BIST 9.658
DOLAR 34,64
EURO 36,49
ALTIN 2.931,20
HABER /  DÜNYA

Kimyasal silah saldırısı cezalandırılmalıdır

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Suriye’de katliamlar bir an önce durdurulmalıdır, kimyasal silah saldırısı cezalandırılmalıdır" dedi.<br/>Dış...

Abone ol

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "Suriye’de katliamlar bir an önce durdurulmalıdır, kimyasal silah saldırısı cezalandırılmalıdır" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve Kanada Dışişleri Bakanı John Baird, iki görüşmeleri sonrası ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında Suriye konusunda değerlendirmelerde bulunan Davutoğlu, "Suriye ve bölgedeki gelişmeler konusunda Türkiye ve Kanada ortak bir yaklaşıma sahiptir. G20 Zirvesi’nde Suriye’de sivil halka karşı yürütülen katliamı güçlü şekilde kınadık. Son kimyasal silah saldırısı ile bir insanlık suçu işlendiğini ve mutlaka sorumluların uluslararası sorgulanabilirliğinin yerine getirilmesi gerektiğini açıklamıştık. Bugün tekrar bunu teyit ettik. Suriye’de katliamlar bir an önce durdurulmalıdır, kimyasal silah saldırısı cezalandırılmalıdır. Kimyasal silahların tasfiyesi olumlu bir gelişmedir. Hepimiz mutlu oluruz ancak bu, şu ana kadar yüz bin insanın katliamından sorumlu olanların sorumluluklarından kurtulmasına yol açmamalıdır" ifadelerini kullandı.

“HAYAL KIRIKLIĞI YAŞADIK”
Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ise, G20 Zirvesi’nde Suriye konusunda hayal kırıklığı yaşadığını belirterek, "Daha güçlü bir kınama açıklaması yapılmamasından dolayı üzüntü yaşadık. Türkiye’nin bu konudaki liderliğini olumlu karşılıyoruz; diplomatik kanallarla bu sorunu barışçıl çözüme ulaştırma çabalarını büyük memnuniyetle karşılıyoruz ama Esed yapmış olduğu saldırılar ve insanlık suçlarından dolayı sorumlu tutulmalıdır. Kimyasal silah saldırısı neticesinde hayatlarını kaybetmiş kişilerin de anısının canlı tutulması, saldırıların hesabının sorulması şarttır. Bu silahlarla I. Dünya Savaşı’ndan beri mücadele ediyoruz. 21. yüzyılda bu silahların kullanılmasına ilişkin olumlu bir mesajdan kaçınılması gerektiğini düşünüyorum. Bu silahların kullanılmasının hiçbir şekilde hesabının sorulamayacağına ilişkin bir mesaj yollayamayız. Kimyasal silah kullanımı tamamen yasaklanmalı ve kınanmalıdır. Dünyada bu noktada daha kuvvetli bir siyasi iradeyi ortaya koymamız gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Türkiye’ye Suriyeli mültecilere yardımlarından dolayı teşekkür eden Baird, "Çok büyük bir dirayet gösterdiniz. İnsanların topraklarınızda barındırılmasının ötesinde, insani yardım katkınız oldu. Kanada, Suriye halkına ek destek sağlayacak 3 ülkeden biridir. Türkiye’nin de milyarlarca dolar destek sağladığını biliyorum. BM’nin bütün öngörüleri ile özdeşleşen Türk halkının cömertliğini ifade eden girişimler bizi mutlu ediyor" şeklinde konuştu.

“KABUL EDİLEMEZ”
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Suriye’nin kimyasal silahları deklare etmek için süre istediğinin hatırlatılması üzerine, “İlk günden itibaren korktuğumuz bu idi. Yani sürekli zamana oynayarak Suriye rejimi işlediği suçu örtmeye, unutturmaya ve sanki pozitif bir gündem içinde davranıyormuşçasına zaman kazanmaya çalışması. Ellerindeki kimyasal silahların envanterini herhalde biliyor olmaları lazım kullandıklarına göre. Bunun için bir aylık süreye nasıl ihtiyaç duyuluyor. Kimyasal silahların yeryüzünden silinmesi insanlığın geleceği açısından son derece güzel bir haberdir. Kimse buna karşı çıkamaz. Hangi ülke bunu yaparsa biz bunu destekleriz. Ama bunu yapıyorum diye görünüp bir taraftan bu inisiyatif başladıktan sonra Suriye hava bombardımanında artışlar göründü. Uluslararası toplumu böyle meşgul edip diğer yandan sanki bombardıman suç değilmiş gibi onlara devam etmek, uluslararası toplumu bununla oyalamak işte bu kabul edilemez” dedi.
Kimyasal silahların tasfiyesinin Suriye halkı ve bölge için güzel bir haber olacağını söyleyen Davutoğlu, “Ama bu geçmişte işlenen suçları ortadan kaldırmaz. Zavallı masumların kimyasal silahlarla nasıl öldürüldüğünü göstere videoları seyrettikten sonra eğer bu suç karşılıksız kalırsa bundan sonra başka aktörler de önce kimyasal silah kullanıp sonra ‘teslim ediyorum’ diyerek bu sorumluluktan kaçınmış olurlar. Kimyasal silahları için bir ay içinde deklarasyonda bulunacaklar. Teslimi ne kadar sürecek. O zaman zarfından kimyasal silah dışında silahlarla insanların öldürülmesini mazur gösterecek yeni bir durum ortaya çıkmamasını istiyoruz. Biz her zaman kimyasal silahların tasfiyesini destekleriz ama bu konuda uluslararası toplumun Suriye rejimin zaman kazanma taktiklerine kanmamasını isteriz” diye konuştu.

