CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'nin 96'ıncı kuruluş yıldönümü nedeniyle Meclis Genel Kurulu'nda önemli açıklamalarda bulundu.
Abone olCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis Genel Kurulu'nun TBMM'nin açılışının 96. yıl dönümü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla gerçekleştirilen özel oturumunda grubu adına bir konuşma yaptı.
Kılıçdaroğlu, "Kararlarını beğenmedikleri zaman Anayasa Mahkemesine bile meydan okuyanlar, hukuku dinamitleyerek yolsuzluk soruşturmalarından kaçanlar ya da dokunulmazlık ve sorumsuzluk zırhının arkasına saklananlar, sadece Anayasa'yı değil ulusal egemenliği de çiğnemektedirler." dedi.
TBMM'nin dünyanın en eski 10 parlamentosundan biri olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Kurtuluş Savaşı'nı zafere ulaştırması nedeniyle de "Gazi Meclis" ünvanını taşıyan ve bu özelliğiyle de dünyanın Gazi ünvanına sahip tek parlamentosu olduğunu ifade etti. Kılıçdaroğlu, Cumhuriyetin de tüm dünyaya bir bayram hediye edecek kadar ufku geniş, ulusal egemenliği baştacı edecek kadar halkına güvenen ve saygı duyulan devrimci kadroların ve ruhun eseri olduğunu söyledi.
Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin Misakı Milli sınırları içinde çağdaş anlamda sosyal, ekonomik gelişmeyi sağlama, uluslararası anlamda da "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" ilkeleri çerçevesinde kurulduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, bundan amacın maceradan uzak duran, herkesin mutluluğu için çalışmayı amaç edinmiş, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti oluşturmak olduğunun altını çizdi.
Kılıçdaroğlu, "Bu bayrama Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı diyoruz. Bu bağlamda; Cumhuriyeti kuran devrimci kadroların ulusal egemenlik kavramıyla neyi ifade ettiklerini iyi anlamak gerekiyor. Günümüzde bu kavramı çarpıtarak bir dikta rejimi kurmaya kalkışanların, öncelikle Mustafa Kemal Atatürk’ün, 7 Şubat 1923 tarihinde Balıkesir'de yaptığı konuşmayı iyi öğrenmeleri gerekiyor. Şöyle der Gazi Mustafa Kemal: 'Milli emeller, milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil, bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir.' Bir halkın var olma mücadelesini bağımsızlıkla taçlandırmış bu yüce Meclis'in fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür üyeleri bugün de zorlu bir mücadele içine girmişlerdir. Bu zorlu mücadelenin halkın egemenliğini yansıtan gerçek bir demokrasi ve özgürlüklerle taçlanacağından eminim." dedi.
"ULUSAL EGEMENLİK, SANDIKTAN ÇIKAN OY SAYISINA BAĞLI DEĞİLDİR"
Ulusal egemenliğin çoğulcu bir rejim, temsilde adalet ve hukukun üstünlüğü meselesi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Çoğunluğun güçlü, güçlünün de haklı olduğu, yasaların, yurttaşların baskı, korku, yasaklar, kin, yoksulluk ve istikrarsızlık tehditleriyle yönlendirildikleri bir sistem, çoğulcu bir sistem değildir. 'Sandıktan çıktım ne istersem yaparım' anlayışı, ulusal egemenlik kavramıyla bağdaşmaz. Çünkü ulusal egemenlik, sandıktan çıkan oy sayısına bağlı bir kavram değildir. Egemenlik, en son ferdine kadar bütün ulusundur; kayıtsız şartsız milletindir. Hiçbir güç, kaynağını nereden aldığını iddia ederse etsin, milletin üzerinde vesayet kuramaz; kurmaya çalıştığı vesayetin kaynağı olarak da bizzat milletin kendisini gösteremez. Böyle bir yönetim tarzı, demokrasi ve cumhuriyet ilkeleriyle de bağdaşmıyor.
Demokrasi, özgür yurttaşların, özgür medyanın, bağımsız yargının olduğu ve iktidarların, egemenliğin kaynağı olan halka her gün hesap verdikleri bir rejimin adıdır. Kayıtsız şartsız, millete ait olan egemenlik, milletin iradesini gasp etmek ve toplumun belirli unsurlarını dışlamak için bir silah gibi kullanılamaz."
"DOKUNULMAZLIK VE SORUMSUZLUK ZIRHININ ARKASINDA SAKLANANLAR..."
