BIST 9.725
DOLAR 35,19
EURO 36,86
ALTIN 2.972,93

Kılıçdaroğlu'nun zihin hapishanesindeki yalanlar

Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılından beri her gece gördüğü iktidar rüyasının Tayyip Erdoğan tarafından çalındığını düşünüyor ve yenilmişlik duygusuyla hareket ediyor.

Bütün siyasetçiler kendi iktidarının "rüyası"nı görmeyi diler. Gördükleri iktidar rüyası bitsin istemezler, rüyanın sonsuzluğunu arzularlar hep.

Kendi rüyasını başka partilerin, başka liderlerin görmesine tahammül edemeyen siyasetçiler, gördüğü rüyayı çalan rakibini aşağılamaya başlar.

Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılından beri her gece gördüğü iktidar rüyasının Tayyip Erdoğan tarafından çalındığını düşünüyor ve yenilmişlik duygusuyla  hareket ediyor. Tayyip Erdoğan'a karşı zehirli sarmaşık gibi büyüyen nefreti bu yüzden. Her yenilgisinden sonra cehennemden aforoz edilip yer yüzüne ceza olarak gönderilen zebaniler gibi, Erdoğan'a kükremesi bu yüzden!

Acı içinde kıvranıyor CHP lideri!

Acıklı bir esaret altında sanki!

Kazanma, başarı gösterme, iktidar olma becerisinden yoksun olduğu için, Tayyip Erdoğan'a duyduğu nefret, açık bir yaranın bütün vücudu sarması gibi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun vücudunu sarıyor. 

İktidar olmaya muhtaç...

Ama asla iktidar olamayan bir lider...

Demirel gibi tarihe geçmesidir, Kılıçdaroğlu'nu bu kadar hırçınlaştıran. Allah rahmet eylesin Demirel, bütün zorluklara rağmen, 7 kez gidip, 7 kez geri dönme, partisini iktidara taşıma başarısı göstermişti. Demirel'in hanesine başarı olarak yazılan 7 harfi, Kemal Kılıçdaroğlu'nun hanesine yenilgi olarak yazıldı. 

Şimdilik ama...

16 Nisan var sırada...

2019'a da az bir zaman kaldı. 

Kemal Bey'in hatalarıyla yüzleşmesi şart.

Tayyip Erdoğan'a karşı, içinde olduğu düşünceler cehenneminden çıkması gerekiyor. 

16 Nisan'a çok az bir zaman kaldı. 

Yalan bir virüs gibi işliyor ve yayılıyor. 

Milleti aldatma tercihi, doğru bir tercih değil. Milleti aldatma tercihi yapan hiç bir politikacı bugüne kadar başarıya ulaşmadı. Milleti aldatma tercihi, siyasetçiye hiç bir şey kazandırmadığı gibi, siyasetçi ile millet ilişkisini hızla sarıp kurutan, azimle yayılıp kök salan bir hastalıktır.

Kemal Bey'in milleti aldatma hastalığından vazgeçmesi için daha vakit var.. Zihin hapishanesine aldığı o yalanları bir an önce tahliye etmesi gerekiyor. 

Farkında mısınız, Tayyip Erdoğan'ı iltifatlar sevindirmiyor. Karşısında bir dünya olmasına rağmen, kötü hissetmiyor kendisini hakaretler karşısında çoğu kez ya sessiz kalıyor ya da gülümsüyor. 

Niye?

Milleti aldatma tercihi yapmadığı için, halkın arkasında durduğunu biliyor çünkü. Milletini aldatmayı tercih eden siyasetçilerin aslında en çok kendilerini zehirleyip kuruttuklarını biliyor çünkü. 

Kemal Bey de öyle yapmalı!

Her seçim sonrasında cam kesiği yaralar içinde kalmak istemiyorsa, milletini aldatma tercihinden vazgeçmelidir! Çok sık hatırlanan lider olmak yerine herkes tarafından aranan ve bulunan lider olmak istiyorsa, doğruları, sadece doğruları konuşmalı Kemal Bey!

Aksi halde, muhalefetteki acıklı esareti bir ömür boyu devam eder. 

Daha yalnız ve daha geleceksiz olur!