BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,72
ALTIN 2.977,15
HABER /  POLİTİKA  /  CHP

Kılıçdaroğlu'nun Deniz Feneri öfkesi!

CHP lideri Kılıçdaroğlu Deniz Feneri Davası savcılarının görevden alınmasına büyük tepki gösterdi

Abone ol

Deniz Feneri yolsuzluğu davasındaki iddiaları inceleyen 3 savcının görevden alınması CHP lideri Kılıçdaroğlu'nu öfkelendirdi.

"Başbakan ve Adalet Bakanı neden bu davaya burunlarını soktuklarını açıklamalı" diyen Kılıçdaroğlu, "Bu yüz kızartıcı suçu işleyenlerle nasıl kader ortaklığınız var ki örtbas ediyorsunuz" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, "Ben iddia ediyorum, bundan böyle hiçbir savcı Başbakan'a selam vermiş birine dava açamaz, hiçbir hakim ceza veremez'' dedi.

Erdoğan: Daha neler çıkacak ortaya
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yolsuzluk iddialarıyla sarsılan CHP'nin "Biz AK Parti gibi değiliz" savunmasına yanıtı sert oldu. TIKLAYIN

Kılıçdaroğlu internete düşen eski Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner'in ses kaydıyla ilgili Başbakanın sessizliğini eleştirdi, dinlemelerin arkasında hükümetin olduğunu ima etti.

BEN İDDİA EDİYORUM...

Kılıçdaroğlu, Genel Merkez'de sürpriz bir basın toplantısı düzenleyerek gündemdeki konuları değerlendirdi. İlk olarak Deniz Feneri davasının savcılarının görevden alınmasını eleştiren Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
''Dünyanın hiçbir hukuk devletinde böyle bir şey olamaz. Yürümekte olan bir davaya iktidarlar bu şekilde müdahale edemezler. Ederlerse kamu vicdanı ayağa kalkar. Şimdi sormak gerekir, Hani Türkiye bir hukuk devletiydi? Hani yargı bağımsızdı? Şayet bu ülkede Başbakan'ın ahbaplarına dokunulamıyorsa ne hukuk vardır ne de yargı bağımsızlığı...Ben iddia ediyorum, bundan böyle hiçbir savcı Başbakan'a selam vermiş birine dava açamaz, hiçbir hakim ceza veremez.''

21. YÜZYILIN BAŞBAKANI OLAMAZ

Deniz Feneri yolsuzluğu iddiasının Avrupa'da 'yüzyılın yolsuzluğu' olarak adlandırıldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, ''Bu olayın ortaya koyduğu bir diğer gerçek de sayın Başbakan'ın çağdaş uygarlığın adamı olmadığı gerçeğidir. Kendisini hukukun da yargının da üstünde gören bir Başbakan, 21. yüzyıl Türkiye'sinin başbakanı olamaz'' dedi.

BAŞBAKAN'A DENİZ FENERİ SORULARI

''Sayın Başbakan ve Sayın Adalet Bakanı bu işe neden burunlarını soktuklarını kamuoyuna açıklamalıdır" diyen Kılıçdaroğlu bazı duyumlara dayanarak Başbakan'ın yanıtlaması isteğiyle şu soruları yöneltti:

- Vaktiyle Deniz Feneri Derneği üzerinden oluşturulan fonlarla bir ilişkiniz var mıydı, yok muydu? Bir bilginiz var mıydı, yok muydu?
- Savcıların görevden alınmasının, davanın sanıklarından birisinin bir şeyler yapılmazsa konuşacağı tehdidiyle bir ilgisi var mı, yok mu?
- Kanal 7'de arama yapılacağını Kanal 7'ye bildiren köstebek kim? Bu, size çok yakın çalışan bir çalışma arkadaşınız mı? Savcıların görevden alınmasının arkasında bu gerçeklerin ortaya çıkmasından duyduğunuz telaş mı var?
- Bu yüz kızartıcı suçu işlediği ileri sürülenlerle ne tür bir kader ortaklığınız oldu ki davayı açıkça ört bas etmeye çalışıyorsunuz? Neden korkuyorsunuz Sayın Başbakan, neyin açığa çıkmasından korkuyorsunuz?

TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE DURUYOR

Deniz Feneri Derneğiyle ilgili bir şaibe henüz açıklığa kavuşmamışken, bir şaibenin de hükümet eliyle yaratıldığını savunan Kılıçdaroğlu şöyle devam etti: 
"Hükümetin bu paniği bu telaşı hayra alamet değildir. Turpun büyüğü heybede duruyor. Tedarikçi firmaları kimdir? Bu firmalardan hangi fiyatlarla mal alınmıştır? Bu firmalarla dernek yöneticileri arasında nasıl bir ilişki var? İşin arkasında daha başka kimler var? Millet adına hepsinin aydınlatılmasını istemek demokrasinin, uygar olmanın, ahlakın temel kuralı değil midir?

"İŞİN UCU SİZE Mİ DOKUNUYOR"

Sayın Erdoğan'ın bu tür olaylarda kullandığı bir cümle var, 'İşin ucu kime çıkarsa çıksın, nereye dokunursa dokunsun üzerine gideceğiz.' Ama Deniz Feneri olunca hayır. Peki, Sayın Erdoğan bu olayda işin ucu acaba size mi dokunuyor? Dün Türkiye'de yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, iktidar eliyle katledilmiştir, adalet katledilmiştir.'

AŞİRET DEVLETİ DEĞİLİZ

Kılıçdaroğlu eski Genelkurmay Başkanı Koşaner'in dinlenmesini de ağır dille eleştirerek şunları söyledi:
''Meğer en mahrem kurumlarımızın çalışma ofisleri yol geçen hanına dönmüş. Meğer devletin en mahrem toplantılarına sokulan bir 'uzun kulak', oradan Allah bilir nerelere yayın yapıyormuş da bizim haberimiz yokmuş. Herkes konuşmanın içeriğine takıldı kaldı.

Bir Hükümet yetkilisinin, ''Bu konuşmalar bizim yaptığımız atamaların ne kadar isabetli olduğunu ortaya koymuştur'' dediğini savunan Kılıçdaroğlu, ''Demek ki o atamaları yaparken bu konuşmalara vakıftınız. Bu kasetler elinizdeydi" şüphesini dile getirdi.

"BU DİNLEMELERİN ARKASINDA DESTEĞİNİZ VAR"

Kılıçdaroğlu 'yabancı servisler dinlemiştir' yönündeki yorumlara da "Bu yabancı servisler herkesi dinliyor da siz neden nal topluyorsunuz? Bunları biliyorsunuz da neden önlem almıyorsunuz? Yalan söylemeyi bırakın Sayın Başbakan, bütün bu kanunsuz dinlemelerin arkasında sizin sessiz desteğiniz var. Onun için bugüne kadar hep ipe un serdiniz" tepkisi gösterdi.

"KEPAZELİĞİN HER TÜRLÜSÜNÜ KANIKSADIK"

''Kurumları birbirine tuzak kuran bir devletin, devlet olamayacağını'' ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Böyle devlet mi yönetilir? Bu olay dünyanın neresinde yaşansa yer yerinden oynardı. Bizde vakayı adiyeden sayılıyor. Çünkü kepazeliğin her türlüsünü kanıksadık. Bu böyle gitmez Sayın Başbakan. Ya korumanız gereken değerleri korursunuz ya da hukuki sorumluluğunuz doğar. Yanlış yoldasınız Sayın Başbakan. Bu ülkeyi tek parti gömleğine, tek parti perspektifine sığdıramazsınız; tek parti hegemonyasına itaat ettiremezsiniz. İstediğiniz kadar dinleyin, dinletin. İstediğiniz kadar ortalığa korku salın. demokrasinin, hukukun, insan haklarının, özgürlüğün tadını almış bir toplumu korkunun esiri yapamazsınız'' ifadelerini kullandı.