İşkencede ölen Öğretmen Yürek'i Kayseri Hava İndirme Tugayı gözaltına aldı
Abone olÖğretmen Ali Ekber Yürek'in 12 Eylül'de işkenceyle öldürüldüğü iddiasıyla ilgili soruşturmada şüpheli olarak adı geçen 12 Eylül'ün Kahramanmaraş Sıkıyönetim Komutan Yardımcısı emekli Tümgeneral Yusuf Haznedaroğlu, 23 yıllık suskunluğunu bozdu. Tümgeneral Haznedaroğlu, 12 Eylül döneminde işkence yapıldığını ve işkencede ölenler olduğunu kabul etti.
TKP/ML Hareketi üyesi öğretmen Ali Ekber Yürek, 7 Mayıs 1981’de gözaltına alındı. İddiaya göre Afşin’de yatılı bölge okulunda işkencede öldü. Soruşturma 30 yıl sonra Afşin Cumhuriyet Savcısı Mehmet Kuş tarafından açıldı. İki tanık, Yusuf Haznedaroğlu’nun da işkenceli sorgunun yapıldığı yerde olduğunu ileri sürdü. Mezarı 1 Haziran’a kadar açılacak.
Haznedaroğlu, Radikal gazetesine açıklamalarda bulundu. Hakkında 11 bin 500 şikâyet dilekçesi bulunan Haznedaroğlu, Ali Ekber Yürek'in adını anımsamadığını, böyle bir gözaltı işleminin olmadığını, ancak öğretmenin bir dönem Kahramanmaraş'ta operasyonlar yapan Kayseri Hava İndirme Tugayı'nca gözaltına alınmış olabileceğini ileri sürdü.
Kendisini işkenceyle suçlayan eski mahkum Hamit Kapan'ın da yalan söylediğini ve bir dizi siyasi cinayetin faili olduğunu iddia eden Haznedaroğlu, Kahramanmaraş'ta görevli olduğu 1980 - 1983 yılları arasında 'tüm engelleme çabalarına rağmen' işkenceli sorguların yapıldığını ve bir ölümün meydana geldiğini ilk kez açıkladı.
Öğretmen Ali Ekber Yürek ismini hatırlamadığını belirten Haznedaroğlu, "dosyalarımı karıştırdım. Bu adamın ismine rastlayamadım. Kurmay başkanıma açtım o da hatırlamıyor" dedi.
SPOR SALONUNDA SORGULAMA
Haznedaroğlu, sorgu yeri olmamasın nedeniyle sorgulamaları spor salonunda yaptıklarını, Ali Ekber Yürek'in ağabeyi Mehmet Yürek'in de sorgulanması sürecini şöyle anlattı:
"Ağabeyi Mehmet Yürek, kardeşinin 25 Mayıs 1981'de... Bizim sıkıyönetim komutanlığı yardımcılığının sorgulama yeri, Kahramanmaraş'taydı. Afşin'de sorgu yerimiz yoktu. Oraya ekip gider, birini yakalar, getirir.
Yatılı bölge okulu? Maraş'tadır. Orası eski eğitim enstitüsü binasıdır. Sıkıyönetim karargâhının olduğu yerdir. Sorgulamalar onun spor salonunda yapılırdı. Belki yakalandığı an birtakım şeyler sorulabilir operasyonu devam ettirmek için. Ama bu sorgulama ehil ellerde yapılır. Herkes yapamaz ki.
Ali Ekber Yürek'in orada kum torbalarıyla dövülme esnasında öldüğü iddia ediliyor. Alakası yok. Bir kere adam yok ki, bu olsun. Böyle bir adam mutlaka vardır. Ama bu şekilde ölmemiştir. Olsa resmi kayıtlarda olur. Yalnız şu olmuştur bir tarihte: Kayseri Hava İndirme Tugayı geldi, bizim yetkilerimizi kaldırıp operasyonlar yaptılar. Onlarda kayıtları olabilir. Tarafımızdan gözaltına alınmış değil."
TÜMGENERALDEN İŞKENCE İTİRAFI
Tümgeneral Haznedaroğlu, 1980-1983 arasında yapılan sorgulamalarda işkenceden ölenlerin olduğunu da itiraf etti. İşkence nedeniyle ölümleri engellemek için çaba harcadığını öne süren Haznedaroğlu, "Bunu engellemek için elimden ne gelirse yaptım. Benim odamla sorgulamanın yapıldığı yer arasında 50 metre mesafe vardı. Her yarım saatte, her fırsat bulduğumda, kontrol etmeye gayret ettim. Şunu söyleyeyim: Türk polisi dünyanın en iyi polisidir. Benim zamanımdakileri söylüyorum. En işkence yapmayandır. En iyi kalpli olanı Tük polisidir. Ama bunların içerisinde tek tek münferit olarak yapanlar elbette olmuştur. Olanları mahkemeye verdik. Mahkûm da ettirdik.Operasyonlardaki ölümler dahil toplam yedi kişi öldü." diye konuştu.
KIRBAÇ DEĞİL ASA
Tümgeneral Haznedaroğlu, 200 günü bulan sorgulamalar olduğunu da kabul etti. Bir kırbacının olduğu ve tutuklu ve hükümlüleri bu kırbaçla dövdüğüne ilişkin iddiaları ise "Kırbaç dediğiniz nedir biliyor musunuz, asa vardır bizde, generallere verilen... Hayatım boyunca ben kavga edene de bakmadım. Bakamam, değil vurmak bir tarafa" yanıtını verdi.
Bugüne dek bulunduğu hiçbir ortamda işkence yapılmadığını ve hakkında hiçbir soruşturma açılmadığını belirten Haznedaroğlu, hakkında dava açılması ihtimalini ise şöyle yanıtladı:
"Açılırsa da memnun olurum. Galiba ilk kez açılacak. Ekşi yemedim ki karnım ağrısın kardeşim. Yapılırsa, hükümet karar verir, tümden 12 Eylül hakkında dava açılır, her tarafta ne halt işlediyse, herkes hâkim karşısına çıkar. Konuşmak istemiyorum o konuda. Ne yaparsa yapsınlar. Ben adalete inandım şimdiye kadar. Kendimden şüphem olmadığı için umurumda da değil"