Üstünlerin hukukunun egemen olduğu bir yerde, milletin egemenliğinin olamayacağının altını çizen Kılıçdaroğlu, halkın ulusal egemenliği yasama, yürütme ve yargı organları aracılığıyla kullandığını ifade etti.
Yürütme organına 'bu yetkiyi tek başına kullan' denilemeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, tarafsız ve bağımsız yargının olmadığı, yasama organının etkisizleştirildiği bir düzeni sürdürmenin, ulusal egemenliğin kaynağı olan milleti hiçe saymak anlamına geldiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Toplumu ve sözde hasımlarını sindirmek için özel mahkemeler oluşturanlar, gazetecilerin, akademisyenlerin, aydınların tutuklanmalarını isteyenler, tahliyelerine tepki gösterenler, kararlarını beğenmedikleri zaman Anayasa Mahkemesine bile meydan okuyanlar, hukuku dinamitleyerek yolsuzluk soruşturmalarından kaçanlar ya da dokunulmazlık ve sorumsuzluk zırhının arkasına saklananlar, sadece Anayasa'yı değil ulusal egemenliği de çiğnemektedirler." değerlendirmesinde bulundu.
"31 BİN 337 ÇOCUK GELİN VAR"
23 Nisan'ın aynı zamanda, dünya çocuklarına armağan edilmiş ilk ve tek bayram olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "Özgürlüğe, eşitliğe ve bilime bağlı olan toplumlar Mustafa Kemal'in işaret ettiği gibi fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirebilirler. Çocuklarımızın ufkunu kin ve nefretle değil sevgi ve dürüstlükle çizdiğimiz takdirde ülkemiz kalkınır ve ilerler. Biz çocuklarımızı bilime dayalı, sevgiyle dolu, nefretten uzak, yüzünü geleceğe dönmü, korkulardan uzak bir eğitim sistemiyle yetiştirmek istiyoruz." diye konuştu.
Özgür ve eşit bir geleceğin, özgürce yetişen nesillerle mümkün olduğunu vurgulayan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Mustafa Kemal Atatürk’ün 'kimsesizlerin kimsesi' olarak tanımladığı cumhuriyetimizin en önemli özelliklerinden biri olarak sosyal devlet yaklaşımının hızla terk edilmesinin en büyük acısını, sancısını da maalesef çocuklar çekiyor. Yardıma muhtaç çocuk sayısı yüz bini geçti. Türkiye’de 2015 yılı itibariyle TÜİK verilerine göre 31 bin 337 çocuk gelin var. Sadece 2014 yılında bir nedenle güvenlik birimlerine gelmiş ya da getirilmiş çocuk sayısı 290 bin 414. Çocuklar suça sürükleniyor. Son 5 yılda çocuk hükümlü sayısı 5 kat arttı.
Uluslararası Uyuşturucu Raporlarına göre uyuşturucu kullanma yaşı 10’a kadar düştü. Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de çocuğa karşı işlenen suçlar hızla artıyor. Türkiye çocuklar arasında fırsat eşitliği sıralamasında maalesef son sıralarda bulunuyor. Bugün Türkiye’de yaklaşık 1 milyon çocuk işçi var. Bu çocukların yarısı hem çalışıyor hem okuyor. Çalışan çocukların yüzde 34’ü aşırı çalıştırılıyor, üçte birine işyerinde yemek verilmiyor. Sadece 2015 yılında 63 çocuk işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Anayasamızın 41’inci maddesine göre her çocuk korunma ve bakımdan yararlanma hakkına sahiptir. Ve devlet her tür istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri almakla görevlidir. Bu görev devlet dışındaki başka kurum ve kuruluşlara dernek ve vakıflara devredilemez."
Konuşmasını bitirirken partisinin TBMM Grup Salonu'nda çeşitli illerden gelen çocuklarla bir araya geleceklerini hatırlatan Kemal Kılıçdaroğlu, bu etkinlikten gurur ve mutululuk duyduğunu ifade etti.
Kılıçdaroğlu, "Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları, bu güzel ülkenin çocuklarına adanmış bir devlet kurdular. Biz de bu bayrağın taşıyıcıları olarak çocuklarımızla birlikte 23 Nisan’ı Gazi Meclisimizin çatısı altında kutlayacağımızı, övünçle kutlayacağımızı belirtmek istiyorum." diye konuştu.