“O GÖRÜNTÜLER ŞİDDETLE KINANMALI”
Davutoğlu, Medyada bugün yer alan ve Suriye’deki muhalif grupların yakaladıkları rejim yanlısı askerleri acımasızca öldürmesini içeren görüntülerle ilgili olarak ise şunları söyledi:
“Bir yanlış iş şu veya bu tarafta yapıldığında sessiz kalmadık. Bugün gazetede gördüğümüz resimler şiddetle kınanması gereken tablolardır. Hiçbir şekilde mazur gösterilemez. Bizim herhangi bir şekilde çifte standart içinde olmamız söz konusu değildir. İnsanlık onuruna ve bu anlamda verilen mücadeleye gölge düşüren her türlü yanlış uygulamayı tenkit ederiz. Burada hareketle Suriye halkının haklı mücadelesine gölge düşürmeye çalışmak, bütün muhaliflerin böyle davrandığını iddia ederek Suriye rejimin şiddetini mazur göstermeye çalışmak da bir propaganda taktiğidir. Bu aşırı grupların yöntemlerini kabul edilemez buluyoruz. Bunların tekrar etmemesi konusunda bütün Suriye’deki taraflara çağrıda bulunuyoruz. Fakat kimse Suriye halkının, masum Suriye sivillerinin yüz binlercesinin ölümüne ve milyonlarcasının mülteci olmasına sebep olan uygulamalara da bunlar mazeret teşkil etmez”

BM GENEL KURULU
Gelecek hafta BM Genel Kurulu için Newyork’a gideceğini belirten Davutoğlu, “Bu sene tabii Suriye gündemin ana maddesini oluşturacak. BM güvenlik konseyi Suriye rejimine doğur uyarıcı mesajları göndermiş olsaydı belki o ölen 100 bin kardeşimizin çoğu yaşıyor olacaktır. Kimyasal silah saldırısında ölen kardeşlerimiz kesin yaşıyor olacaktı. Çünkü rejim bu suçu işleme cesareti bulamayacaktı. BM’de bunu etkin bir şekilde ele alcağız. Şu kanaat yanlıştır. Türkiye savaş istiyor kanaati yaymak istiyorlar. Biz savaş istemiyoruz. Savaş durdurulsun diyoruz. Burada bu basın toplantısını yaparken rejim kuvvetleri Suriye’nin değişik yerlerini bombalıyor. Uluslararası bir toplumun varlığından bahsediyorsak bütün insanlığın önünde ortaya konan bu cinayetlere dur demenin vakti gelmiştir” dedi.

“ABSÜRD VE APTALCA”
Kanada Dışişleri Bakanı John Baird ise, Esed’ın kimyasal silahları deklere etmek için 30 günlük süre istemesini “absürd ve aptalca” olarak değerlendirdi. Esed’ın daha bir hafta önce Suriye’de kimyasal silah olmadığını iddia ettiğini söyleyen Baird, “Bu noktada kendisine böyle bir imkan verilmesi meşru değildir, haklı görülmemelidir. Kendisine iyi niyetle yaklaşmak mümkün olmamalıdır. Ama bu sabahki fotoğraflarla ilgili olarak şunu söyleyebilirim. Kanada’da radikal aşırıcılarla ilgili ciddi ilişkilerimiz vardı. Hakikaten de orada sürekli gerçekleşen bu şiddet eylemlerinin bizleri derinden yaraladığını söylemek istiyorum. Esed’ın kendi yaptıklarında daha meşru değiller bu şiddete dönek eylemler” şeklinde konuştu.
Baird, Kanada’nın ABD’nin Suriye’ye olası bir askeri müdahalesine ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:
“Kanada ve Türkiye’nin ABD’nin bu girişimlerini desteklediği biliniyor. Esed’ın kimyasal silah kullanma sorumluluğunu bertaraf edemeyeceği noktasında hemfikiriz. Bu korkunç eylemin sorumluluğunun üstlenilmesi gerekiyor. Fakat bir savaş bölgesine nasıl giriş yapacaksınız. Bu silahları güvence altına almak bir tarafa nasıl yok edeceksiniz. Bu cevaplanması gereken ciddi sorulardan biridir. Ciddi envanter var Suriye’de. Bunun bertarafı kolay olmayacaktır. ABD ve BM’yi destekleme kararlılığımız sürecek. Nasıl ve ne zaman yapılacağı hala cevaplanmamış bir soru.”
(İHA)