikle yardımcı oluyor. Bulaşık yıkar, yemek yapar, temizlikte de bana yardım eder. Hasta olduğum için çocuklarımı kucağıma alamıyorum. Sağ olsun eşim benim bütün eksikliklerimi kapatıyor. Eşim olmadan ben dışarıya çıkamıyorum. Ticaret lisesi mezunuyum, Ergani Belediyesi’nde işçi olarak 8 yıldır çalışıyorum. Eşimle 2010 yılında evlendim. İlk çocuğum 4 Şubat 2011’de dünyaya geldi. İlk çocuğum da anne genetiğini aldığı için benimle aynı hastalığı taşıyor. İkinci çocuğum iki gün önce dünyaya geldi. 6.5 aylık, doktorlar yeni doğan çocuğumun baba genini aldığı için benimle aynı hastalıkta olmadığını söylediler. Çok sevindim. 750 gram, 32 santimetre olarak dünyaya geldi. İlk çocuğum 2 kilo 200 gram doğmuştu, 55 santimetre olarak dünyaya gelmişti.”
“EŞİMLE BİRLİKTE HAYATA TUTUNUYORUM”
Gevri Atmaca’nın eşi Bilgin Atmaca ise, Manavgat’ta çalıştığı sırada bir arkadaşının vasıtasıyla eşini tanıdığını söyledi. Bilgin Atmaca, “O günden bu yana da eşimle çok mutluyum. Eşimle severek evlendik. İkimiz de çok mutluyuz. Eşim olmasa ben de bir hiçtim. Ben de eşimden hep destek alıyorum. Onunla birlikte hayata tutunuyorum. Eşime evde genelde, mutfak ve temizlik işlerinde yardım ediyorum. Yemek yapıyorum, bulaşık yıkıyorum. İkimiz birlikte bütün her şeyi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
(İHA)