Kilo sorunu denince akla hemen şişmanlık geliyor ancak zayıflıktan şikayet edip kilo almak için çabalayanların sayısı da hiç az değil.
Abone olKilo sorunu denince akla hemen şişmanlık geliyor ancak zayıflıktan şikayet edip kilo almak için çabalayanların sayısı da hiç az değil. Üstelik işin uzmanına göre kilo almak, vermekten çok daha zor.
Pek çok kişi zayıflamak için diyet ve spor merkezlerinin yolunu aşındırırken, kilo almak için efor harcayanların sayısı da bir hayli kabarık. Düşük kilolu olmak yani zayıflık, diyetle günlük alınan toplam enerjinin harcanan enerjiden daha az olması veya alınan besinlerin vücut tarafından kullanılmaması durumunda ortaya çıkıyor.
Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk zayıf olma nedenlerini, “Sindirim sistemi bozuklukları, metabolizmayı hızlı çalıştıran hastalıklar, bağırsak parazitleri, emilim bozuklukları, kilo alma korkusu, psikolojik sorunlar, yeme bozukluğu, ilaçlar, fazla fiziksel aktivite, kanser, tüberküloz, kronik ishal ve uzun açlık süreleri” olarak özetliyor.
ZAYIF OLMAK ZARARLI MI?
Zayıf olmak her zaman sağlıksız olmak anlamına gelmiyor. Bu, kişiye ve zayıflığın derecesine göre değişiyor. Selçuk, yeme bozukluklarının iyi analiz edilmesini, anoreksiya ve bulimia gibi durumlarda psikolojik yardım alınmasını öneriyor. Çocuklukta büyüme ve gelişmenin az olması, kadınlarda süt veriminin yetersiz kalması, vücudun savunma mekanizmasının zayıflaması, konsantrasyonun düşmesi ve yaşam süresinin kısalması, zayıflığın yol açtığı durumlar arasında sayılıyor.
SAĞLIKLI KİLO ALIMI NASIL OLMALI?
Kilo almanın, kilo vermekten çok daha zor olduğunu söyleyen Diyetisyen Şefika Aydın Selçuk, sağlıklı kilo alabilmek için yapılması gerekenleri ise şöyle sıralıyor:
• Günün en önemli öğünü olan kahvaltı muhakkak yapılmalı. Kahvaltının erken saatte yapılması kilo alımında çok önemli.
• Kilo almak isteyenler kesinlikle öğün atlamamalı. Düzenli ve kaliteli beslenme olmazsa kilo alımı gerçekleşmez.
• Kas dokusunun artırılması için protein ve karbonhidrat alımına dikkat edilmeli. Her öğüne muhakkak hem karbonhidratlı, hem yağlı hem de proteinli bir besin koymak gerekir.
• Ara öğünlerde kalori ve protein değeri yüksek gıdalar tercih edilmeli. Özellikle fındık, badem, ceviz gibi kuruyemişler, tost, süt, kek, taze ve kuru meyveler, ayran gibi gıdalar alınmalı.
• Yemekle beraber alınan içecek hızlı doyuma sebep olur. Su tüketimi bile yemekten 45 dakika sonraya bırakılmalı.
• Baharatlar, bazı soslar ve salçalı yemekler iştah açar. Hipertansiyonu olmayanlar bunları rahatlıkla kullanabilir.
• Yemeklerde bazı öğünlerde salata yerine taneli meyve kompostoları tüketilebilir.
• Tatlılar iştahı azaltmayacak makul miktarda tüketilmeli. Çok fazla tatlı tüketimi ana yemeklerin azalmasına ve iştahın kapanmasına sebep olur.
• Çok yoğun egzersiz yapılmamalı. Bunun yerine yemekten 1 saat öncesi yapılacak 30 dakika hafif tempolu yürüyüş iştahı açar ve kalori alımını artırır.
• Yemekler pişirilirken besin değeri arttırılmalı. Örneğin makarnalar peynirli, kıymalı olabilir. Kek ve pastalar fındık ve cevizli yapılabilir. Çorbalara kıyma, buğday, pirinç, patates veya şehriye koyulabilir.