Erdoğan'ı kedi olarak gösteren karikatüriste açılan davayı reddeden hakim şimdi Kılıçdaroğlu'nun yanında.
Abone olCHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 15 ay gibi kısa bir sürede 4 kez yönetim revizyona gitmesi ve toplam 46 yönetici değiştirmesi, yeni tartışmaları da beraberinde getirdi. Parti içi muhalifler mezhepsel ayrımcılık suçlamasında bulundu.
CHP lideri, Başbakan Erdoğan’ı kedi olarak gösteren karikatürist Musa Kart hakkında açılan davayı reddeden eski hâkim Mithat Ali Kabaali’yi danışman olarak atadı.
Seçimlerden sonra özel kalem müdürlüğüne Tuncay Ceylan’ı atamasının ardından özel kalem müdür yardımcılığına Kemal Işıldak’ı getiren CHP Lideri, asıl sürprizi ise danışman kadrosunda yaptı.
BERAAT KARARIYLA "BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ" ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLMÜŞTÜ
Kılıçdaroğlu, kamuoyunda “kedi karikatürü davası” olarak bilinen ve Başbakan Erdoğan tarafından açılan davada beraat kararı veren eski hâkim Kabaali’yi partide kendisine danışman yaptı. Kabaali, beraat kararıyla 2006 yılında Gazeteciler Cemiyeti tarafından, karikatürist Musa Kart ile birlikte “Basın Özgürlüğü” ödülüne layık görülmüştü.
SEÇİMLERDE ADAY OLMUŞ AMA LİSTEYE GİREMEMİŞTİ
Seçimlerden önce Şişli 1. Asliye Ceza Hâkimliği’nden istifa eden Kabaali, CHP’den Hatay’dan milletvekilli aday adayı olmuş, ancak listeye girememişti. Adaylık için istifa eden hâkim ve savcılar diğer memurlar gibi görevlerine geri dönemedikleri için Kabaali, emekli olmamasına rağmen cübbesini yeniden giyememişti.
“TEBESSÜM ETTİRİR”
Kabaali, kedili karikatür davasında suç unsurunun bulunmadığını şu gerekçeyle açıklamıştı: “Siyaset adamlarının politikaya atılırken haklarında verilecek haber ve eleştirilerin sert olacağını öngörmeleri gerekir. Karikatürün gözleyeni düşünmeye ve tebessüm ettirmeye yönelik, ince zekâ ve yetkinlik ürünü, genellikle içeriğinde anlam kaymaları bulunan, güncel bir olayla ilgili abartılı vurgular taşıyan ve az sözlü ya da çizgisel anlatım sanatı olduğu kabul edilmektedir.”
Kılıçdaroğlu, Meclis grubu vitrininde de değişikliğe gitti. Yıllardır CHP Grup Müdürü olarak görev yapan Mustafa Gül’ün yerine, grup müdürlüğüne Levent Bayraktar’ı atadı. Grup’ta ikinci sürpriz değişiklik grup basın müşavirliği kadrosunda yapıldı. Yıllardır bu görevi yürüten Baha Ülgen’in yerine Habertürk’ün eski parlamento muhabiri Ali Öztunç, Grup Basın Müşaviri olarak atandı.
12 Haziran seçimlerinde CHP’den milletvekili aday adayı olan Öztunç, Kılıçdaroğlu’nun partideki danışmanları arasındaydı. Kanal D, Show TV, Vatan Gazetesi ve Habertürk Gazetesi’nde parlamento muhabirliği görevini yürüten Öztunç’un “En Son Umutlar Ölür” isimli bir de kitabı bulunuyor.
GENİŞLEYECEK
Kılıçdaroğlu’nun, Genel Merkez’deki Ali Kılıç, Recep Cengiz ve yeni göreve atanan Mithat Ali Kabaali’nin yanı sıra çok sayıda yeni ismi danışman olarak görevlendireceği öğrenildi. CHP Lideri’nin kendisini gölge gibi takip edecek ve konuşmalarının hazırlanmasına yardımcı olacak yeni bir ekip kuracağı bildirildi.
KILIÇDAROĞLU'NU MEZHEPSEL AYRIMCILIKLA SUÇLAYAN CHP'li ESKİ VEKİLLER KİM? BAYKAL NE DEDİ? SONRAKİ SAYFADA
[PAGE]
KORKMAZ: GÖZE BATAR
Eski İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Esfender Korkmaz, bu tablonun CHP'de mezhepçilik ve etnik ayrımcılık yapıldığının kanıtı olduğunu öne sürdü. Zaman gazetesinde yer alan habere göre Korkmaz, şu görüşü dile getirdi: "Demek ki ben uyarımda haklıymışım. Bazı sezgilerim olmuştu. Ama bugün geldiğimiz noktada maalesef yapıldığını gördük. İkinci adamı Nihat Matkap, üçüncü gelen Erdoğan Toprak Alevi. Bu tabii göze batar. Bu arkadaşların hepsi iyi insanlar ama kamuoyu bunu böyle algılamaz. Aleviler için en fazla çalışan insan benim. Milletvekili iken Alevilere ibadet haklarının verilmesini savunan bendim. Ama böyle ayrımcılık yapınca ne yapabilirsin, nasıl savunabilirsin? Burada Kılıçdaroğlu çok yanlış yapmıştır."
ARITMAN: KÖR OLMAK LAZIM
Eski CHP İzmir Milletvekili Canan Arıtman ise "Etnik köken eleştirisinin haklılık payı olduğunu görmemek için kör olmak lazım." ifadelerini kullandı. Yine Zaman'ın ulaştığı Baykal, parti içi konularla ilgili şimdiye kadar sessiz kaldığını, bu şekilde devam etmek istediğini belirtti. Ancak Baykal'ın yakın çevresine yaptığı değerlendirmede sürecin parti açısından kötüye gittiğini söylediği belirtiliyor.