Kılıçdaroğlu inanılmaz bir öfke sarmalı içinde. Üslüp son derece sert, en ağır sözlerle yükleniyor Başbakan Erdoğan'a...
Abone olOktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- "Başarısız olduğumuz tek alan var. O da siyaset" diyen CHP lideri Kılıçdaroğlu, Suriye üzerinden hükümete yükleniyor.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun sertleşen üslubü dikkat çekici. Öfkesi sadece diline değil, bedenine de yansıdı. "Sakin güç" agresifleşip iktidara meydan okuyor.
Kendisine gönül verenlerin ruhunu okşasa da, karşı tarafı da aynı oranda rahatsız ettiği bir gerçek. Yaklaşan seçimler öncesi bu atmosfer, meydanların son derece gergin geçeceğinin bir işareti aynı zamanda.
Son grup toplantılarında hiç de alışık olmadığımız görüntüler takılıyor. Kürsüyü defalarca yumrukluyor, ses tonunu kimi zaman "bağırmaya yakın" bir şekilde yükseltiyor. Salonu dolduran partililerin alkışları arasında Erdoğan'a karşı ağır lafları birbiri ardına sıralıyor.
Muhatabından gelen eleştirilere karşı verdiği cevaplarla, Erdoğan'a karşı yürüttüğü savaşta "vites yükselttiğini" apaçık şekilde gösteriyor.
"TERÖRİSTBAŞI, "KATİL", "DİKTATÖR", "NEMRUT"
Erdoğan için "Suriye için teröristbaşı" diyen CHP lideri, bir başka konuşmasında da "51 kişinin katili Erdoğan'dır" diyor. Dahası "Terörist" gördüğü Suriyeli muhaliflerin cebine para koymakla suçluyor hedefindeki ismi..
Kılıçdaroğlu'nun "omurgasız", "kalpazan", "hain", "cahil", "ahlaksız", "bölücü", "diktatör", "hırsız", "ruh hastası", "çapsız", "Firavun", "Nemrut", "sicili bozuk", şeklindeki suçlamaları hala hafızalarda...
Peki Kılıçdaroğlu'nun son dönemde yükselişe geçen hırçınlığının nedeni ne? Başbakan Erdoğan CHP'nin "saldırgan ruh halini", "Reyhanlı ve diğer karanlık olaylarla ilgili irtibata" bağlıyor. Ancak CHP'nin Suriye politikası başından beri hiç değişmedi.
REYHANLI YÜZÜNDEN Mİ?
Suriye'de olayların başladığı günden bu yana ne Kılıçdaroğlu, ne de kurmayları, Esad'a karşı cephe almadı. Esad ile CHP'li vekillerin Şam'daki görüşmeleri gizli saklı olmadı, herkesin gözü önündeydi. Bu süreçte CHP'lilerin "destek" ya da "tarafsız" kaldığını gösteren demeçler sır değil.
Bu açıdan bakıldığında Erdoğan'ın gündeme getirdiği "tezgahın deşifre olması" iddiası tabana yönelik bir mesaj gibi algılanması kuvvetle muhtemel. Daha doğrusu CHP'nin Suriye politikasını "seçmene şikayet" gibi de görülebilir.
ÇÖZÜM SÜRECİ VE EKONOMİ
O halde Kılıçdaroğlu neden bu kadar öfkeli? Ana muhalefetin çözüm sürecinde halkın desteğinin arttığını kabullenmiş durumda. PKK'nın geri çekilmesinin yaydığı iyimserlik dalgasının yol açtığı dalga kitleleri sarmış durumda. Genel merkez, kendi seçmeninin "bahar havasından" etkilendiğinin de farkında.
CHP'li Gürsel Tekin'in "halk çözüm sürecini satın aldı" açıklaması bu durumun en çarpıcı ifadesini oluşturdu.. CHP kurmayları tabanın sesine kulak vermek zorunda kaldı bir anlamda.
"BAŞARISIZ TEK ALAN SİYASET"
CHP liderinin ağzından ekonomiye ilişkin bariz eleştiri konusu olacak başlıklar da pek işitilmiyor bugünlerde. Geriye ise her geçen gün daha da karmaşık hale bürünen Suriye kalıyor. Emparyal güçlerin iktidar mücadelesine dönüşen Suriye'de kafalar son derece karışık.
16 Mayıs tarihli bir konuşmasında Kılıçaroğlu'nun "Her alanda başarılıyız. Edebiyatta, sinemada, tıpta, başarılıyız. Başarısız olduğumuz tek alan var. O da siyaset" şeklindeki cümlesi çarpıcıydı.
İşte o "başarısız" bulduğu "siyasetin" içini "Suriye" ile dolduran CHP lideri, "tahrip gücü yüksek" atışlarda bulunuyor. Son bir aydır grup toplantılarının ana eksenini Suriye meselesi oluşturuyor.
Yaklaşan seçimler öncesi Kılıçdaroğlu'nun tabanını motive amaçlı söylemleri, 2014 yılının hayli sıcak geçeceğini gösteriyor.